Lacivert Dergi

Yazarlar Haşmet Babaoğlu
Haşmet Babaoğlu
Haşmet Babaoğlu

DÜNYADA BİLİNEN SİYASETİN SONUNA GELDİK!

16 Mart Perşembe2023 "Küresel elitler istiyorlar ki, mevcut sistem ve siyasiler iyice gülünçleşsinler..." Ocak ayındaki bir yazınızda, boşlukla konuşan Biden'ı, hiçbir ülkenin güvenmediği Fransa Cumhurbaşkanı Macron'u ve müstafi...
Haşmet Babaoğlu

Ben ''Küresel Darbe'' diyorum, ama globalistler ''Devrim'' diyecek!

22 Eylül Çarşamba2021 Küresel salgın, iklim krizi, dünyanın değişen ya da değiştirilmeye çalışılan düzeni, kapitalizmin dönüşümü… Tüm bunlar birbirinden farklı konular gibi görünüyor olabilir. Ancak gazeteci-yazar Haşmet Babaoğlu farklı düşünüyor. “Pandemi ile iklim mücadelesinin programları ve medya stratejileri bile benzerlik gösteriyor. Çünkü aynı elden, global elitlerin yönetim merkezinden çıkıyor” diyen Babaoğlu mevcut krizleri ve arkasında yatan denklemi Lacivert için farklı bir okumayla tahlil etti.
Haşmet Babaoğlu

Ya ev, evde yoksa!

15 Mayıs Cuma2020 “İçeri”de kaldık. Epeyce uzun bir zaman “içeri” kapandık. Ama şunu da anladık; dışarısı olmadan, dışarıyı yaşamadan, dışarıdan koşa koşa dönmeden, “içerisi” olamıyormuş…
Haşmet Babaoğlu

3 Soru 3 Cevap

14 Kasım Çarşamba2018 Burada yaşadığın ve "buralı" olduğun için varlığını dolduran derin bir şükür duygusu
Haşmet Babaoğlu

Doğal yaşam tabii bir şey değil

13 Ekim Cumartesi2018 Şehirden hafta sonları kaçıp yeşillik bir yerde alabalık yiyip birkaç saat geçirdiğimizde tabiata vâkıf olduğumuzu düşünüyoruz. Yok öyle bir şey! Hatta artık "şehir dışı" diye bir yer yok!
Haşmet Babaoğlu

Geçmiş Geçmiyor, Gelecek Gelmiyor!

17 Eylül Pazartesi2018 Gelecek dediğimiz şey aslında bugün, burada olmayan ama olacağından emin olduğumuz bir şey. Bu bir kere ontolojik olarak büyük sıkıntı!
Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu'yla 3 Soru 3 Cevap

07 Ağustos Salı2018 SORUN YOK! UNUTMAMIŞ OLSAYDIN NASIL HATIRLAYACAKTIN? Dikkatimizi çeker: "Hatırlama"nın el üstünde tutulduğu, "unutma"nın yerden yere vurulduğu bir çağda; daha da açarsak sosyal/siyasal yüzleşmeler ve...
Haşmet Babaoğlu

Artık içimiz dışımız Batı

15 Mayıs Salı2018 Artık öyle “mutlak düşman” görerek veya Asyacılık falan yaparak işin içinden çıkamayız. Batı karşısında aşk-nefret tahterevallisi de başımızı döndürmekten öteye gitmez. Durum çok daha ciddidir. Sükunetle ilerlemeyi gerektirir.
Haşmet Babaoğlu

Seninle seviyorduk!

14 Nisan Cumartesi2018 Benim gördüğüm kadarıyla “gönderilmemek üzere yazılmış ve saklanmış” tutku dolu mailler diye bir şey yok. Saklanan maillerin taşıdığı heyecan hızla söner, geriye sıkıcı bir arşiv kalır, bunu hepimiz biliriz.
Haşmet Babaoğlu

Endişenin suyu aşınca boyumuzu

05 Mart Pazartesi2018 Afrin Operasyonu’nun ilk günlerinde tank üzerindeki bir askerle basın mensupları arasında bir konuşma geçti, hatırlarsınız. “Ailene diyeceğin var mı?” diye sormuştu gazeteciler. Asker; “beklemesinler” cevabını verirken bir yandan da tankın üzerindeki işini sürdürmüştü.
Haşmet Babaoğlu

Apartman veya müstakil ev ne fark eder? İçinde “hayat” yok

15 Eylül Cuma2017 Evlerimizin harcı, bizim harcımızla karılmıyor ne yazık ki.
Haşmet Babaoğlu

Bana düşman verin! Öteki’nin günahı ne?

11 Nisan Salı2017 Bazı kavramlar, terimler var, neredeyse ışık hızıyla yayılıyor; hiç akla gelmeyecek kıyılara köşelere kadar sokuluyorlar. ‘Ötekileştirme’ de öyle bir şey… Biraz konuşsak mı? Nereden, nasıl çıktı bu?
Haşmet Babaoğlu

Melankoli hak, depresyon yasak

13 Şubat Pazartesi2017 Evvela, melankoli kültürel, sanatsal, duygusal yükü güçlü bir kavram. Bu özelliğini seviyorum. Dahası, ben de melankoliğim. Sevdiklerimin çoğu da öyle. Yani popüler kültürün “boşveeer, sen keyfine bak!” çağrılarına, artık sarhoşluğa ve arsızlığa dönüşmüş ‘umut ve başarı ticareti’ne sırtımızı dönmüşüz.
Haşmet Babaoğlu

İyilik hayallerine değil, iyiliğe ve adalete muhtacız...

01 Kasım Salı2016 Batı dünyası büyük toplumsal ütopyalardan vazgeçti ama yerine en büyük hedef olarak mutluluğu koydu. Bürokrasiler, tüketim endüstrisi, medya sürekli buna çalışıyor. Bu noktada iki önemli direniş grubu var. Biri inançlı insanlar. Çünkü onlar insan için hedefin mutluluk değil, yaratıcı'nın rızasına kavuşmak olduğunu bilirler. Diğer grup da kötümserlerdir. Onlar da mutluluk denen şeye güvenmezler.
Haşmet Babaoğlu

Bizde romantizm yok, kalp var

13 Temmuz Çarşamba2016 Romantizm ‘aydınlanma’nın çocuğudur ama kardeşi rasyonalizmin tam karşıtı karaktere sahiptir. Eleştirel zihne karşı tahayyülün isyanıdır. Akılcı felsefeye karşı gündelik hayatın felsefesidir. Mantığa karşı aşktır.
Haşmet Babaoğlu

Tabiatla ilişkimiz var ya, hiç tabii değil!

09 Haziran Perşembe2016 Dokunulmamış bir doğa arayıp bulmak veya onu yeniden yaratmaya çalışmak nasıl da püriten bir çabadır. Uzaktır onların doğası. Neredeyse zihinde kurulmuştur ve bir türlü hayata geçmemektedir. Umutsuz ütopik komünistleri, mesih’in bir türlü gelmediği, beklemekten yorgun düşmüş mesiyanik tarikatları andırırlar.
Haşmet Babaoğlu

Hasret, hasrettir ve içinizi sızlatır!

02 Mart Çarşamba2016 Osmanlı İmparatorluğu’nu ve kültürel devamlılığını, yani bir tarihsel ‘bedeni’ öldürdük. Babayı yani. Babamızı. Bitti! Ama ‘ruhu’yla temasımız sürüyor. Öyle sanıyorum. Bu hasret duygusu sadece kuru bir tarih bilgisi veya siyasete dayanıyor olamaz.
Haşmet Babaoğlu

Dünya sevme yalan olur, sonra sokar yılan olur!

03 Şubat Çarşamba2016 Birisi sevdiği insana “sana ihtiyacım var” dediğinde içimiz titriyor, bunu çok hoş buluyoruz. Fakat ‘birbirlerine muhtaç çiftler’den söz ettiğimizde kaşlarımız çatılıyor. Onu hiç hoş bulmuyoruz. Neden? Bir tuhaflık yok mu bunda? Niye açık konuşmuyoruz? Sevmek, sevdiğinin kölesi olmak veya sevdiğini köleleştirmek değildir desek, çok daha basit ama dürüst olacağız.
Haşmet Babaoğlu

Haydi hep beraber: “Bir teselli ver...

04 Ocak Pazartesi2016 Ölüm sürekli erteleniyor. Bir kavga bu. Biraz daha, biraz daha erteleyebilir miyiz ölümü kavgası. Sadece o da değil. Yaşlanma da erteleniyor sürekli. Biraz daha ileri, daha daha ileri atabilir miyiz yaşlılığı? Fakat yine de acılar var, hastalıklar, yaşlılık ve mutlaka ölüm var. Yani umarsız bir çaba ve bitkin düşmüş insanlar… Tablo bu.
Haşmet Babaoğlu

Yeni çok çabuk eskir, yenilik özen gerektirir...

02 Aralık Çarşamba2015 Birçok şey dünle beraber gider, tamam! Yeni şeyler söylemeliyiz, yeni şeyler yapmalıyız, o da tamam! Fakat nedir hakikaten ve hakkıyla yeni olan? İşte onu ince eleyip sık dokumak zorundayız. Bu yaşadığımız çağda ‘asıl yeni’ olan kadim olandır; köktür. Yani hakiki bir yenilik için belki ileriye doğru ‘fırlamak’ yerine, geriye dönmek gerekir.
Haşmet Babaoğlu

Siz yürüyüş parkurunu alın, bana sokağı verin

04 Kasım Çarşamba2015 Yaz akşamları balkonumun önünden hışır hışır eşofmanlarıyla ve koşar adım geçenleri pek anlayamıyorum. Sokak aslında yürümek için falan değildir. Orada öyle durmak içindir…
Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu'yla 3 soru 3 cevap

06 Ekim Salı2015 Yerlisin tamam fakat nereye gidiyorsun?
Haşmet Babaoğlu

O ben miyim burası neresi?

03 Eylül Perşembe2015 Haşmet Babaoğlu ile 3 soru 3 cevap...
Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu'yla 3 soru 3 cevap

06 Temmuz Pazartesi2015 Aşk karşısında yetişkinlik yoktur, yalnızca çocuklar, o kendinden geçmiş, kaygısız çocuk ruhlar âşıktır.
Haşmet Babaoğlu

Oyu attık, şimdi nereye gidiyoruz

01 Haziran Pazartesi2015 Cumhuriyet kurulduğundan beri halkın rejimin ‘siyaset seçkinleri’nin yerine, karşısındakileri desteklemesini tarihsel-ideolojik bir tercih olarak değil de, her seferinde özgül bir ‘seçmen davranışı’ olarak ele almak komiktir.
Haşmet Babaoğlu

Komik sizin olsun, bana neşe verin

30 Nisan Perşembe2015 Mizah dergilerinin kapaklarına bakın ve sonra elinizi vicdanınıza koyup bu kapaklarda zekâ olup olmadığını kendinize bir sorun… Bu kadar kaba ve samimiyetsiz alay ve hakaretler için zekâya gerek var mı?
Haşmet Babaoğlu

Şeytan bunun neresinde?

03 Mart Salı2015 Artık kötüler yakışıklı, güzel, baştan çıkartıcı, parlak, iyiler mıymıntı. Kötülük hep ilgi uyandırıcı, dikkat çekici ve zekice fakat iyilik neredeyse naif ve sıradan bir şey… Seri katile âşık olmak normalleştirildi neredeyse…
Haşmet Babaoğlu

Benim hâlâ umudum var

30 Aralık Salı2014 Umut, seküler bir duygu değildir. Umut, Tanrı'nın rahmetindedir. Modern insanın anlayamadığı da budur. Bu yüzden 'Umut'tan her söz edişinde hayallerini veya beklentilerini sıraladığını ve bunun başka bir şey olduğunu fark edemez.
YENİ YAZILAR

Fatma Betül Karalı

Dijital oyunlar, artık çocukların yaşamının ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sokak oyunlarının yerini sanal oyunlar ve bu dünyada kurulan arkadaşlıklar alırken, tartışmalar, iş birlikleri ve rekabetler...

Saliha Erdim

İnsan, Rabb'imizin sayısız özellik ve güzelliklerle yaratıp dünyaya gönderdiği bir varlık. Beşer olması hasebiyle, ilk adımlarını atıp yürümeye başladığında da ömür yolculuğunda da yürümenin tabiatı gereği...

Ahmet Özhan

Ötekisizlik vahdet ve tevhittir Lacivert Dergi için bu ay hazırladığım yazıyı Prof. Dr. Ömer Türker'le gerçekleştirdiğim bir konuşma üzerine kaleme aldım. Kendisi bana bazı sorular sordu. Sorular daha...

Gökhan Ergür

Sevgili babacığım, nasılsın? Sana yaşarken bir kere bile "babacığım" diyemediğim için şu an çok şaşkınsın yüksek ihtimalle. Bunun için çok üzgünüm. Kalan ne varsa, yani yaşadığım otuz beş yıllık ömür...

Said Ercan

Son yıllarda çocuklar üzerindeki küresel planlar, algı yönetimi, bağımlılık, etkileme stratejileri ve LGBT gibi konular, çocukların aile değerlerinden ve kültürel köklerinden uzaklaşmasını hedefleyen büyük...

Lacivert Yazı İşleri

Kendinden ümidi kesen insanlara ayet ve hadislerden pencere açıyorum Dilara Tekin /Dijital içerik üreticisi Instagram, Youtube ve Podcast alanında ürettiğiniz içerikler son günlerde ilgi görüyor. Sosyal...

Memduh Cemil Şirin

Modern anlamda çocuk hakları bir 20. yüzyıl hikâyesi olarak okunabilir. Bu yazı hukuk kaynaklı temel bir sorunun cevabını arama arayışı olarak görülebilir. Sorumuz şu: Geçtiğimiz yüzyıl çocuk haklarının...

Sena Subaşı

Tarih boyunca dünyanın farklı coğrafyalarında çocuk kavramına değişik anlamlar yüklenmiş, tüm kültürlerde çocuklara farklı yaklaşımlar geliştirilmiş. Fakat tarihin her döneminde yetişkinlerin savaşlarının ağır bedelini çocuklar da ödemiş. 21. yüzyılda ise çocuklara yönelik yeni ve kitlesel hak ihlallerine şahit oluyoruz. Milyonlarca çocuk en temel haklarından dahi mahrum edilerek şiddet, istismar ve farklı türlerde sömürüye maruz kalıyor. Bugünse savaşın en temel kuralı olan “çocukların korunması” ilkesini bile dikkate almayan devletlere, toplumlara şahit oluyoruz. Dilerseniz geçmişten ve günümüzden vakalarla bu meseleye ibretlik bir göz atalım.

Eda Dikmen

Çocuklara dair bir dosya hazırlarken onların hayallerini, ideallerini, dünya hakkındaki düşüncelerini, şikâyetlerini, sorunlarını ve dünyada neleri değiştirmek istediklerini merak ettik ve mikrofonu bu kez onlara yönelttik. Bakalım onlar ne düşünüyor, ne hissediyordu? Bu minik insanların ağzından “Filistin’deki çocukların da bizler gibi özgür olmasını istiyorum”, “Dünyadaki tüm savaşları durdururdum”, “Çevre kirliliğinden şikâyetçiyim”, “Tüm çocukların eşit olmasını sağlardım” gibi birbirinden duyarlı, bilinçli ve yüzümüzde Tebessüm oluşturan cevaplarla karşılaştık. Yönelttiğimiz sorulara verdikleri karşılıklar minik zihinlerin şaşırtıcı derecede farkındalığa sahip olduklarını gösteriyordu. Dilerseniz gelin, çocuklarımızın ne düşündüğüne bir de siz kulak verin.

Muhammed Ersin Toy

"Bir insanın ana vatanı çocukluğudur" der Pamukkaleli Epiktetos. Bu ifade, insanın özünün, gerçekliğinin, değerlerinin ve kişiliğinin çocukluk döneminde şekillendiğini vurgular. Her çocuk büyüdüğünde kendini...
BİZE ULAŞIN