Birol Biçer
Birol Biçer

GÖZÜN VE İMAJIN GÖLGESİNDE VAROLMAK

26 Haziran Çarşamba2024 Yaşadığımız çağın ana unsurlarından biri görselliğin hâkimiyeti. Ne mananın ne de sözün artık eski belirleyiciliği kalmadı. Özellikle televizyonun icadından günümüzün medya araçlarına uzanan süreçte hayatta dikkate almamız, satın almamız, yönelmemiz, tanımamız, bilmemiz, beğenmemiz, örnek almamız, arzulamamız, seçmemiz, ciddiye almamız, saygı duymamız istenen hemen her şey yoğun bir görsellikle sunuluyor. Nefret etmemiz, onaylamamız, kötü görmemiz istenenlerse yine aynı yoğunlukta negatif bir görsellikle... Böyle bir dünyanın kral kavramının “imaj” olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu dünyanın bizi hızla sürüklediği bir eğilimse artık kendimizin de büyük ölçüde birer imaj olmamız. Daha açık söylersek varlığımızı bir görüntüye dönüştürmemiz ve hayatı bu “ben imajı” üzerinden deneyimlememiz. Çağımızın bu yönünü tahlil etmeye çabalamış önemli eleştirel düşünürlerin yaşadığımız bu zamanları “görüntü toplumu”, “teşhir cemiyeti”, “imaj devri”, “gösteri toplumu”, “şeffaflık toplumu”, “gözetim toplumu”, “göstergeler imparatorluğu” ya da “görsel toplum” şeklinde tanımlamaları boşuna değil. Bu kavramsallaştırmaların işaret ettiği şeyin temelinde ise göz ve görüntü yatıyor. Temelinde gözün ve görüntünün yattığı bir yerden çıkması beklenebilecek şeylerin başında ise bir görünme ve gösterme biçimini ifade eden teşhir ve ifşanın gelmesi kaçınılmaz.
YENİ YAZILAR
BİZE ULAŞIN