26 Temmuz'da resmi açılış töreni ile başlayan 2024 Paris Yaz Olimpiyat Oyunları 11 Ağustos'ta tamamlanan müsabakalar ile sona erdi. Fransa'nın başkenti Paris ana merkez olmak üzere toplam 16 farklı şehir ya da lokasyonda gerçekleştirilen etkinliklerle madalya kazanan ülkeler ve sporcular belli oldu.
1924 Olimpiyatları'ndan tam 100 yıl sonra yeniden bu büyük organizasyona ev sahipliği yapan Paris'in ilk kez stadyum dışında Seine Nehri boyunca Pont d'Austerlitz'ten Pont d'lena'ya kadar olan bölgede gerçekleştirilen açılış töreni tüm dünyada büyük yankı uyandırdı ve eleştirilerin odağı oldu. Eleştirilen en temel noktaları, tören boyunca yapılan eşcinsellik propagandaları ile Hz. İsa'ya atfedilen son akşam yemeği ritüeli ile dalga geçilen bir gösteri ve zaman zaman tekrarlanan "pagan" sembolleriydi.
Aslında 6 bin 800 sporcunun 85 tekne ile 6 kilometrelik Seine Nehri boyunca geçit töreni yapması ve sanatçıların yaklaşık 4 saat sürecek gösterisi tüm dünyada başta sporseverler olmak üzere heyecan uyandırmıştı. Ancak televizyonları başında açılış törenini izleyen milyonlarca insan dakikalar ilerledikçe büyük bir şaşkınlık içerisinde kalıyordu. Sakallı kadınlar, kadın elbiseleri giymiş erkekler, neredeyse her şovda yer alan eşcinsel tiplemeler ve açık LGBT mesajları olayın boyutunun çok farklı olduğunu gözler önüne seriyordu.
Dünya kamuoyu özellikle de muhafazakârlar ve Hristiyanlar açılış töreninde yaşanan bu skandallara tepki göstermekte gecikmediler. Farklı kurum
ve kuruluşlardan art arda yapılan açıklamalara organizasyonu düzenleyen ekip ertesi gün basın toplantısı düzenleyerek yanıt vermek zorunda kaldı. Ancak oyunlar başladığında Fransızların neden böyle bir açılış törenine ihtiyaç duydukları ve neyi amaçladıkları daha net ortaya çıkıyordu.
Trans sporculara tepkiler
Özellikle kadınlar boks müsabakalarında ringe çıkmalarına izin verilen bazı sporcuların gerek görüntüleri gerekse geçmiş yıllarda bazı müsabakalardan cinsiyet testlerini geçemedikleri için men edildiklerinin ortaya çıkması dünya kamuoyunda gündemi bir anda değiştirdi. Tayvanlı sporcu Lin Yu Ting'le karşılaşan Bulgar Svetlana Staneva'nın rakibine yenildikten sonra "X" işareti yaparak tepkisini göstermesi yeni bir protesto eylemenin işaret fişeği oldu. Kadınlar 66 kg'da İtalyan boksör Angela Carini'nin Cezayirli İmane Khelif'le yaptığı maçın 46'ncı saniyesinde gözyaşları içerisinde maçı bırakması ve Khelif'in yarışmasına tepki göstermesi oluşturduğu etki bakımından olimpiyat oyunlarının bile önüne geçti.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin bile dahil olduğu tartışmalarda dünya genelinde "X" kromozomlu yani erkek görünümlü ve hormonlu kadın sporcuların yarıştırıldığı iddiası gündemi meşgul etti. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise, sosyal medya platformu X üzerinden yayınladığı bir gönderide Carini için "Asla pes etmeyeceğini biliyorum Angela. Bir gün hak ettiğini azim ve terle alacağını da biliyorum. Kuralların eşit olduğu bir turnuvada" ifadelerini kullanarak tartışmalara dâhil oldu.
Bir başka kadın boksör, milli sporcumuz Esra Yıldız Kahraman da olimpiyat oyunlarının yarı finalinde karşılaştığı ancak mağlupolarak bronz madalyada kaldığı Tayvanlı Lin Yu Ting'le maçının ardından eliyle "XX" işareti yaparak rakibi hakkındaki cinsiyet tartışmalarına göndermede bulundu. Esra'nın kadınlar 57 kg kategorisinde yenilerek altın madalya fırsatını kaçırdığı Tayvanlı Lin Yu Ting'in 2023 yılında Dünya Boks Şampiyonası'ndan "hormonal" farklılıkları nedeniyle ihraç edildiğinin ortaya çıkması başka bir skandala daha kapı araladı.
Uluslararası Boks Federasyonları Birliği (IBA) erkek XY kromozomlu sporcuların kadın müsabakalarında yarışmasını engelleyen uygunluk kurallarını ihlal ettiği için Lin Yu Ting'in ihraç edildiğini bu nedenle bronz madalyasının alındığını açıkladı. IBA Başkanı Umar Kremlev de o dönem yaptığı açıklamada sporcuların DNA testlerinin "XY" kromozomuna sahip olduklarını kanıtladığını söylemişti.
Öte yandan Tayvanlı boksöre çeyrek finalde yenilen Bulgar boksör Svetlana Staneva da rakibiyle yaptığı maçın ardından işaret parmaklarıyla "X" işareti yaparak yaşanan olaylara tepki göstermişti.
Komite'nin skandal kararları
Bununla birlikte başta halter ve güreş olmak üzere birçok farklı branşta da benzer iddialar ve tartışmalar Paris 2024'ün üzerindeki sis perdesini iyice
yoğunlaştırırken, tartışmaların odağındaki olimpiyatların en üst karar verici merci Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), yaptığı bir açıklamayla bu tür sporcuları savunarak tartışmaları iyice alevlendirdi. Olimpiyat Komitesi Başkanı Alman Thomas Bach, yaptığı açıklamada tartışılan sporcuların "kadın" olarak doğduklarını ve "kadın" olarak büyüdüklerini bu nedenle herhangi bir karar almalarının söz konusu olmayacağını söyledi.
Aslında IOC, 2015 yılında hazırladığı bir "Mutabakat Beyanı"nda boks sporunda sporculara yönelik bir cinsiyet testi yapılarak sporcuların "kadın" ya da "erkek" olup olmadıklarının tespitine olanak sağlamıştı. Ancak 2021 yılında yine aynı IOC bu kez, "Cinsiyet Kimliği ve Cinsiyet Çeşitliliğine
Dayalı Adalet, Kapsayıcılık ve Ayrımcılık Yapmama Çerçeve Belgesi" adıyla yeni bir tutum ortaya koydu. Bu belgeyle birlikte cinsiyet tespitine yönelik tüm testler ortadan kaldırılırken, başta trans bireyler olmak üzere farklı cinsel eğilimdeki kişilere de ayrımcılık olmadan müsabakalara katılma olanağı getiriliyordu. 2015'teki mutabakat beyanında da aslında translar için bir ayrıcalık vardı ancak erkekten kadına geçenler için kısıtlılıklar daha fazlaydı. 2021 yılı Kasım ayında iptal edilen bu belgede şu ifadeler yer alıyordu:
"Kadından erkeğe geçenler, erkek kategorisinde kısıtlama olmaksızın yarışmaya uygundur. Erkekten kadına geçenler, aşağıdaki koşullar altında kadın kategorisinde yarışmaya uygundur: Sporcu, cinsiyet kimliğinin kadın olduğunu beyan etmiştir. Beyan, spor amaçlı olarak en az dört yıl boyunca değiştirilemez. Sporcu, serumdaki toplam testosteron düzeyinin ilk yarışmasından önceki en az 12 ay boyunca 10 nmol/L'nin altında olduğunu göstermelidir. Bu koşullara uyum testlerle izlenebilir. Uyulmaması durumunda, sporcunun kadın yarışmalarına uygunluğu 12 ay boyunca askıya alınır. Ayrımcılığın önlenmesi için, kadın yarışmalarına katılmaya uygun olmayan sporcunun erkek yarışmalarına katılmaya uygun olması gerekir"
IOC, 2021 yılında yürürlüğe giren çerçeve belgesinde ise cinsiyet çeşitliliği, eşitlik ve insan hakları savunusunu öne sürerek bu testleri kaldırdı. Belgede sporcuların cinsiyetlerinin belirlenmesi için testlere tabi tutulamayacağı ve jinekolojik muayene yapılamayacağı gibi hususlar bile vurgulandı.
Batı ikiyüzlülüğünün ilanı
Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları'nın kapanış törenleri de tıpkı açılışta olduğu gibi yine ilginç gösterilere sahne oldu. Bu kez az LGBT soslu ama bolca pagan sembollü Yunan tanrılarına selam veren bir gösteri sergilendi.
Ancak açılış törenindeki skandal LGBT propagandası ve özünde Hristiyanlık eleştirisi gibi dursa da aslında İbrahimi dinlere yönelik aşağılayıcı tasvirleri IOC'nin 2021 yılı kararıyla birlikte okuduğumuzda bambaşka bir meydan okumayla karşı karşıya geldiğimizi düşünüyorum.
Özellikle son yıllarda dünyada oluşturulmaya çalışılan kimliksiz, cinsiyetsiz, dinsiz tek tip insan modeli için Olimpiyat Oyunları bir araç olarak kullanıldı ve açılış törenindeki gösterilerle bu fikri benimseyenler tüm dünyaya daha doğrusu bu fikirlerine karşı çıkan başta İslam dünyası, Türkiye, Vatikan gibi güçlere meydan okudular. Nitekim Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın açılış törenindeki skandalları eleştirmesi akabinde Hristiyan dünyasının ruhani lideri Papa'yla bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesi, Vatikan'ın olimpiyat oyunlarındaki skandallarla ilgili açıklama yayınlaması bunun önemli örneklerinden olmuş oldu.
Özetle İsrail'in Filistin'de uyguladığı vahşete sessiz kalan, soykırım karşısında üç maymunu oynayan Batı dünyası, olimpiyatlardaki ikiyüzlülükleriyle de yine tarafını belli etti. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının hemen akabinde Rus sporcuları ve hatta Rusya'ya destek veren Belaruslu sporcuları tüm uluslararası spor müsabakalarından men eden başta IOC olmak üzere dünya sporuna yön veren kurum ve kuruluşlar söz konusu İsrail ve sporcuları olunca sessiz kaldılar ve tepkilere, başvurulara rağmen herhangi bir karar almadılar. Sözde laik ve demokratik Fransa'nın açılış töreni ve olimpiyatlarda kendi sporcularına başörtüsü yasağı getirmesi de yine Batı'nın "gözünden kaçtı!" Tüm bunları birlikte düşündüğümüzde egemen güçlerin olimpiyat oyunları üzerinden kimlere ne mesajlar vermeye çalıştıkları daha net anlaşılıyor.