FİLİPİNLER
DEAN WILLIAM SOLTER
KENDİ İMKÂNLARIYLA 9 BİN KM KATEDEN KURTARMA GÖNÜLLÜSÜ
Milletimizi kahreden ve dünyayı büyük üzüntüye sevk eden feci deprem felaketinde enkaz altına sıkışan canları kurtarmak için ülkemizden onbinlerce, yurt dışından ise 7 binin üzerinde kurtarma görevlisi yardıma koştu. Bunlardan biri de Amerikalı itfaiye eri Dean William Solter'dı. Solter'ın hikâyesinin ilginç yanı Türkiye'ye daha önce de gelmiş olmasıydı. Zira Solter bundan 24 sene önce de 1999 Yalova depremi sırasında kurtarma çalışmalarına katılmıştı. 58 yaşındaki Solter Filipinler'e yerleşmişti ve 14 Şubat'ta yeni bir işe başlamak üzere anlaşma yapmıştı. Ancak 6 Şubat'ta ülkemizde gerçekleşen iki büyük depremi duyar duymaz kendi inisiyatifiyle Filipinler'den hareket eden arama-kurtarma ekibine katılmak üzere yola çıktı. Yeni iş yerine de biraz beklemeleri gerekeceğini bildirdi ve 9 bin kilometre yol kat ederek kendi imkanlarıyla önce Adana'ya, ardından da Adıyaman'a ulaştı. Daha önce dünya çapında yirmi büyük afette görev yapan Solter bunlar içinde en kötüsünün Türkiye'de yaşanan olduğunu söylüyor.
FRANSA
KENEFF L. RICHARD
SOSYAL MEDYA FENOMENİ OLMA MANYAKLIĞININ ZİRVE NOKTASI
Sosyal medyanın ve orada fenomen ya da influencer olmanın ne derece manyakça bir tutkuya dönüştüğünü haberlerden, psikolojik olarak ne denli riskler taşıdığını psikiyatr röportajlarından sürekli duyarız. Ancak bu eğilimin artık patolojik safhaya vardığında neler doğurabileceğini pek
düşünmeyiz. İşte Fransız aktris Firmine Richard'ın sosyal medya fenomeni oğlu Keneff Leauva Richard, bu müptelanın - şimdilik - varacağı had safhanın en bariz örneği. Bugün 41 yaşında olan Keneff Leauva bir influencer olarak takipçi sayısının düşmeye başladığını görünce çok ilgi çekecek bir şey yapmaya karar verdi ve bundan iki yıl önce evinden gerçekleştirdiği bir canlı yayın sırasında tartıştığı bir adamı defalarca bıçaklayarak öldürdü. Bu yayını takip eden 500 takipçisi de tüm bunları canlı olarak izledi. Fenomenlik tutkusunu cinayet seviyesine çıkaran adamın davası geçtiğimiz haftalarda görüldü ve işlediği cinayette taammüt kanıtı bulunamadığı için 19 yıl hapis cezası verildi.
SENEGAL- TÜRKİYE
MOUSTAPHA NDIAYE
DEPREM BÖLGESİNDE SENEGALLİ BİE GÖNÜLLÜ
6 Şubat depremini duyar duymaz daha ilk günden yardıma koşan sayısız gönüllü içinde sıra dışı bir örnek de Senegalli genç Moustapha (Mustafa) Ndiaye. Ndiaye'nin Türkiye için adanmışlığı ülkesinin medyasında da büyük yankı buldu. O aslında yardıma İstanbul'dan koştu. Mustafa zaten 10 yıl önce ülkemize öğrenci olarak geldi ve İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi'nden mezun oldu. O gün bugündür İstanbul'da ve Türkiye'yi ikinci vatanı olarak gördüğünü söylüyor. Depremi öğrenince birçokları gibi uzaktan yardım etmeye başladı ama daha fazlasını yapması gerektiğini görünce derhal sahaya koştu. Fransızca, İngilizce, Arapça, Türkçe konuşabiliyordu ve yabancı ülkelerden gelen kurtarma ekiplerine rehberlik ve tercümanlık için AFAD'da gönüllü oldu. Ülkesinde yardım etmek isteyenlere yol gösterdi. Senegalli Mustafa ve binlerce yabancı ülke vatandaşı yıkıntılar arasında yaralara merhem olmaya çalışırken ne yazık ki birileri de yabancı düşmanlığını kışkırtmakla meşguldü.
KÜRESEL
FELAKETLER KÜRESELLEŞİRKEN DERS ALMAK
Salt son bir yıla baksak bile dünyanın korkunç bir felaketler zincirine maruz kaldığını görebiliriz: Covid-19 salgını, Türkiye dâhil ve Kanada ile ABD başta gezegenin dört bir yanından dev orman yangınları, büyük çaplı sel felaketleri, kavurucu kuraklıklar, ülke büyüklüğünde buzulların koparak erimeye başlaması, tsunami, Ukrayna'daki savaşın yıkımı, iç savaştan ve fakirlikten kaçan göçmen yığınları, son olarak bizi kahreden büyük depremler. Bu liste uzayıp gidiyor. Her facia ve felaketten sonra insanların ve yetkili şahısların gereken dersi aldığını ve bundan sonrası için hazırlık yapacaklarına dair umut verici söylemlerle karşılaşırız. Ama çoğunlukla bunların büyük ölçüde lafta kaldığını görürüz. Biz "önce tedbir sonra tevekkül" deriz, başkaları "önce önlem sonra aksiyon" der durur ama önlemlerin bir türlü önceden alınmadığını hüsran içinde öğreniriz. Benim tüm bunlardan aldığım tek bir ders var: İnsanların büyük kısmı ders falan almıyor.
İTALYA
YARIN İÇİN DENİZALTI BOSTANLARINA DALMAYA HAZIRLANIN!
Gelecekte tarım yapmak, bitki yetiştirmek istiyorsanız şimdiden tüple dalış dersleri almaya başlasanız iyi olur. Zira iklim krizinin gidişatıyla yakın bir gelecekte ciddi su krizlerinin baş göstereceğini öngören araştırmacılar su altında tarım ve bostan projelerine başladılar. Bu tür projelerden biri İtalya'da Nemo's Garden (Nemo'nun Bahçesi) adını taşıyor. 7 yıldır Ligurie adlı bir balıkçı köyünde uygulanan Nemo's Garden projesi 6 metre derinliğe kadar deniz altında seralar vasıtasıyla bitki yetiştirmeyi hedefliyor. Projeyi yürüten ekip "Geleceğimiz adına ekolojik olarak sürdürülebilir bir yöntem bulmak hepimiz için aciliyeti olan bir sorun" diyor. Deniz altı bostanlarının en büyük özelliği bitki yetiştirmek için tatklı suya ihtiyaç duymaması. Yetiştirilen Hindistan cevizi kozalakları biyosfer altında bulunan havanın yoğunlaşmasıyla sulanıyor. Bu denizaltı bostanına ilk defa dalanlar ve biyosferleri görenler kendilerini başka bir gezegendeymiş gibi hissettiklerini söylüyorlar.
ABD
ABD POLİTİK TARİHİNİN EN BÜYÜK MİTOMANI
Siyasette daha önce de çok yalancı görüldü ama bu kadarı değil. Sınır tanımayan ve hiç mi hiç çekincesi bulunmayan yeni siyasetçi türünün ilk açık örneği ABD'de teşhis edildi. Bu örneğin adı George Santos ve ABD medyası tarafından ülkenin politik tarihinin en büyük mitomanı yani yalan bağımlısı olarak anılıyor. Daha önce senatör seçilen George Santos'u bugüne kadarki serüveni tam bir başarı hikâyesiydi ve gerçek olabilmek için fazla güzeldi. Nihayet, Santos yükselen kariyerini taçlandırmak için Temsilciler Meclisi başkanlık yarışına katılınca bu çok güzel hikayenin baştan sona yalanlarla örülü olduğu ortaya çıktı. Zira Santos'un politik kariyerinde yükselirken eğitim hayatı, diploması, iş hayatı ve geçmişi hakkında söylediği şeylerin büyük kısmının yalan olduğu ortaya çıktı. Kampayasında LGBT karşıtı bir söylem tutturan Santos'un gençliğinde Brezilya'da drag queen olarak kadın kılığında barlarda gösteriler yaparken fotoğrafları da çıkınca tüm bu senaryolar çöktü. Şu sıralar Amerikalılar her gün Santos'un ortaya çıkan yeni bir yalanını okumakla meşgul.
KÜRESEL
PLASTİK ATIKLAR KONUSUNDA NE KADAR BİLİNÇLENMİŞİZ?
Hani türlü türlü kampanyalar düzenliyor ve sonra "insanlar daha bilinçlendi" deniliyor ya, aslında yok öyle bir şey. Plastik atıkların yüzlerce yıl boyunca doğayı nasıl kirlettiği, canlı türlerini nasıl tehdit ettiği sayısız kampanya, film, eğitim programı, belgesel ve nutukla anlatıldı durdu. Her defasında "toplum artık bilinçlendi, firmalar bilinçlendi, insanlık bilinçleniyor" dendi ama nafile. Bu küresel boyuttaki medyatik bilgi bombardımanına rağmen rakamlar hiç de bilinçlenmediğimizi gösteriyor. Çünkü her yıl yapılan yeryüzündeki, plastik atık araştırması plastik atıkların 2021'de 139 milyon tona ulaşarak bir önceki yıla göre azalmak şöyle dursun 6 milyon ton arttığını kaydediyor. Buna göre yeryüzündeki, insan başına yaklaşık 1 kilo daha fazla plastik atık üretir olmuşuz. Asıl sorun şu ki aynı problem şu sıralar yasını tuttuğumuz deprem hadisesi için de geçerli.