Birol Biçer: DÜNYADAN PORTRELER/ HABERLER

DÜNYADAN PORTRELER/ HABERLER
Giriş Tarihi: 3.3.2023 10:42 Son Güncelleme: 3.3.2023 10:46

ENDONEZYA
AESHNINA A. AQILANI
ZENGİN ÜLKELERİN PLASTİK ATIKLARINA SAVAŞ AÇAN MİLİTAN

O henüz 16 yaşında Endonezyalı bir kız. Kısaca "Nina" olarak çağrılan bu kızın yaşı küçük olabilir ama şimdiden giderek büyüyen bir şöhreti var. Namının yayılmasının en önemli nedenlerinden biri bu Müslüman kızın yaşadığı Güney Java bölgesinde nehirlerin kirlenmesine karşı verdiği mücadele. Diğer bir nedense daha bu yaşında gelişmiş ülkelerin plastik atıklarını fakir ülkelere yönlendirmesi karşısında yükselen itiraz hareketinin uluslararası sözcülerinden birine dönüşmüş olması. Bundan 4 yıl önce daha 12 yaşındayken Donald Trump'a bir mektup yazarak "ABD'den çöplerini Endonezya'ya boşaltmaya bir an önce son vermesini talep ediyorum. Siz Amerikalılar, bize yolladığınız atıkları toplayın ve kendi memleketinize geri götürün!" diye seslenen küçük kız aradan geçen yıllarda mücadelesiyle birlikte şanını da büyütmeyi başardı. Bununla beraber eğer Greta adını yıllar geçmesine rağmen hala duyuyorsak ve onunkini duyamıyorsak bunun en büyük sebebi Asyalı, esmer tenli ve Müslüman olması.

SENEGAL
OUSMANE KANE
AFRİKALILARIN İSLAMİ BİRİKİME ENTELEKTÜEL KATKILARI

İslam'ın ve Müslüman âlimlerin Asya'ya, Avrupa'ya, Afrika'ya katkılarını çok duymuşuzdur ama peki Afrikalıların İslam'a katkısına ne dersiniz? Senegalli akademisyen Ousmane Kane bu konuyu mesele edinmiş. Onun yöneticiliğinde birçok akademisyenin katılımıyla ortaya çıkan L'Érudition Islamique en Afrique (Afrika'da İslami Bilgelik) adlı 437 sayfalık kitap, 2019'da yayınlandı. Kane ve akademisyen dostlarının çabasıyla ortaya çıkan bu eser Afrikalı toplumların İslami birikime yaptıkları entelektüel katkıları gözler önüne sermeyi hedefliyor. Kane neyi hedeflediklerini şöyle açıklıyor: "Bu kolektif çalışma, siyah Afrika'daki Müslüman toplumların Müslüman dünyasının kıyısında olduğu fikrini çürüterek önemli bir boşluğu dolduruyor." Şöyle ekliyor: "Yazarlar, Sahra altı bölgelerin Müslüman dünyasının entelektüel ilişkilerinde 'ikinci derece ortaklar' olduğu şeklindeki zımni varsayıma meydan okumak için yola çıktılar."

FRANSA
VÉRONIQUE MARGRON
KİLİSEDEKİ CİNSEL İSTİRMARLARA SAVAŞ AÇAN RAHİBE

Katolik Kilisesi uzun yıllardır pedofili vakaları başta olmak üzere cinsel taciz skandallarıyla çalkalanıyor. Fransa'da 1950'den bugüne dek tam 216 bin taciz mağdurunu ele alan komisyon raporu da bu dalgaların en vahim ve büyüklerinden biri. Diğer ülkelerde olduğu gibi Fransa'da da bu vakalarla ilgili şikâyetler çoğu zaman Katolik Kilisesi tarafından "Omerta Yasası" ile ört-bas edildi. Ancak bu duruma karşı içeriden savaş açanlar da yok değil. Emanet edildikleri rahiplerin elinde, kilise sıralarında ya da korolarında tacize uğrayan on binlere destek vermek için yola çıkanlardan biri de 25 yıldır vaazlar veren Dominikan kilisesi mensubu Véronique Margron. 56 yaşındaki Véronique Margron, 2014'ten beri Dominik rahibelerinin başrahibeliğini yapıyor. 2016'dan beri Fransa Dini Konferansı'na başkanlık eden Margron, bugüne kadar verdiği mücadeleyle kilisede bir çok pedofili vakasının duyurulmasını sağladı.

HİNDİSTAN
CEZAEVİNDE TATİL

"Cezaevinde tatil" başlığını görünce herhalde yoksulluk başlarına vurmuş olmalı demiş olabilirsiniz ama iş hiç öyle değil. Aksine Hindistan'da son dönemlerin gözde turizm modasından bahsediyoruz. Ülkede böyle bir eğilim söz konusu; hem tatilde bir hücrede kalma hem de mahkûmların
günlük yaşantısına katılma tecrübesi edinmeyi isteyenleri davet eden ceza ve tutukevlerinin sayısı giderek artıyor. Bu eğilim son dönemlerde yükseliş gösteren korku ve heyecan turizminin son ürünlerinden biri… Yabancı turistler kadar yerlilerin de ilgisini çekiyor. Bir örnek verilirse; Uttarakand eyaletindeki Halvan hapishanesi ya da 200 yıllık Sangareddy hapishanesinde 24 saat konaklamanın bedeli 8 dolar. Bu ücret karşılığında mahkûm kıyafeti içinde, tıpkı onlar gibi yerde yatmak ve yine mahkûmların yetiştirdiği sebzelerden yapılmış yemekler yemek. Aktiviteler de unutulmamış: Söz konusu hizmet içinde mahkûmlarla birlikte atölye ve zanaat faaliyetlerine katılmak da mümkün. İçerideki beklenmedik tehlikeler ve heyecan da cabası.

ORTADOĞU
ARAPLARIN 70'LER NOSTALJİSİ

Arap ülkelerinin sosyal medya kullanıcıları arasında son yıllarda özellikle 1960'lar ve 1970'lere yönelik bir nostalji dalgası hakim. Bu dönemlere dair yapılan paylaşımlarda ise büyük ağırlığı modern görünümlü kadın ve erkeklerin caddelerde dolaştığı, dünyada sivil özgürlüklerin ve demokrasinin çok daha revaçta olduğu dönemlerin ekseriyetle siyah-beyaz fotoları oluşturuyor. Peki, Araplara hayat şartlarının aslında daha zor ve refahın bugüne göre daha düşük olduğu o günlerde daha mutlu olduklarını düşündüren ne olabilir? Faslı araştırmacı ve edebiyat eleştirmeni Saïd Boukhlet'in Arap halkları arasındaki bu geçmiş takıntısına getirdiği açıklama şöyle: "Çoğu sosyal medya kullanıcısı, 1960'lar ve 1970'lerin, 1980'lerin ortalarına kadar, her bakımdan insanlık için 20. yüzyılın en mutlu zamanları olduğu konusunda hemfikir. 1960'ların ve 1970'lerin dünyanın bu bölgesindeki insanların daha kolay seyahat ettiğini ve daha az kısıtlamaya maruz kaldığı bir dönem olduğu gerçeğini gözden kaçırmamalıyız."

UKRAYNA
RUSYA'YA KARŞI SADECE UKRAYNALILAR SAVAŞMIYOR

Ukrayna Savaşı'nda sadece Ukraynalılar ve Ruslar savaşmıyor. Rus ordusunda Çeçenlerden Tatarlara kadar pek çok etnik unsur cepheye sürülmüş durumda. Ancak Ukrayna tarafında da ne kadar Rus ve Putin karşıtı unsur varsa her birinden gönüllü savaşçı bulmak mümkün. Rusya'dan kaçmış Çeçenler, Gürcistan gibi Moskova'ya muhalefet eden bölge ülkelerden gelenler, Kırımlı Tatarlar, Kırgızlar, Beyaz Ruslar hatta Uygurlara bile rastlamak mümkün. Bu gönüllülerin en büyük arzusu ise Putin'in devrildiğini görmek. Her sabah Kiev yakınlarında yeni katılan gönüllülere talim yaptıran Ukraynalı subaylar gönüllü bulmakta hiç de zorluk çekmediklerini ifade ediyor. Ukrayna için savaşan Çeçen gönüllülerin subayı Müslim Madiyev, Cevher Dudayev'in birliklerinde de savaşmış bir gazi. O neden bu savaşta yer aldıklarını şöyle anlatıyor: "Ukrayna'nın savaşacak yeterli adamı var ama aynı akıbet bir gün bizim de kapımız çalabilir, bu yüzden biz de burada saf tutup çarpışmak zorundayız."

KÜRESEL
ENTELEKTÜEL SEVİYESİ EN YÜKSEK ÜLKELER

Vouchercloud Institute adlı kuruluşun alamet-i farikası dünya ülkeleri arasında en zeki olanları ya da entelektüel seviye bakımından en ön sıralarda olanları belirlemek. Bunun için tamamen nesnel ve objektif verileri dikkate alıyor. Kazanılan Nobel Ödülü sayısı, nüfusun ortalama zekâ katsayısı (IQ) ve öğrencilerin akademik düzeyi gibi istatistiki veriler üzerinden değerlendirme yapıyor ve buna göre her sene dünyanın en zeki 25 ülkesi
listeleniyor. Geri kalanı kendilerini aşağılanmış hissetmesin diye belki de listeyi burada kesiyor. Bu üç kategori ışığında dünyanın ilk beşi olarak
Japonya, İsviçre, Çin, ABD ve Hollanda sıralanıyor. Ardından Avrupa ve Asya'nın gelişmiş ülkeleri sıralanıyor. Somut kriterler üzerinden yapılan bu listede ilk 25 ülke arasına yıllardır hiç ülke sokamayan bölgeler var. Bunlar da Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika. En acı olanı ise şu: Ne yazık ki entelektüel seviyesi yüksek ülkeler arasında bir tane dahi Müslüman ülkesi bulunmuyor.

BİZE ULAŞIN