RUSYA

ALLA PUGACHEVA

RUS POPUNUN ÇARİÇESİ YENİ ÇARA KARŞI

Alla Pugacheva Rusya'nın en büyük pop yıldızı ve muhtemelen en ünlü kadını. Bugün 73 yaşında ama onlarca yıl sahnelerin vazgeçilmezi olan şarkıları hala Rusya'da milyonların dilinde. Dünya'da en çok satan şarkıcılar arasında yer alıyor. Ona "Rus popunun çariçesi" de diyorlar. Onlarca yıl boyunca şarkılarıyla politik kanaatlerin ve farklılıkların ötesinde milyonlara hitap etti. Ancak Putin yönetiminin Ukrayna'ya açtığı savaş sonunda onu isyana sevk etti ve milyonların takip ettiği sosyal medya hesabından Rus ordusunu ve yürüttüğü harekatı kıyasıya eleştirdi. Bunu yurt dışına çıkarak yapmadı. Tam tersine bir süredir yurt dışında yaşıyordu ve Ukrayna'ya saldırılar başladıktan sonra ülkesi Rusya'ya geri döndü ve itirazını oradan yaptı. Pugacheva'nın "Ülkemizi bir parya haline getiren ve vatandaşlarımızın hayatlarını zorlayan aldatıcı amaçlar uğruna çocuklarımızın ölüme gönderilmesine son verilmesini talep ediyorum" mesajı ülkede büyük bir dalgalanmaya yol açtı.

BELÇİKA

PHILIPPE NICOLAS

DÜNYA KUPASININ EN YILMAZ MUHALİFİ

Katar'da düzenlenen FIFA Dünya Kupası 2022 açıklandığı ilk günden beri fazlasıyla tartışmaya konu oldu. İşin ilginç yanı salt bu turnuvaya mahsus
hatırı sayılır bir muhalif kitle oluştu. Bunlar arasında en yılmaz muhaliflerden biri de Belçikalı Philippe Nicolas. Nüfusu 10 binin altında Chimay adlı
küçük bir kasabada yaşayan bu lise din bilgisi öğretmeni Katar'daki dünya kupasına yönelik muhalif aktiviteleriyle ülkesinin dışında bile ses getirmeyi başardı. Önce bu dünya kupasına karşı çıkan bir şarkı besteleyerek, bunu öğrencileriyle derslerde paylaştı. Sonra yanına birkaç taraftar toplayarak başkent Brüksel'e kadar onlarca kilometrelik bir protesto yürüyüşü düzenledi. Yürüyüşü sırasında etrafında toplananlara uzun uzun Mahatma
Gandhi'den bahsetti. 5 günlük yürüyüşün ardından kupaya muhalefetinin sembolü olarak sahanın ortasına elinde taşıdığı kırmızı bayrağı dikti.

PORTEKİZ

AI WEI WEI

MUHALİF SANATÇI DEYİNCE DÜNYADA İLK AKLA GELEN İSİM

Dünyada muhalif sanatçı denilince muhtemelen ilk akla gelen Ai Wei Wei olsa gerek. Çin Komünist Partisi'ne yönelik eleştirileriyle sonunda Batı'ya iltica etmek durumunda kalan Wei Wei dünyada sanatını eleştiri ve muhalefet etmek için en etkili kullanan isimlerden biri. Üstelik onun muhalif duruşu sadece Komünist Parti ile sınırlı kalmıyor; o küresel bir muhalif. Çin hükümeti tarafından tutuklanan, daha sonra ABD'ye giden ve sonra Portekiz kırsalına yerleşen bu ünlü protest sanatçı en çok insan hakları ihlallerine tepki gösteriyor. 2010 yılında yabancı bir kanalda "Çin'de öyle bir yönetimimiz var ki kendi halkına yöneticilerini seçme hakkını bile tanımıyor" dedikten sonra ülkesinde barınamayan Wei Wei, Çin'i terk etmek zorunda kalınca şöhretini de katladı ve dünyanın bir numaralı asi ve muhalif sanatçısına dönüştü. Çağdaş sanat çalışmalarının neredeyse hepsini başlı başına bir aktiviste dönüştüren Wei Wei gerekçesini şöyle açıklıyor: "Haklar, savunulduğu sürece vardır, savunmazsanız yok olurlar."

UKRAYNA

WAGNER'E KARŞI MOZART YA DA RUSYA'YA KARŞI ABD SAVAŞI

ABD ve müttefiklerinin Irak'ı işgalinden sonra paralı asker ve askeri eğitim servisi Blackwater ve Academi'yi çok konuşmuştuk. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal çabasında ise benzer bir yapılanma olan ve Ukrayna'da birçok girişimi gerçekleştiren Wagner gündeme geldi. Şimdi ise sıra Wagner'e karşı Mozart'ın savaşında. Ancak bu savaş notalarla değil gerçek kurşunlarla yapılıyor. Ruslar kurdukları paralı asker birimine Wagner adını verince Amerikalı eski deniz piyadesi Andrew Milborn da buna karşılık olarak kurduğu paramiliter birime Avusturyalı büyük besteci Mozart'ın adını verdi. Wagner'e karşı Ukraynalı asker ve milislere artık Mozart eğitim veriyor. Adlarını iki müzik dehasından alan iki grup böylece Ukrayna üzerinde resmen adı konulmamış bir Amerikan-Rus savaşını yürütüyorlar. Personelinin büyük çoğunluğu eski özel kuvvet mensuplarından oluşan Mozart Ukraynalılara sivillerin çatışma alanından kurtarılması, ön saflarda çarpışma, gece muharebeleri, subay formasyonu, dronla harp teknikleri gibi savaşın hemen her alanında eğitim veriyor.

MEKSİKA

ÖZGÜN BİR ÖNERİ: UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI MÜZESİ

Uyuşturucu baronu Pablo Escobar'ın yaşadığı ve bulunduğu yerleri turizm güzergâhlarına ekleyen Kolombiyalı turizm şirketleri böylelikle turizm sektörüne yeni bir dal eklemişlerdi: Narko-turizm… Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyen Meksika'nın kuzeybatısındaki Sinaloa eyaletinde bulunan Badiraguato kasabasının belediye başkanı da bundan ilham almış olsa gerek kasabasını tanıtmak ve turizmi geliştirmek için ilginç bir öneride bulundu. Şu an ABD'de ömür boyu hapis cezasını çeken El Chapo lakaplı Meksikalı Sinaloa kartelinin lideri uyuşturucu baronu Joaquim Guzman'ın doğduğu bu kasabaya nasıl hizmette bulunurum diye düşündü ve bir uyuşturucu kaçakçılığı müzesi açma teklifinde bulundu. Bu öneride bulunurken şu cümleleri kullandı: "Kendi tarihimize sırtımızı dönemeyiz, onunla yüzleşmemiz gerekir (…) Turizm sayesinde kasabamızın ekonomik olarak gelişmesinin ve uyuşturucu kaçakçılığının önüne geçmenin yolunu açabiliriz."

GÜNEY ASYA

AKTİVİST VE MUHALİFLERİN ELON MUSK ENDİŞESİ

Sosyal medya platformunun dünyanın en zengin adamı Elon Musk yönetimindeki geleceğine dair endişe duyan yüzbinlerce Asyalı aktivist ve muhalif Çin'den Tayland'a kadar endişe içinde. Çoğu ifade özgürlüğünün kısıtlı olduğu ülkelerde yaşayan Güney Asyalı militanlar Elon Musk'ın, önemli ticari ilişkilerinin bulunduğu ve Twitter'ı bir psikolojik savaş aracı olarak kullanıldığı gerekçesiyle eleştiren bölge devletlerinin dümen suyuna girmesi ve sosyal paltformun politikasını değiştirmesinden ve anonim hesapların verilerini hükümetlerle paylaşmasından kaygı duyuyor. Avustralya'da faaliyet gösteren Çin asıllı gazeteci Vicky Xu'nun cümleleri Güney Asyalı muhaliflerin endişelerini şöyle açıklıyor: "Twitter hak arayışı ve muhalif eylemler için çok önemli bir platform. Musk Twitter üyelerinin verilerini isteyen Çin'e bunları vermeye yanaşmasa bile bölgedeki birçok aktivist ve muhalif, platformun onun yönetiminde artık eskisi kadar özgür ve demokrasi taraftarı olamayacağı konusunda psikolojik bir korku içerisinde.

ÇİN

ÇİN'E YÖNELİK YASADIŞI GİZLİ SINIR ÖTESİ POLİS KARAKOLLARI İDDİASI

Çin hükümetinin dünyanın dört bir yanında rejim muhalifi kişi ve faaliyetleri ihbar ve üzerlerinde baskı kurmak İrlanda'nın başkenti için çok sayıda gizli ve yasadışı merkez kurduğu iddia ediliyordu. Hatta bu konu üzerine çalışan Safeguard Defenders (Yasal Koruma Savunucuları) adlı bir grup yayınladığı bir raporla Çin'in bu amaçla gizli olarak faaliyet gösteren dünya çapına yayılmış 110 merkez açtığını duyurmuştu. Bu iddialar doğrultusunda son olarak birkaç hafta önce harekete geçen İrlanda başkent Dublin'de faaliyet gösteren "Fuzhou Polis Teşkilatı Denizaşırı Karakolu" adlı bu "polis merkezlerinden" birini tespit ederek kapattı. Hollanda hükümeti ise Amsterdam ve Rotterdam'da bu amaçla çalıştığı iddia edilen iki merkezi soruşturma altına altı. Aynı şekilde Afrika'da ve özellikle Tanzanya'da bu tür merkezlerin varlığına dair iddialar ortaya atıldı. Soruşturma doğrulanırsa Çin uluslararası hukukun ve ülkelerin egemenlik haklarının ihlali nedeniyle büyük bir diplomatik krizle karşı karşıya kalabilir.