ABD
IMAN VELLANI
İLK MÜSLÜMAN KADIN SÜPER
KAHRAMAN PAKİSTANLI BİR MÜLTECİ
Kamala Khan ya da süper kahraman adıyla Miss Marvel ilk Müslüman kadın süper kahraman. 2014 yılında Bisha K. Ali tarafından tasarlanan bu çizgi roman kahramanı büyük çoğunluğu Yahudi çizerler tarafından çizilen ve bazen aleni bazen de örtülü olarak İbrani vasıflara sahip süper kahramanlar dünyası açısından kayda değer bir değişiklik. Miss Marvel'in neleri değiştireceğini bilemeyiz ama Müslüman bir kızın hayatını değiştirdiği kesin. Bu kahramanı tv ve sinemada canlandırmak gerçek bir Müslüman kıza, Pakistan asıllı Kanada vatandaşı Iman Vellani'ye nasip oldu. Vellani liseden yeni mezun olmuştu ve bu rol için seçilince her şeyi bırakıp yaşadığı Ontario'dan Los Angeles'e yerleşti. Miss Marvel'ın tv dizisi şu sıralar Disney+'ta gösterime girdi. 2023'te çıkacak olan sinema filminin baş oyuncusu da Vellani olacak. Vellani'nin bu rol için seçilmesinin en büyük sebeplerinden biri çizgi karakter ile büyük benzerliklerinin olması. Her ikisi de Müslüman, Pakistanlı ve mülteci olarak Kuzey Amerika'ya genç yaşta gelmişler.
BİRLEŞİK KRALLIK
MARGARETH TYLER
KRALİÇE II. ELIZABETH'İN EN BÜYÜK VE ÖLÇÜSÜZ HAYRANI
Bu yıl tahta çıkışının 70. senesi kutlanacak olan Kraliçe II. Elizabeth'in hayranı çok. Ancak bunlardan biri var ki kraliçeye olan hayranlığını adeta yaşam tarzına dönüştürmüş. 78 yaşındaki Margareth Tyler İngiltere'de en çok tanınan bir kraliyet taraftarı. Daha çocuk yaşından beri kraliçenin tutkunu. II. Elizabeth'in tahta çıktı sırada o henüz sekiz yaşındayken başlayan bu sevgi ve hayranlık kendisine o sıralar hediye edilen hanedan hakkındaki bir kitapla başlamış ve tüm hayatını kuşatan bir bağımlılığa dönüşmüş. Babasının ona kraliyet ailesi hakkında anlattığı hikayelerle pekişen bu bağımlılık onun her yönüyle II. Elizabeth'i taklit eden bir yaşantıya sürüklemiş. Onun gibi giyinmiş, makyaj yapmış, onun gibi davranmış, evindeki her yeri ona dair objelerle donatmış. Bu yüzden banyodan mutfağa kadar II. Elizabeth ile ilgili objelerle kuşatılmış durumda ve oturacak yer bulmak bile zor iş. Neredeyse konuştuğu şeylerin hepsi de kraliçenin ne muhteşem bir insan olduğuna dair.
BREZİLYA
LUIZ I. LULA DA SILVA SOLCU LULA EVANJELİKLERİ KAZANMAK ZORUNDA
2003-2010 yılları arasında Brezilya devlet başkanlığını yürüten Luiz Inácio Lula da Silva yıllar sonra siyaset yarışına geri döndü ve halkının gönlünü yeniden kazanmak için yollara düştü. Sağcı mevcut başkan Bolsonaro'ya karşı mücadele veren Lula bir solcu ama bu defa sağ seçmene de oynamaya mecbur. Özellikle 2018'de büyük ölçüde sağcı Bolsobnaro'yu destekleyen fakir ama hayli muhafazakâr bir seçmen kitlesini kazanmak zorunda. Bu kitlenin çok büyük bir kısmını Katolik Brezilya'da hızla yaygınlaşan Evanjelik Hristiyanlar teşkil ediyor. Solcu ve dine mesafeli Lula şimdi bu dindar fakir kitle gerçeğiyle karşı karşıya ve hedefindeki koltuğa oturmak için onları ikna etmesi gerektiğini biliyor. Bu durum Lula'nın söylemlerini de hayli değiştirmiş görünüyor: Dine, aileye, manevi değerlere karşı olmadığını seçmen kitlesine anlatmak ve sol ile muhafazakârlar arasında köprü kurmak istiyor. Lula'nın en büyük sorunu inandırıcı olabilmek, yoksa Evanjelik seçmenin ona "Bize de mi Lula?" demesi işten bile değil.
İNGİLTERE- AMERİKA
GERÇEKLEŞMEDİK SENARYO OLARAK BİR SQUID GAME KALMIŞTI Kİ…
Sinema, TV ya da edebiyatta üretilen bir senaryo ne kadar çılgın da olsa onun bir gün gerçekleşeceğine inanma eğilimindeyim. Nitekim hayal edilip de gerçek hayata uyarlanmayan pek az şey kaldı. Buna şimdi de Squid Game saçmalığı dâhil oluyor. Güney Kore yapımı bu dizi film aniden popüler olduğunda konu edindiği acınası insanlık dramı şeklindeki yarışma senaryosu çoğumuza ya abartılı ya da sembolik bir alegori gibi gelmişti. Oysa şimdi bu uçuk senaryo bile düpedüz gerçek oluyor. Yarışmacıların birbirlerinin hayatları pahasına büyük bir para ödülü için çeşitli şekillerde mücadele edişini anlatan Squid Game'i anlatan dizideki bu oyun şimdi gerçek bir yarışmaya dönüşüyor. Katılımcılar için tüm dünyadan başvuruları kabul etmeye başlayan yarışma için 456 yarışmacı seçilecek ve bu program tv tarihinin en büyük katılımlı ve ödüllü yarışması olacak deniliyor. Tek büyük farkı ise bu yarışmanın dizidekine göre biraz daha "insancıl" olmasıymış: Bu yarışmada ödül için kimse öldürülmeyecekmiş. Eee, bu da az şey değil hani.
AVRUPA SOSYAL MEDYADA "–MIŞ GİBİ" HAYATLAR, "-MİŞ GİBİ" KARAKTERLER
Algı yönetiminin amiyane tarifi herhalde "-mış gibi yapmak, -miş gibi göstermek" olurdu. Bu tarif aynı zamanda Z Kuşağı denilen zamane gençlerinin sosyal medyadaki hayatlarının da tanımı olabilir. Kızmayın; bunu ben değil, araştırmalar söylüyor. Adobe ve The Independent işbirliğiyle OnePoll adlı araştırma şirketi tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçları bu bakımdan hayli ibretlik. Sonuçlar şöyle: Z Kuşağı gençlerin yüzde 58'i dijital ortamda var oldukları sürece kendilerini daha iyi hissediyorlar. Beş gençten biri sosyal medyada gerçek şahsiyetini yansıtmıyor, buna karşılık yarısı ise sosyal medya platformlarının kendileri olabildikleri tek yer olduğunu düşünüyor. Yüzde 34'ü bu mecralarda kendilerine biçtikleri bir role bürünerek görününce kendilerini daha özgüvenli hissediyorlar. Ankete katılanların yarısı, "gizli bir alter-ego"nun arkasına "saklandıklarını" itiraf ediyor. Kayda değer bir başka sonuç ise şöyle: Gençlerin yine yarıya yakını hayatlarını gerçekte olduğundan daha çekici ve ilginçmiş gibi yansıttıklarını da itiraf ediyor.
RUSYA MC DONALDS KAPANINCA KOPYASINI AÇTILAR
İstediğiniz kadar rekabetten, düşmanlıktan, farklı değerlerden bahsedin… Bir toplum kültürel emperyalizme ve üzerinde oluşturulan algılara kapılmışsa en büyük düşmanının bile hayranıdır. Geçtiğimiz Mayıs ayında Ukrayna savaşı nedeniyle ABD'li Mc Donalds hızlı yemek zinciri Rusya'daki şubelerini kapatmıştı. Kapatıldı mı, evet, kapatıldı. Ama… Aması şu ki Ruslar Mc Donalds'sız yapamadılar ve sayıları eski markanınki kadar olan başka bir marka adı altında tekrar açıldı. "Vkusno & tochka" tabelaları ile Mc Donalds'ın kopyası olarak yeniden faaliyet başlayan restoran zinciri Mc Donalds'dan satın alınan 850 şubenin şimdilik 15'ini açmış durumda. Geri kalanların da zamanla faaliyete geçirilmesi Rusların geçen iki ayda ABD hamburgerini ne kadar özlediklerine bağlı. Her ne kadar yeni markası Rusça ve sahibi Rus olmasına rağmen bu yeni hızlı yemek zincirinin açılışına katılan gazeteciler Amerikalı orijinalinin bir kopyasından öte olmadığı konusunda hem fikirler. Şimdilik en büyük fark, mönüde Big Mac'in bulunmayışı.
FİLİSTİN GAZZELİ ÇOCUKLARIN YÜZDE 84'Ü DEPRESYONDA
İsrail'in yıllardır ambargo, kuşatma, taciz ve saldırılarına maruz kalan Gazze'de yaşayan Filistinlilerin sıkıntısı çok. Filistinli çocukların sıkıntıları ise daha çok. Save The Children adlı STK'nın Gazzeli çocuklar arasında yaptığı ve Arap basınında geniş yankı bulan "Trapped" (Tuzaktakiler) başlıklı araştırma da şunu gösteriyor: Burada yaşayan ve İsrail'in yol açtığı olumsuzluklara hem maddi hem de psikolojik olarak göğüs germek zorunda kalan çocukların çok büyük kısmı depresyon geçiriyor. Bu bilinmeyen bir şey değil gerçi, zira 2018 yılında kaygı bozukluğu ve depresyon geçiren çocukların oranı yüzde 54 olarak çıkmıştı zaten ama bunu daha kritik hale getiren aradan geçen 4 yılda bu oranın yüzde 84'e çıkmış olması. El Cezire'ye göre daha da üzücü olanı Müslüman bir toplum içinde doğmuş büyümüş bu çocukların yarıdan fazlasının daha önce intiharı düşünmüş olmaları. Tüm bunların tek sebebi ise İsrail'in bölgedeki on beş yıllık ablukası ve saldırıları. Zira Gazze'de bulunan 800 bin çocuk bugüne kadar ablukasız bir hayatı
tanıyamadı.
