Eda Dikmen: SOLCU GÖRÜNMEK İSTEYENLERE GARANTİLİ TÜYOLAR

SOLCU GÖRÜNMEK İSTEYENLERE GARANTİLİ TÜYOLAR
Giriş Tarihi: 20.03.2024 12:41 Son Güncelleme: 20.03.2024 12:44
İnsanların siyasi tercihlerini ve ideolojilerini sınıflandırmak için kullanılan en yaygın kriter sağ ve sol ayrımıdır. Bu ayrım yıllar geçse dahi siyasi arenadan yok olacağa pek benzemiyor. Ayrım öylesine keskinleşmiştir. Bazı fikirler ve tercihler sağ, bazı kavramlar ise sol olarak tanımlanır. Biz bugün konumuz gereği solculuğu ele alacağız. Solculuğun tanımı genel doğrular çerçevesinde; emek-sermaye çelişkisinde emekten yana olan, insan merkezli olan, sosyal hiyerarşiyi kaldırmak isteyen ve zenginliğin eşit dağılımını destekleyen politik hareketlere karşılık geldiği yönünde. Ne var ki ülkemizdeki solcuların bu tanıma uyduğunu söylemek çok güç. Mevcut manzarada “Türk solu” denilen eğilimlerin çoğu CHP’nin peşinde oradan oraya savrulan, neye hizmet ettiği bilinmeyen bir yapıya dönüşmüş durumda. Bu durumda bu insanlar solcu mu oluyorlar yoksa sözde solcular haline mi geliyorlar, yoksa hiçbiri mi? Ortamlarda solcu görünmenizi sağlayacak şu püf noktaları bir değerlendirin ve işin aslına siz karar verin! Buyurun size en azından görünüşte kusursuz bir solcu olmanın başlıca anahtarları!

"CAHİLLE SOHBETİ KESTİM" DEMEYİ İHMAL ETME!

Solcu görünmek isteyen kişiler her şeyi en iyi kendilerinin bildiğini, en zeki olduklarını ve kendileri dışındaki herkesin cahil olduğunu düşünürler. Onlara göre dünya kendi etraflarında dönüyordur, sadece kendi bakış açıları doğrudur. Karşı oldukları görüşün savunucularını her daim eğitimsizlikle suçlar, tepeden bakar ve görüşlerini söylemleriyle değersizleştirmeye çalışırlar. Sürekli eşitlikten bahseden solcular her zerresinden kibir akan, toplumu ayrıştırmaya yönelik "Senin cehaletin benim yaşamımı etkiliyor", "Cahille sohbeti kestim" gibi söylemelerde de bulunurlar.

"KAPİTALİST DÜZEN, EMEK, PROLETERYA, EMPERYALİZM, DİYALEKTİK" DİLİNDEN DÜŞMESİN!

Mahallede, okulda, kafede, ofiste hangi ortama girerse girsinler kırk yıllık bir solcu edasıyla kullandıkları belli başlı kelimeler ve sloganlar bulunur. Her
cümlenin içine "kapitalist düzen, sistem, çark, sosyal adalet" gibi kelimeler serpiştirerek düşünen bireyler olduklarını, bir düşünceyi, ideolojiyi benimsediklerini göstermek ister ancak kendileriyle çelişirler. Çoğu zaman kullandıkları kavramların tersine hareket ederler ya da havalı görünmek için bu kelimelerin anlamlarını bilmeden kullanırlar. "İnsan hakları, özgürlük, eşitlik, barış, emek, yoldaş, proletarya, devrim, emperyalizm, diyalektik, işçi sınıfı" gibi kelimeleri sıklıkla ve yerli yersiz kullanarak çevrelerindeki insanları solcu olduklarına ikna edeceklerini düşünürler.

"FAŞİST, GERİCİ" DAMGASI VURMAKTAN ÇEKİNME!

Solcu görünmek için her ortamda kendilerinden olmayanı kucaklamaktan bahsetmeleri gerekir ancak her fırsatta bu kişileri aşağılamaktan, hor görmekten, kötülemekten vazgeçmezler. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu denilse de beyhude bir çabadır, dinlenmez. Bir tartışma esnasında eğer solcuların fikirlerine ters düşen bir düşünce varsa o düşüncenin sahibinin faşist, gerici damgası yemesi kuvvetle muhtemel olmasına rağmen her türlü
durumda sağcıları bağnazlıkla suçlamaktan geri durmazlar. Sürekli özgürlükten söz ederler ancak bir ferdin sol görüşlü olmama özgürlüğüne sahip olduğundan haberdar değillerdir. Hepsi sevgi pıtırcığıdır, o kadar ki tüm insanlığı severler, mitinglerinde "Tüm Türkiye'yi seviyoruz" derler ancak kendileri gibi düşünmeyenlere bu sevgiyi göstermeyi bir türlü başaramazlar. Tecrübelerle sabit olan gerçek ise daha ziyade şöyledir: Solcular
sadece kendi çevrelerini severler; görüşlerine, beklentilerine, zanlarına ve ideolojilerine ters düşen insanlardan hazzetmezler.

"BU ÜLKEDE YAŞANMAZ, KEŞKE AMERİKA YA DA AVRUPA'DA YAŞASAM" DİYE İÇ GEÇİR!
Solculuğa doğru atılan önemli adımlardan biri de sürekli ülkeyi ve halkını şikâyet etmek, kötülemektir. Dünyada ülkemizi suçlayan ve kötü gösteren ne kadar söylem ya da eylem varsa hepsinin destekçisi olurlar, diledikleri gibi yaşamalarına rağmen "Bu ülkede yaşanmaz, keşke Amerika'da ya da Avrupa'da yaşasam" diye iç çekmekten geri durmazlar. Türkiye'nin aleyhine olan şeyleri savunurlar, ülkemizin gelişmesine tahammülleri yoktur. Her ödül töreninde her organizasyonda Türkiye'yi kötülemek, halkı küçümsemek için adeta fırsat kollarlar.

ÇEVRECİ KESİL, DOĞA AKTİVİSTİ TAKIL!

Son yılların popüler solcu görünme yollarından bir diğeri ise çevrecilik akımıdır. Çevre kirliliğinin önlenmesi, doğal hayatın korunması, sera gazı ve karbon ayak izinin azaltılması gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak için önemlidir ancak solcular doğayı bu nedenler dolayısıyla korumaya çalışmazlar, onların ana hedefi muhalefet oluşturmaktır. Gezi parkı, Kaz dağları, Akbelen ormanları için protestolar başlatmanız, ülkeyi bir kaos ortamına çevirmeniz gerekir. Geçtiğimiz yıllarda ülkemizde yaşanan orman yangınları için başlatılan "HelpTurkey" gibi kampanyalara katılarak ülkemizi zayıf, yetersiz olarak göstermeye çalışıp, algı operasyonları düzenlerler. Ancak konu terör örgütlerinin yaktığı ormanlara gelince suspus kesilirler. İBB'nin Beşiktaş'ta kestiği ağaçlarla ilgili solcularımızdan duyarlı tweetler beklemiştik ancak derin bir sessizliğe büründüler. Solcuların doğa sevgisi çıkarlarına göre şekillenir.

MARJİNAL GİYİNMEYE ÖZEN GÖSTER!

Eskiden bir insan solcu görünmek istediği zaman kesinlikle Deniz Gezmiş parkası alırdı ancak o zamanlar eskide kaldı. Hâlâ parka ve hâkî rengi çok tercih edilse de günümüzde solcu görünmek için bu kadarı yeterli değil, ayrıca marjinal görünmek de gerekir. Saçlarını mavi, yeşil gibi renklere boyatırlar. Otantik ve bohem bir stil benimserler ve kıyafetlerinde etnik desenlere yer verirler. Kadıköy'deki vintage dükkânlarından alışveriş yaparlar. 50 yaş üstü erkekler ceket ve fular kullanır. Kırmızı atkı takmayı severler. Sol kollarına mutlaka Atatürk dövmesi yaptırırlar. Küba Devrimi'nin liderlerinden Che Guevara'nın fotoğrafının bulunduğu tişörtleri giymek solculuğa adım aşamasında önemlidir. Geçtiğimiz günlerde Che Guevara'nın kızı Dr. Aleida Guevara, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı zulme dikkat çekerek Arap dünyasına "Filistin'i kurtarmak için ne bekliyorsunuz" diyerek seslendi. Ancak ülkemizde Che Guevara'nın tişörtünü giyip kendini solcu zannedenler "Filistin bizim davamız değil" derler.

AĞIZA GİREN, TÜTÜNDEN SARARMIŞ SOLCU BIYIĞI BIRAK!

Bıyık sıradan bir dış görünüş simgesi olarak görülse de yeri geldiğinde bir kişinin siyasi görüşü hakkında bilgi alabileceğiniz bir semboldür. Öyle ki solcu görünmenin en önemli kriterinden biri "solcu bıyığı" bırakmaktır. Yemek yerken zor anlar yaşatacak kadar uzun, tütünden sararmış
gür bıyıklarınız varsa dışarıya sol görüşten olduğunuz imajını kolayca verirsiniz.

KARL MARX'IN KAPİTAL'İNİ ELİNDEN DÜŞÜRME!

Yıllardır solcu olmanın yolu kitap okumaktan geçer denilir. Solcular da kendilerini ülkenin en çok okuyanı, aydını olarak lanse ederler. Bu kişiler özellikle anlaşılması zor, teknik iktisadi bilgiler içeren Karl Marx'ın Kapital'ini ve Friedrich Engels'in, Ernesto Guevera'nın kitaplarını ellerinden düşürmezler. Marx'ı sadece kendilerinin tanıdıklarını düşünürler. Solcular çok kitap okur dedik ama karşıt görüşe dair hiçbir şeye tahammül edememeleri kitap seçimlerine de yansır ve sadece solculuğa dair kitapları okurlar.

"HÜMANİST" OL, MASUM İNSANLARI BOMBALAYANLARA "TERÖRİST" DEME!

Geçmiş yıllarda emperyalizmin, kapitalizmin babası ABD'nin baş düşmanı olan solcuların da önemli bir kısmı artık dünyanın en büyük emperyalist gücünün ağır silahlarla donattığı, eğitim verdiği PKK'nın destek kolu haline geldi gibi. 40 yılı aşkın süredir PKK'nın gerçekleştirdiği ve çoğunu açıkça üstlendiği sayısız kanlı terör eylemine, genç, yetişkin, çocuk demeden yaptığı katliamlara, masum insanları bombalamalarına rağmen yurdumuzun solcuları bir türlü bu yapılanmaya "terörist" diyemezler. İnsan hakları ihlalleri, sivil hak ve hürriyetler, düşünce özgürlüğü gibi her konuda adalet
ve özgürlük havarisi kesilen duyarlı solcular gözlerinin önünde apaçık gerçekleşen terör eylemlerini ve yöntemlerini eleştiremeyecek kadar "hümanist"tirler. Onlara göre terör örgütünün yaptığı eylemler kanlı bile olsa hak arayışıdır. Terör örgütü saldırılarının kınanması amacıyla imzalanan bildiriye katılmamayı da doğru bulurlar. Sözün özü solcular iktidarı kötülemek için PKK'yı savunacak kadar gözleri dönmüştür.

KARŞI GÖRÜŞLERİ DİNLEME!

Solcu görünebilmek için bazı semtlerde de sıkça bulunmanız, mümkünse oturmanız gerekir. Cihangir'de oturmak ya da o bölgede vakit geçirmek oldukça önemlidir çünkü onlar genelde Cihangir'de arkadaşlarıyla oturdukları bir kafede Ak Parti'nin yaptığı yerli ve milli projeleri kötülerler, sürekli sohbet arasında vatandan, milletten bahsedip HDP'ye oy verirler. Seçimleri kaybettikleri zaman "Adayımız doğruydu, halk yanlıştı" söylemlerinde bulunarak halkı hakir görürler. Sadece Halk TV, Szc TV ve Sözcü gibi kendi görüşlerini esas alan kaynakları takip ederler. Asla karşıt bir görüşü dinlemek istemezler. Hayatı sosyal medyadan ve bulundukları muhitten ibaret sanırlar.

SAKIN OLA FEMİNİZMİ ELDEN BIRAKMA!

Solcular, sadece kendileri gibi düşünmeyen insanlara hakaret ettiği için bir kişiyi kahraman ilan edebilirler. Bunun yakın bir örneğini geçtiğimiz aylarda çok popüler olmuştu: Yolun ortasında bir şahıs hiç tanımadığı bir insana yalnızca kanaatini belirttiği için alenen küfür etmiş ve solcular da bu tavrı şirin ve cool bulmuştu. Hatta profil fotoğraflarına bu kadının fotoğrafını koyup, seçim günü o kadın gibi giysiler giymişlerdi. Bu tutumda bulanların birçoğu yüksek ihtimalle kendini feminist olarak lanse ediyordu. Solcu olmak için yolunuzun feminizmden ve kadın hakları savunuculuğundan geçtiğini atlamamanız gerekir. Eşit sosyal haklar, eğitim hakkı, yaşama hakkı, kadın ve erkek eşitliği konularında kendilerine yakın hissettikleri çevreleri savunurlar. Bir tarım işçisini ya da bir konfeksiyon çalışanını, İsrail hapishanelerinde esir tutulan Müslüman kadınları ise savunduklarını pek göremezsiniz. Genellikle beyaz yakalı kadınlara ya da iktidarı kötüleyebilecekleri konulara eğilirler. PKK'nın dağa kaçırdığı kadınlarla ve kız çocuklarıyla ilgilenmezler. Feminist mücadele adı altında düzenledikleri sempozyumlarda terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın propagandasını yaparlar.

SALDIRGAN KÖPEKLERİN SOKAKLARDA YOL AÇTIĞI TERÖRÜ GÖRMEZDEN GEL!

Son yıllarda solcu görünmek için uymanız gereken kuralların içine hayvansever olma kriteri de eklendi. Hayvanseverlik dediysek tüm hayvanları kapsadığı sanılmasın, sadece ilgilendikleri hayvan türlerine karşı sevgi beslerler ve sadece onların başına gelenlere duyarlıdırlar. Bunların büyük bir kısmı da vegan yaşam tarzını benimser ve her fırsatta sol eğilimleriyle beraber ne kadar çok hayvansever olduklarını da duyurmaya çalışırlar. Başıboş saldırgan sokak köpeklerinin artık bir sorun haline geldiği her gün "Başıboş köpek terörü bir can daha aldı", "Köpeklerin saldırdığı çocuktan acı haber geldi" gibi onlarca haberle karşılaşmamıza rağmen hayvansever solcular bu konuya da muhaliflerdir. İnsan hayatı tehlikeye girse dahi sahipsiz ve saldırgan köpeklerin sokaklarda yol açtığı terörü görmezden gelirler. Bu durumu siyasi bir meseleye çevirmeye çalışarak, sokak köpeklerinin toplanıp barınağa götürülmesine karşı çıkarlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ya da Ak Partili belediyelerin çözüm odaklı projelerini ise daha kafadan karalarlar, sosyal medyada gündem oluşturmaya çalışırlar.

AMAN LGBT'YE SAYGIDA KUSUR ETME!

Son yıllarda artan LGBT hareketi ve sosyal medyanın LGBT yanlısı içerikleri öne çıkarma ve koruma politikası solcuları da etkisi altına almış durumda. Solcular yeni bir dayanak olarak gördükleri LGBT meselesine destek vermeyen insanları aralarına almaz, "homofobik, yobaz" olarak damgalarlar. Bu tür cinsel eğilimleri kabul etmeyenlerin düzenledikleri yürüyüşleri ve bilinçlendirme çabalarını karalamaya çalışırlar, seçim
döneminde eşcinseller için yasal düzenleme vaatlerinde bulunurlar. Eşcinsellerin "Onur Haftası" adı altında düzenledikleri etkinlikleri kutlarlar.

ATATÜRK SEVGİNİZ MENFAATLERİNİZ İLE SINIRLI OLMALI!

Solcular, işin işinden çıkamayacakları zaman Atatürk duyarı kasan, her milli bayramda ya da fırsatta Atatürk'ten dem vuran bir kitle haline geldi. Aslında bu kitleye Atatürkçü demek pek doğru değil çünkü Atatürk duyarlılıkları ve sevgileri menfaatleri ile sınırlıdır. Sözde Atatürk'ü kırmızıçizgi olarak belirler, Atatürk ilkelerine inkılaplarına sahip çıkmak isterler ancak bu koca bir yalandan başka bir şey değildir. Hatırlayın; geçtiğimiz aylarda Disney Plus'ın Atatürk filmini yayınlamama kararına karşı sessiz kalmışlar, "görmedim, duymadım, bilmiyorum" tavrı takınmışlardı. Ama yeri gelince milli bayramlarda boy boy Atatürk fotoğrafı paylaşmayı hiç ihmal etmezler. "Olmasan olmazdık", "Kurtarıcımız", "Güneşimiz", "Ulu Önderimiz" gibi tanımlamalar yaparlar ama Disney'e karşı susarlar.

SAKIN İSLAM DİNİNDEN İYİ BAHSETME!

Türkiye'de solcular dinden ve içinde büyüdükleri dindar çevreden kurtulmak isterler. Kendilerine yeni bir din arayan bu insanlarda bakış açısına göre
"şarlatanlık", "sapkınlık" ya da "modern çağın Tanrı'sız dinleri" olarak türlü şekilde nitelendirilen yeni dinlere, New Age akımlara ilgi duyarlar. Özellikle de günümüzde İslam'ın yerine "karma, enerji, reiki, yoga, meditasyon" gibi yeni dini hareketleri benimseyen yeni nesil solcularla sık sık karşılaşırız.

BİZE ULAŞIN