İlker Nuri Öztürk: TÜRKİYE TEK YÜREK OLDUĞUNDA BÜTÜN YARALAR SARILIR

TÜRKİYE TEK YÜREK OLDUĞUNDA BÜTÜN YARALAR SARILIR
Giriş Tarihi: 31.3.2023 15:46 Son Güncelleme: 31.3.2023 15:51
Sismoloji profesörlerinin ortak görüşü olarak; 6 Şubat’ta dünya çapında kaydedilmiş en büyük kara depremlerinden birini yaşadık. Son açıklamaya göre 45 binin üstünde insanımız vefat etti. 600 bine yakın insan kalacak yer bulmak için bölgeden ayrıldı. Maddi ve manevi anlamda yıkım büyük. Deprem bölgesine baktıkça aklımıza gelen distopya filmlerini andıran korkunç görüntüyü değiştirmek için tek çare biziz. İlk sabahtan itibaren kurulan iletişim, yapılan yardımlar millet olarak aramızdaki kavi bağın yıllar içinde çözülmediğini gösterdi. 11 ilde hissedilen sarsıntı 81 şehri uyandırdı. Küçücük çocuklar, çekirdek aileler, genç ihtiyar herkes, devlet kurumlarından STK’lara, belediyelerden kişisel çabalara kadar hepimiz yan yana durduk ve koca ülke büyük deprem felaketini şefkat salgınına dönüştürdük. AFAD ile koordineli şekilde yapılan milyonlarca liralık yardım çadır, kıyafet, ilaç, yemek, battaniye, hijyen malzemesi olarak depremzedelerin ihtiyaçlarını karşıladı. Turkuvaz Medya’nın birçok kanalla ortak yaptığı yayında toplanan büyük miktar, Kızılay’a yapılan yardımlar, İHH’nın sahadaki mücadelesi, yüksek sermayeli kurum ve kuruluşların destekleri, adanmış olarak insanüstü güçle sahada olan onlarca STK, spor kulüplerinin gönderdiği yardım tırları ve daha nicesi gösterdi ki Türkiye tek yürek olduğunda bütün yaralar sarılır ve sarılıyor.

"BÜTÜN TÜRKİYE BURADA"
TÜRKİYE'NİN HER YERİNDEN BÖLGEYE AKIN ETTİLER

Yapılan yardımlar sayesinde depremzedelerin ihtiyaçları giderilmeye çalışılırken Türkiye'nin her yerinden farklı plaka numaralı araçlar bölgeye akın etti. Karınca misali çabalayan insanları görenler: "Bütün Türkiye burada" dedi. Büyük afetin neden olduğu can ve mal kayıplarının yanı sıra barınma, yağma, temiz su, hijyen, soğuk, hastalık gibi ek sorunlar ortaya çıktı. Hepsinin çözümü için ortak akılla hareket edildi ve gereken düzenlemeler, takviyeler yapıldı, önlemler alındı. Sahra hastaneleri, seyyar tuvaletler, mutfakların yanı sıra banyodan berbere, çamaşırhaneden kütüphaneye birçok insani ihtiyaç gerek dönüştürülen otobüsler gerekse de yeniden düzenlenen çadırlarda hizmet verdi. Denizli'den yola çıkan seyyar tamir aracı ise deprem bölgesinde görev yapan araçların ve iş makinelerinin bakım onarım ihtiyaçlarını karşıladı. Sürmesini bilen vinç aradı, dil bilen çeviri yaptı, haberciler en doğru bilgi için mikrofon uzattı, aşçılar kazanların başına geçti… Herkes elini taşın altına koymak şöyle dursun; gövdesiyle enkazı kaldırdı.

SAHADAKİ GERÇEK
KAHRAMANLAR "BİZİM CANIMIZ YOK, BİZİM CANIMIZ TÜRKİYE"

1999'daki depremin enkaz kaldırma çalışmalarında yüzlerce can kurtaran emektar madencilerimiz bugün de sahadaydı. Gerek domuzdamı
tahkimatı yöntemi gerekse gözü kara şekilde girdikleri beton bloklar arasında yeni umutlar yeşerdi. Toprak altından çıkardıkları kara elmas sayesinde ailesini geçindiren madenciler, ölüme en yakın mesleklerden biri. Bu cesur insanlara uzatılan mikrofona söyledikleri şu söz bu zor günlerin direnç gücünü gösterdi: "Bizim canımız yok, bizim canımız Türkiye." Sabaha karşı gerçekleşen deprem sonrası harekete geçen İnsani Yardım Vakfı (İHH) onlarca eğitimli gönüllüsüyle deprem bölgesine gitti. Onlarca insanla beraber evcil hayvanlar da itinayla kurtarıldı, eğitimli köpekler arama çalışmalarına yardım etti.

BİR TEBESSÜM BİR İKRAM
BAMBAŞKA MİLLETLER TÜRKİYE'NİN YANINDA

Azerbaycan, Bosna Hersek, Güney Kore, Macaristan, Özbekistan, Gürcistan, gibi kardeş ve komşu ülkelerin yanı sıra El Salvador'dan Meksika'ya, Lübnan'dan Pakistan'a, Hindistan'dan Tayvan'a, İsrail'den Rusya'ya yeryüzünün bambaşka milletleri arama kurtarma ekipleriyle Türkiye'nin yanında oldu. Arama kurtarma çalışmaları dünyanın farklı ucundan gelmiş birçok insanı omuz omuza getirdi. Yığınlar arasında bir ses arayan kurtarma ekipleri enkaz üstünde verdikleri kısa molalarda birbirleriyle sohbet etme şansı yakaladılar. Erzurum'dan gelen arama kurtarma ekibinin Çinli görevliye ekmek arası Van otlu peyniri ikram etmesi yüzlerde tebessüm yarattı. Çocuk oyun çadırlarına elinde paletle resimler yapan polis, yardıma gelen Korelilerin küçük kız Ayla'yı hatırlatan karşılıklı iyilik çizimi, Fransız Charlie Hebdo dergisinin Türkiye'deki deprem felaketiyle ilgili provokatif
karikatüre karşı Filistinli sanatçı Abrar Sabbah'ın dokunuşu da yüzleri güldürdü, takdir topladı.

ZOR GÜNDE KARDEŞ ÜLKELERDEN GELEN YARDIM
TÜRK BAYRAKLI KIRMIZI OTOMOBİL SİMGE OLDU

Balkan Savaşı ve İstiklal Harbi gibi zor günlerde kardeş ülkelerden gelen yardımları hatırlatan bir belge, zor günlerde umut oldu, gözleri doldurdu. Afganistan'ın Güney Türkistan bölgesindeki Kunduz vilayetinde yaşayan Türkmenler deprem öğrenir öğrenmez bir miktar paranın yanı sıra 13 gümüş bilezik, 5 gümüş yüzük, 3 gümüş kolye, 1 küpe ve 12 adet sikkenin olduğu çantayı yetkililere teslim ettiler. Ülkesindeki iç savaş sonrası Türkiye'ye gelen Suriyeli manav Ömer Ali, yeni bir düzen kurmak için çok uğraştı. Açtığı manav sayesinde hem kendine güveni yerine geldi hem de evine ekmek götürebildi. Güneydoğu Anadolu'yu vuran deprem beş yıllık dükkânını aldı ama o, derme çatma bir gölgelik altında plastik tezgâhına doldurduğu sebze ve meyveleri Allah rızası için dağıttı. Azerbaycan'daki küçük gecekondusunda yaşayan Server Beşirli kocaman bir yüreğe sahip olduğunu gösterdi. Yorgan yastık, kıyafet ne bulduysa kırmızı otomobiline dolduran Beşirli, Türk bayrağı astığı arabasıyla Azerbaycan'dan gelen yardımların simgesi oldu.

SOSYAL MEDYAYA KARŞI GERÇEK DÜNYA
SANALDA BİLGİ KİRLİLİĞİ SAHADA DAYANIŞMA


Deprem haberi sonrası gözler ister istemez sosyal medyaya kilitlendi. Twitter üzerinden yer bildirip enkazdan kurtarılan insanlar olduğu kadar bilgi kirliliği sebebiyle kaybedilen dakikalar canlara dönüştü. Yazışmalar üzerinden yapılan çıkar çatışması mide bulandırırken afet bölgesinden gelen görüntü ve haberler sosyal medya ile sokakların ayrı birer dünya olduğunu ispatladı. Sahada düşmanlık görülmezken dayanışma had safhadaydı. Ezeli rakip futbol takımları yardım için birlik olurken, Türkiye İşçi Partisi Adıyaman'daki kadınlara başörtüsü yardımında bulundu, Ülkü Ocakları görevlisi ile Türkiye Komünist Partisi yan yana çorba dağıttı. Türkiye Teknoloji Takımı'nın çadır kente kurduğu teleskop sayesinde ise ayrımsız
gerçek birer gülüşe sahip çocukların gökyüzüne bakarak yeryüzündeki acıları bir an olsun unuttuklarına şahit olduk.

İNSANLIK BİLGİSİNDEN SINIFI GEÇTİK
MAHARETLİ KURTARMA EKİPLERİ

Arama kurtarma faaliyetleri sırasında ekiplerin keşif mahareti kadar iletişim dilindeki başarıları da dikkat çekti. Enkaz altında yeri tespit edilen kişilerle
psikolog edasıyla yapılan ilk konuşmalar bazen hüzünlü bazense komik anlara vesile oldu. Kırk yıllık dostmuş gibi güler yüzlü hitapları, sakin ses
tonları, doğal kelimelerle kurulan psikolojik bağ insanlık bilgisi dersinden sınıfı geçtiğimizi gösterdi. Hastanelerde yaşanan panik ise başka bir boyuttaydı. Sağlık sorunlarıyla meşgul olan insanlar deprem anında korku dolu anlar yaşadı. Yeni doğan bölümündeki hemşirelerin sallantı
anındaki cesareti ise güvenlik kameraları tarafından kaydedildi. Hemşireler can havliyle kaçmak yerine koridorlar aşıp kuvözlerin başında bebeklere sarıldılar. Onlarca çift, depremde kimsesiz kalan bebekler için koruyucu aile olmak için başvuru yaptı.

DİYANET'TEN İYİLİK ÇARŞISI
DEPREMZEDELERE HEM MADDİ HEM MANEVİ DESTEK

Deprem sonrası yaşadığı şehri terk eden insanlar, gittikleri yerde de yalnız bırakılmıyor. Diyanet başta olmak üzere farklı çalışmalar sayesinde ihtiyaçları karşılanıyor. Ankara Sincan İlçe Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı Sincan Şubesince oluşturulan "İyilik Çarşısı" ilçede misafir edilen 10 binden fazla depremzedenin hizmetine sunuldu. Gıda, hijyen, giyim, ayakkabı gibi temel ihtiyaç malzemelerinin bulunduğu çarşıda depremzedelere çeşitli ikramlarda da bulunuluyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ayrıca hem afet bölgesinde hem de farklı şehirlere giden depremzedelere manevi destek ve rehberlik hizmeti veriyor, acılarını paylaşıyor.

BİZE ULAŞIN