Eda Dikmen: ESTETİK CERRAHİYLE TANRIM BENİ BAŞTAN YARAT!

ESTETİK CERRAHİYLE TANRIM BENİ BAŞTAN YARAT!
Giriş Tarihi: 24.02.2025 17:13 Son Güncelleme: 24.02.2025 17:17
Eda Dikmen SAYI:119
İnsanlar hayret verici yöntemlerle, vücutlarında akla hayale gelmeyecek değişiklikler yaptırabiliyor. Bu durum görünüşünden memnun olmayan, özgüven eksikliği, dismorfofobi (beden algısı bozukluğu) gibi psikolojik sorunlar yaşayanlar için bir umut kapısı olurken, sosyal medyadaki güzellik algısından, ünlülerden ve fenomenlerden etkilenenler içinse büyük riskler taşıyor. Tıbbi estetik uygulamalarının bir sonu ya da sınırı yok. Estetik cerrahiye herkesin bu kadar kolay ulaşamadığı ve ulaşanların sır gibi saklandığı günlerin geride kalması da bu durumu tetikliyor. Artık hemen her köşe başında bir estetik merkezinde ya da hastanede bu işlemler yapılıyor ve büyük bir başarı hikâyesi gibi anlatılıyor. Estetik ameliyat yaptıranlara şaşırılan ya da arkasından konuşulan günler sona ermiş görünüyor. Artık herkesin birbirine benzediği ve hatta estetiksiz müdahalesiz insanlara tuhaf gözlerle bakılmaya başlandığı bir döneme girdik. Üstelik bugün güzellik ve estetik dediğimiz konuya sadece kadınlar ilgi göstermiyor, erkekler de en az kadınlar kadar bu konuyla içli dışlı. Hal böyle olunca toplumun her kesiminin bu kadar ilgi gösterdiği estetik uygulamalar konusunda en çok tercih edilen yöntemleri, trendleri, ne işe yaradıklarını merak ettik ve sizler için en popülerlerini derledik.

TIBBİ ESTETİK UYGULAMALAR KATALOĞU

Eskiden ünlülerin fotoğrafını eline alıp estetisyen yolu tutanlar şimdilerde yapay zekaya kendilerini görmek istedikleri şekilde çizdiriyor ve bu modele dönüşmek için bir dizi ameliyattan geçiyorlar. Hatta uzmanlar daha genç ve iyi hissetmek için estetik ameliyat yaşının 13'e kadar düştüğünü belirtiyor. Bu merak ve dolayısıyla her geçen gün yeni estetik uygulamalar ortaya çıksa da rinoplasti, bişektomi, meme estetiği, liposuction, jinekomasti, dolgu ve botoks her zaman talep gören uygulamalar arasında yer alıyor. Bu uygulamalar içinde en çok tercih edilen hiç kuşkusuz rinoplasti. Nefes alamama sorununun yanı sıra orantısız ve büyük buruna sahip olanlar sosyal hayatlarında yaşadıkları sorunlar nedeniyle burunlarının daha simetrik ve yüz formuna uygun hale getirilmesini istiyorlar.

Ünlüler dünyasından haşır neşir olduğumuz bişektomi de özellikle kadınlar arasında çok popüler. Yanakları tombul olanlar kilolu göründükleri kuruntusuna kapılarak bişektomi işlemiyle yanak bölgesindeki fazla yağ dokusunu aldırıyorlar. Bu işlem sayesinde daha ince ve belirgin yüz hatları elde ediliyor. Burada önemli olan nokta ise elmacık kemiklerinin ortaya çıkma isteği. Meme ve popo dolgusu olarak bilinen "aquafilling" ameliyatsız bir işlem olması nedeniyle kadınların çok fazla tercih ettiğini duyuyoruz. Özellikle su bazlı bir dolgu maddesi olması nedeniyle daha doğal durduğu da söyleniyor. Ancak bu işlem hakkında birçok olumsuz düşünce mevcut. Aquafilling yaptıran influencer Danla Bilic, sosyal medya paylaşımında dolgunun asla erimediğini, vücudunda farklı yerlere dağıldığını ve bu işlemden kurtulmak için ameliyat olduğunu anlatmıştı. Aslında insanların tüm
bu estetik müdahaleleri sosyal medya filtreleri karşısında kendini beğenmeme, özgüvensizlik yaşama, yaş alma ya da hayatına yenilik getirme amacıyla yaptırdıklarını söyleyebiliriz.

"ERKEK ADAM ESTETİK Mİ YAPTIRIR?" DEVRİ BİTMIŞ GÖRÜNÜYOR



Modern dünya dış görünüşün daha fazla dikkat edildiği bir yer haline geldi. Bu durumdan nasibini alan erkekler de "Erkek adam estetik mi yaptırır?" düşüncesini rafa kaldırmışa benziyor. Araştırmalara göre erkekler de en az kadınlar kadar estetik yaptırmaya ve dış görünüşlerine daha fazla dikkat etmeye başladı. Gelişen tıp teknolojisi, sosyal medya etkisi, daha genç ve çekici görünme arzusu, estetiğin utanılacak bir şey olarak görülmemesi ve iş hayatında avantaj elde etme düşüncesi estetiği erkekler arasında da popüler hale getirdi.

Peki, erkekler en çok hangi estetik işlemi yaptırıyor? Tabii ki listenin başında saç ekimi geliyor, onun ardından da rinoplasti. Göbek ve bel bölgesindeki yağlardan rahatsızlık duyan erkekler de liposuction işlemiyle fit bir görünüme kavuşmak istiyor. Magazin dünyasından aşina olduğumuz "six-pack operasyonu"yla spor salonuna gitmeden baklava dilimi görünümlü karın kasına sahip olmak için bıçak altına da yatıyorlar. Erkeklerin gözaltılarını bu kadar dert edineceklerini hiç düşünmemiştim ama meğer onlar da en az biz kadınlar kadar bu durumu dert ediyormuş. Gözaltı morluklarının ve torbalarının oluşturduğu yorgun görüntüden kurtulmak için göz kapağı estetiği ve gözaltı ışık dolgusu yaptırıyorlar.

Erkeklerin vücutlarında en çok şikâyet ettikleri şeylerden biri de hormonal etkenlerle ya da kilo nedeniyle meme dokusunun kadınsı şekilde büyümesi. Bu yüzden rahatlıkla denize giremeyen, kıyafet seçiminde zorluk yaşayan ve özellikle de ergenlik döneminde akran zorbalığına uğrayan, beden derslerinden kaçan çocuklar olduğu biliniyor. İşte bu nedenlerle jinekomasti (erkeklerde meme büyümesi) operasyonu yaptırıyorlar ve kadınsı meme
görüntüsü daha erkeksi bir hale getiriliyor. Estetik cerrahi uygulamalarının erkekler arasında bu kadar popülerleşmesiyle sokakta tüm erkeksiliğini
kaybeden, feminenleşen erkeklere de rastlamıyor değiliz.

HEM TATİL HEM SAÇ EKİMİ


Hemen hemen hepimiz Fatih'te, Eminönü'nde saç ekimi işleminden çıkmış başları beyaz bir tülbent ile sarılı birçok kişiye rastlamışızdır. Her yıl milyonlarca kişi saç ekimi için ülkemize geliyor hem saç ekim işlemi gerçekleştiriyorlar hem de tatillerini yapıyorlar. Saçları yüzünden özgüven
eksikliği yaşayan, kariyerinin kötü etkilendiğini düşünen, karşı cins karşısında kötü hisseden kişilerin bu işlemi yaptırdığı söyleniyor. Uzmanlar bu işlemi sadece gençlerin değil daha genç görünmek, ikinci ya da üçüncü evliliğini yapabilmek için 60 yaş üstünün de yaptırdığını söylüyor.


Dışardan acısız ve kolay gözüken saç ekme operasyonunun iki türü var: FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu) veya DHI (Doğrudan Saç Ekimi). FUE işlemi ile saç kökleri tek tek çıkarılıyor ve dökülen bölgeye bu kökler ekiliyor. DHI ile de saç kökleri direkt olarak alınıyor ve özel cihazlar yardımıyla
ekim yapılacak bölgeye dikiliyor. İşlem tamamlandıktan sonra ise, şişlik ve ağrı dolu günler hastayı bekliyor diyebiliriz. Bu süreçte hastanın ilk günlerde güneşe çıkmaması, başını darbelerden koruması gerekiyor. Dikimden bir hafta sonra da kabuk dökme aşaması başlıyor ve bu aşamadan
sonra birkaç hafta içerisinde saç ekilen bölgede şok saç dökülmesi başlıyor. 6 ay içerisinde de saçların sağlıklı bir şekilde çıkmaya başladığı söyleniyor.

Ameliyat geçirenler de anestezi sırasında vurulan iğnenin çok ağrılı bir işlem olduğu ve o uyuşukluğun günlerce sürdüğünü, saç ekimi için kök alınan bölgelerde bir daha kıl çıkmama riskinin de yüksek olduğunu aktarıyor. Saç ektirenlerin yorumlarını okuduğumda da birçoğunun "işlem sonrasındaki acılı ve uzun süreci bilseydim yaptırmazdım" dediğini görüyorum.

ABARTILI ESTETİK ANLAYIŞI DEĞİŞİYOR

Etrafa baktığımız zaman herkesin birbirine benzediği, dolgun dudaklar, belirgin elmacık kemikleri ve ifadesiz yüzler görüyoruz. Ancak bu yapay ve
abartılı estetik anlayışı artık değişiyor. Bunun nedeni ise, estetik dünyasında yükselen "Clean Girl" akımı. Bu akım yapay görüntüden tamamen uzak, sade ve doğal bir cilt hedefliyor. Bu hedef doğrultusunda da zaten işlem yaptıran kişilerin genellikle estetik yaptırıp yaptırmadığı anlaşılmıyor. Hatta birçok ünlü bu akımdan etkilenerek dolgularını eritiyor, daha minimal estetik dokunuşlar yaptırıyor ve daha az makyajla programlara çıkıyor.

Clean girl trendinde abartılı işlemler yerine ışıl ışıl, sağlıklı ve pürüzsüz bir cilt hayali için gençlik ışıltısı yani mezoterapi gibi uygulamalar tercih ediliyor. Özellikle de ameliyatsız mezoterapi yönteminin bir türü olan "Paris ışıltısı" şu sıralar çok popüler. Bu tedavi yöntemiyle yüz, göz, el ve boyun bölgesi sağlıklı, doğal ve aydınlık bir görünüm kazanıyor ve cildin gençleşmesi sağlanıyor. Tabii ki bu gençleşme ciltte kolajen üretimi gerçekleştirilerek sağlanıyor. Bunun için de vitaminler, mineraller ve antioksidanlardan oluşan bir karışım cilde enjekte edilerek, nemlendirme, ince çizgilerin, kırışıklıkların, lekelerin ve cilt tonu farklılıklarının azalması hedefleniyor.

Günümüzde dolgu konusunda da ipin ucu bir hayli kaçmış görünüyor. Bu konudan mustarip olan clean girl akımı, biyostimülan dolguyu tercih ediyor. Bu yöntemde de cildin altında kolajen üretimi aktif hale getiriliyor ve bu sayede cildin hem yenilenmesi hem de yaşlanmaya karşı önlem alınması sağlanıyor. Bu uygulamanın ciltteki kırışıklıklar, ince çizgiler, dolgunluk ve sarkmalar üzerinde etkili olduğu söyleniyor. Klasik dolgu uygulaması birkaç ay içerisinde etkisini yitirirken biyostimülan en az 2 seneye kadar etkisini sürdürüyor.

ERKEKLER DE KUAFÖRDE VAKİT GEÇİRİYOR

Çok değil, bir 10 yıl öncesine kadarki berberleri şöyle bir düşünelim. Futbolcuların ve ünlülerin saç tıraşına ait resimlerinin olduğu o kapıdan içeri girdiğinizde, içeride eski deri koltuklar olduğunu, ustura ile tıraş yapıldığını, saçların bol köpükle lavaboda yıkandığını görürdük. Gözünüzün önüne gelmiştir sanırım. Tıraş sonrası gelen sıcak havluyu da unutmamak gerekir. Bu geleneksel berber anlayışı biraz değişti gibi. Berberlere baktığımız
zaman dükkanların daha modern tasarlandığı, müzik eşliğinde sadece saç kesiminin değil daha birçok işlemin uygulandığı yerlere dönüştüğünü görüyoruz.

Hal böyle olunca en az erkekler de kadınlar kadar kuaförlerde vakit geçirmeye başladı. Saç boyama, cilt bakımı, kaş şekillendirme, ağda, lazer, keratin, perma, manikür, pedikür ve makyaj gibi pek çok işlemi yaptırıyorlar. Birkaç yıl öncesine kadarki "Erkek adam bunları mı yaptırır?" tabuları tamamen yıkılmışa benziyorlar. Sosyal medyada da erkeklerin düğün öncesi berberde yaptırdıkları işlemlerin yer aldığı videolar çok ilgi görüyor.
Damatlara saç, sakal kesimi dışında manikür, pedikür, kolajken maskeleri, kil maskesi, serum ve peeling sülük tedavisi, baş masajı, buhar makinesi ile cilt temizliği, epilasyon işlemi ve son olarak da makyaj yapıldığını görüyoruz.

Burada en dikkat çeken nokta ise bazı damatların da tıpkı gelinler gibi makyaj yaptırmaları. Konya'da Türkiye'de bir ilk olan "damat hazırlama merkezi" dahi var. Gelinlere yapılan porselen makyajın tam tersi olarak ince yapılı sadece kusurları örtmeye yardımcı olan bir makyaj yapılıyor. Özellikle gözaltındaki morlukları kapatmaya, burnu küçültmeye, elmacık kemiklerini ortaya çıkarmaya, daha temiz ve kusursuz bir cilt elde edilmeye çalışılıyor.

"GÖZLERİM MAVİ YA DA YEŞİL OLSUN!"

İnsanların "burnum daha simetrik olsun, dudaklarım daha dolgun dursun, yüz hatlarım belirginleşsin" isteklerine bir de "gözlerim mavi ya da yeşil olsun" düşüncesi eklendi. Bu arzu doğrultusunda da ameliyat masasına yatıyorlar ve "keratopigmentasyon" yani kalıcı olarak göz renklerini değiştiriyorlar. Özellikle sosyal medya fenomenlerin göz renklerini değiştirdikleri videoların popülerleşmesiyle ilgi odağı olan bu uygulama iki farklı yöntem kullanarak gerçekleştiriliyor: Korneaya deri altından boya enjekte ederek ya da lazer ışığıyla göze rengini veren iris yapısındaki pigmentler uzaklaştırılarak rengin değişmesi sağlanıyor.

Ancak bu ameliyat beraberinde birçok riski de barındırıyor. Uzmanlar, ameliyatın ışık hassasiyeti, korneada ödem oluşması sonucu kornea nakli, hatta görme kaybı ile sonuçlanabileceğini söylüyor. Göz estetiğini konuşurken ülkemizde de birçok kişinin yaptırdığı badem gözden bahsetmemek olmaz. Bella Hadid'in kalkık ve çekik gözlerinden ilhamla ortaya çıktığı düşünülen badem göz ameliyatı sayesinde göz çevresindeki sarkıklıklar
toplanarak hafif çekik ve kalkık gözler elde ediliyor. Bu işlem hem Bella Hadid'e benzemek hem de göz kapaklarındaki düşüklük nedeniyle oluşan yorgun, mutsuz ve yaşlı ifadeden kurtulmak için tercih ediliyor. Bu sayede gözlerin daha iri gözüktüğü ve bakışların da anlam kazandığı düşünülüyor.

ESTETİK OPERASYONLA BOY UZATMAK BİLE MÜMKÜN


Estetik ameliyatlar sayesinde vücudunuzda hoşunuza gitmeyen yerleri değiştirmek artık çok kolay ve ulaşılabilir. Ancak bu iş çok ilginç bir noktaya doğru gidiyor. Öyle ki estetik operasyonla boy uzatmak bile mümkün. Geçmiş yıllarda sağlık sorunları nedeniyle gerçekleştirilen bu ameliyat şu
sıralar insanların dış görünüm kaygılarına çözüm sunuyor. Zorbalığa uğrayan, boyundan memnun olmayan ya da sevgilisi biraz daha uzun olmasını istediği için bazı kimseler bu acılı, zahmetli ve çok pahalı ameliyatı oluyorlar. 10-15 cm'e kadar boy uzatma vaadinde bulunan bu ameliyat sadece bacak için değil kol içinde gerçekleştiriliyor. Operasyon şu şekilde gerçekleştiriliyor: Uzatılması arzulanan kemik kesiliyor ve o bölgeye uzatma cihazı
yerleştiriliyor. Bu cihaz, kemikleri yavaş yavaş birbirinden ayırarak, orada yeni bir kemiğin oluşumu için boşluk yaratıyor. Ameliyat sonrasında cihaz,
günlük 1 mm uzama sağlıyor ve bu süreç birkaç ay sürüyor. 8 cm'ye kadar uzama işlemi için uyluk ya da kaval kemiği üzerinde işlem yapılırken daha fazla uzamanın gerçekleşmesi için ise her ikisinde de işlem yapılıyor. Boy uzatma ameliyatını geçiren kişilerin hikayelerine baktığımızda ise acı verici ve ağrılı bir süreç yaşadıklarını görüyoruz. Aylarca yürümekte zorlanan, vücutlarında izler kalan hatta ve hatta bu işlem nedeniyle
hayatını kaybeden insanların
olduğuna dair haberler var.

BİZE ULAŞIN