Sena Subaşı: ESTETİK AMELİYATLAR BÜYÜK BİR İVME KAZANDI: KADINLAR KADAR ERKEKLER DE GÜZEL GÖRÜNMEK İSTİYOR

ESTETİK AMELİYATLAR BÜYÜK BİR İVME KAZANDI: KADINLAR KADAR ERKEKLER DE GÜZEL GÖRÜNMEK İSTİYOR
Giriş Tarihi: 10.02.2025 14:24 Son Güncelleme: 10.02.2025 14:26

Bugün estetik dendiğinde akla artık sanatçılardan çok plastik cerrahiler geliyor. Antik çağlardan beri kullanılan altın oran, modern tıbbi estetik uygulamalarında hem kadınların hem de erkeklerin talep ettiği bir trend haline geldi. Sanatçılar ve mimarlar, ideal güzellik ve uyumu yakalamak için bu oranı sıklıkla kullanmıştı. Leonardo da Vinci, insan vücudu çizimlerinde ve eserlerinde altın oranı ustalıkla uygularken Mimar Sinan, yaptığı mimari eserlerin en ince detaylarında bu prensibi hayata geçirmişti.

Aslında estetiğin hikayesi de burada, sanat ve mimariyle iç içe başladı. Günümüzde altın oranı plastik cerrahi ve yüz güzelleştirme uygulamalarında daha çok duymaya başladık. Estetik işlemlerin yaygınlaşmasıyla bu sektör hızla büyüyor ve estetik merkezlerinin sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye, bu artan ilgi sayesinde estetik turizmi alanında dünya çapında önemli bir konuma gelmiş durumda.

Estetiğin cerrahi boyutunu Op. Dr. Halit Baykan ve Op. Dr. Gürcan Sünnetçi ile konuşmak istedik. Halit Baykan öncelikle şöyle başlıyor: "Deri vücudun en büyük organıdır ve saçtan tutun ayak tırnaklarınıza kadar her alanı kaplar. Deri, dışarıya, estetiğe hitap ediyor. Plastik cerrahinin alanı deri olduğu için bu aralar çok popüler."

"İnsanlar birbirlerine özeniyorlar"

Ekranlarda, sosyal medyada, sokaklarda, birbirine benzer yüz hatlarına ve görüntülere sahip birçok insan görmeye başladık. Günümüzün en konuşulan konularından biri olan bu aynılaşma, estetik cerrahinin yaygınlaşmasıyla daha da dikkat çekici hale geldi. Herkesin aynı güzellik algısına sahip olmak istemesinin toplumsal farklılıkları ve bireysel kimlikleri yok eden bir sorun haline geldiği tartışılıyor. Dünyadaki tüm insanların aynı güzellik standartlarına uyum sağlama çabasını ve estetik operasyonlara olan bu yoğun ilgiyi Dr. Baykan şöyle özetliyor:



"Güzellik algısı toplumdan topluma değişiyor ve aslında her toplumun kendine has bir güzellik algısı var. Toplumlar farklı genetiklerde yaratılmış. Afrika'daki bir insanın karakteristik özellikleri Avrupa'dakinde yok mesela. İnsanların yaratılış farklılıkları birer ayet ve biz onlara bakarken her toplumun kendine has o güzelliklerini görüyoruz. Olması gereken şey bence toplumların kendilerine göre olan güzellik algılarının ön plana çıkması. Fakat özellikle sosyal medyanın yaygınlaşması, toplumların birbirlerinden etkilenmesi, global etkileşim, hâkim olan güç insanları aynı güzellik algısına doğru itiyor. Birbirimizle çok rahat irtibat kurabildiğimiz bu dönemde insanlar farklı coğrafyadaki farklı eğilimlere, kişilerinin özelliklerine meyledebiliyorlar. Bir Afrikalının cilt yapısı bulunduğu coğrafya itibariyle siyahi bir görünüme sahipken Avrupa ülkelerinde beyaz bir ten gündeme geliyor. Bir Afrikalının tenini beyazlatmak için uğraşması kadar abes bir şey yok. Fakat insanlar birbirlerine özeniyorlar bu yönüyle. İnsanlara sunulan bu güzellik algısına diğer toplumlar bir şekilde uyabilmek için farklı şekilde yaklaşımlar gündeme geliyor."

Dr. Baykan, insanlar bu kalıba dâhil olmak için servet harcarken, kaburga kemiklerini aldırırken, hatta canından bile olurken sonu gelmeyen bu akımların uygulanması konusunda bir doktorun sınırlarının olması gerektiğinin altını içiyor: "Benim belli sınırlarım var ve her hekimin sınırlarının
olması gerektiğini düşünüyorum. Tabii plastik cerrahinin alanı çok geniş olduğu için değişik birçok vaka gelebiliyor. Mesela bize kadın bir hasta göğsünü tamamen aldırmak istediğini söylemişti; 'ben kendimi erkek gibi hissediyorum' demişti. Tabii bunun bu kadar kolay olmadığını kendisine
söylemiş ve bu ameliyatı reddetmiştim. Mesela erkek olduğu halde kadın olmak istediğini söyleyenler de geliyor. Tabii ki ben bu ameliyatları yapmıyorum."

"Merdiven altı estetik cerrahi mağduriyet getiriyor" Estetik ameliyatların artışındaki en büyük etkenin sosyal medya olduğu bir gerçek. Artık güzellik
merkezlerinde dahi cerrahi işlemler yapılabiliyor. Buradaki yoğun talebi Dr. Gürcan Sünnetçi şöyle açıklıyor:

"Zaten artış trendinde olan estetik ameliyatlar, görsel içerik paylaşım platformlarının yaygınlaşmasıyla daha büyük bir ivme kazandı. Burada özellikle özçekimin özel bir yeri olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Geriye dönük baktığımızda estetik ameliyatların artışıyla özçekimin yaygınlaşması
arasında paralellik bulunduğunu görüyoruz. Estetik cerrahilerde ve küçük estetik müdahalelerde tekniğin gelişmesi, kolay ulaşılır olması, özellikle Türkiye'de maliyetin düşük olması diğer sebepler. Ayrıca estetik müdahaleler için toplumsal kabul de arttı. İnsanlar artık eleştirilme korkusu yaşamıyor. Hatta özellikle gençler arasında estetik ameliyat yaptırıp bunu sosyal medyada paylaşmanın moda olduğunu söyleyebiliriz. Elbette bu kadar yaygın yapılan estetik cerrahiler ve küçük estetik uygulamalar beraberinde mağduriyetler de getiriyor. Ancak asıl mağduriyetler estetik işlemlerin bir sektöre dönüşmesiyle, 'merdiven altı' diye tabir ettiğimiz yetkisiz ve eğitimsiz kişiler veya merkezler tarafından yapılan işlemler nedeniyle yaşanıyor. Telafisi çok zor olan veya mümkün olmayan sorunlar yaşanabiliyor."

"Erkekler de güzel görünmek istiyor"

Estetik görünme isteği tarihte erkekler için yeni bir kavram değil. Örneğin Orta Çağ'da soylu erkekler arasında iyi görünmek, statünün önemli bir göstergesiydi. Gösterişli kıyafetler, uzun ve ihtişamlı peruklar, işlemelerle süslenmiş ceketler, değerli taşlarla bezenmiş takılar ve kürk detayları o dönemin erkek modasında karşımıza çıkıyordu. Güzellik ve bakımlılık, yalnızca kadınlara değil, toplumun üst tabakasındaki erkeklere de hitap eden bir kavramdı. Zamanla moda ve estetik kaygısı kadınlara daha fazla atfedildi fakat 2000'lerden itibaren başlayan "bakımlı erkek" trendiyle erkek güzellik algısı yeniden şekillenmeye başladı. Bugün estetik işlemler erkekler için de kadınlar kadar talep edilir hale geldi. Bu dönüşümde sosyal normların değişmesi önemli bir rol oynarken mükemmel görünme, "en iyi versiyonuna ulaşma" baskısı bitmesi gerekirken herkes için var olmaya devam ediyor.

Dr. Baykan: "Erkekler de güzel görünmek istiyor ve bu toplumun ya da karşı cinsin beğenisini alabilmek için bu yıllardır ola gelmiş bir şey. Mesela milattan önceki yıllara dayanan rinoplasti ameliyatlarını kitaplarda okuyoruz. O zamanlarda burun kesme cezaları varmış. Savaşlarda burunları kesilen insanlar topluma kendini kabul ettirebilmek için altın burunlar takıyorlarmış. Yani güzellik algısı insan tarihiyle birlikte gelen bir şey. Bu kadınlarda fıtri olarak ön plana çıksa da erkekler de bugün kendilerini beğendirebilmek, kendilerini topluma kabul ettirebilmek ya da toplum baskısıyla
farklı şekilde kendisini ifade edebilmek için bu tür ameliyatlara yöneliyor. Bana gelen hastaları şöyle bir gözden geçirdiğimde bu oranın yüzde 70 kadın, yüzde 30 civarı olduğunu söyleyebilirim ama ameliyattan ameliyata farklılık gösteriyor. Erkekler daha çok rinoplasti ve kepçe kulak düzeltimi için bize geliyorlar. Göz kapağı ameliyatlarına daha çok erkekler başvuruyor. Saç ekimini zaten erkekler çok talep ediyor. Erkeklerin sosyal medyadan çok etkilenmelerinin estetik ameliyatları artırdığı yönünde bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum."


"Modern çağda dış görünüş iki cinsiyet için de önemli" Gürcan Sünnetçi modern çağda dış görünüşün iki cinsiyet için de önemli olduğunu vurguluyor: "Dış görünüşe verilen önem içinde bulunduğumuz çağda tarihin diğer çağlarına göre artmış durumda. Bu erkekler için de geçerli. Modernite, cinsiyetlere atfedilen geleneksel özellikleri değiştirdi. Geleneksel olarak kadınlara özgü olduğu kabul edilen birçok özellik artık iki cinsiyet için de geçerli. Cinsiyetler arası sınırlar eskisi kadar belirgin değil. Belli bir cinsiyete özgü olan birçok şey artık iki cinsiyet için de geçerli. Estetik
müdahaleler de böyle. Artık erkeklerin sadece estetik ameliyat yaptırmaları değil, aynen kadınlar gibi yüz, kaş, tırnak bakımı yaptırmaları söz konusu. Toplumsal kabulün artması erkekler için de estetik müdahalelerin yaygınlaşmasını sağlayan bir diğer etken."

"Türkiye şu an sağlık üssü gibi"

Son yıllarda Türkiye, estetik turizminde ilginç bir büyüme yaşıyor ve tüm dünyada bahsettiğimiz estetik cerrahi uygulamalarında ülkemizin merkez haline geldiğini söyleyebiliriz. Gelen taleplere bakıldığında hastaların büyük bir çoğunluğu burun ameliyatı, saç ekimi, diş tedavisi ile estetiği, dolgu ve botoks işlemleri için geliyor. Dünyanın dört bir yanından gelen insanlar, gerektiğinde hastaların ilk müdahalelerini yapabilecek donanıma sahip medikal otellerde konaklıyor, sonrasında ülkemizde güzel bir tatil yapıp dönüyorlar.

Dr. Baykan, Türkiye'nin estetik turizmini bu kadar popüler kılan başlıca nedenleri şöyle açıklıyor: "Türkiye şu an sağlık üssü gibi. Bunun birçok sebebi var. En önemlisi Avrupa'daki eğitimden daha kaliteli bir eğitim veriliyor. Daha sonra makul ücretlerde hizmet verilmesi tercih edilmesindeki ikinci sebep olarak karşımıza çıkıyor. Dünya üzerinde sağlık turizmi yapan ülkelere bakıldığında Hindistan, Singapur ve Malezya var. Uzak Doğu ülkelerinden özellikle Tayland bu konuda etkin. Fakat Türkiye özellikle Asya ve Avrupa bileşkesinde bulunması nedeniyle coğrafi olarak da uygun bir yerde uygun olmasıyla öne çıkıyor."

"İnsanlar özellikle toplumdaki ön planda olan estetik ameliyatları isteyerek geliyorlar. Yoğun olarak yaptığımız ameliyatlar burun şekillendirme ameliyatları, göğüs ameliyatları, liposuction dediğimiz yağ alma ameliyatları, şu son dönemlerde özellikle birkaç yıl içerisinde popo estetiği denilen estetik ameliyatlar diyebiliriz. Kadınlar hamile olup çocuk dünyaya getirdikten sonra vücutlarında belli bir deformasyon oluşuyor. Bu deformasyonun düzeltilmesi için yapılan ameliyatlar da şu ara popüler. Günümüzde en önemli olaylardan biri de obezite cerrahisinin gelişmesi ile mide küçültme ameliyatları sonrasında obez hastaların aşırı kilo vermeleriyle vücuttaki sarkmaların düzeltilmesi için yapılan ameliyatlar sık geliyor ve sık yapılıyor."
"Plastik cerrahi çok basitmiş gibi görünüyor ama…"

Plastik cerrahinin işleri bu kadar geniş olduğu için merdiven altı uygulamalar da ön plana çıkıyor ve yetkisiz kişiler tarafından estetik yapılabiliyor artık. Bu da sürekli önümüze estetik ameliyatlar sonucu mağduriyet yaşayan hastaların sebeplerini açıklıyor. Halit Baykan: "Merdiven altı üretim botokslarının uygulanması, dolguların, saç ekimlerinin, estetikle ilgili diğer uygulamaların estetik konusunda ehli olmayan kişiler tarafından yapılması neticesinde çeşitli mağduriyet yaşanıyor. Bir plastik cerrahi işlem yaparken sanki çok basit gibi görünüyor. Dışarıdan bir güzellik uzmanının yapabileceği sanılıyor. Buradaki dikkat edilmesi gereken şeylerden biri orada doktorun arka yapıdaki kaslar, damarlar, sinir ağlarına çok hâkim olması. Bir botoks yaptıracaksanız doktora gitmeniz gerekiyor. Mesela dolgunun damara kaçırılması sebebiyle göz kaybına kadar giden riskler var."

Milattan önce Wilendorf Venüs'ünden 2020'lerin Kardashian'larına uzanan ideal beden algısı, zaman içinde değişse de yüzyıllar boyunca farklı şekillerde kendini göstermiş. İçinde yaşadığımız çağda insanlık hiç olmadığı kadar aynı görünmeyi talep etse de estetik görünmek, her çağın algısına göre insanlar tarafından sürekli arzulanmış. Eski bir atasözünde olduğu gibi "Dünyada sadece iki kuruşun varsa, biriyle bir somun ekmek, diğeriyle bir zambak satın al."

BİZE ULAŞIN