7'DEN 70'E HERKESİ SARAN MÜZMİN SORUN: GÖSTERİŞ TUTKUSU
Bugün içerisinde yaşadığımız gösteri toplumu insanların hayatlarını sergilemesi üzerine kurulu bir düzene sahip. Eskiden insanlar mutlu anlarını kendileri için yaşarken, artık başkalarına kanıtlamak için yaşıyorlar. Tatile gittiysen, yeni bir çanta aldıysan, evlilik teklifi aldıysan bunu herkes öğrenmeli. Çünkü o anları sadece senin yaşaman yeterli değil, başkalarının da bunları bilmesi gerekiyor. İşte tam da burada gösteriş bağımlılığı devreye giriyor. Özellikle sosyal medya üzerinden yürütülen bu bağımlılık, beğeni, yorum ve izlenme gibi unsurlar, bağımlıların maddelerden aldıkları anlık hazza benzer bir etki bıkıyor.
Hiç kuşkusuz gösteriş bağımlılığı modern dünyanın müzmin sorunlarından biri. Bu durum 7'den 70'e herkesi sarmış görünüyor. Bugün anneannelerimiz, dedelerimiz bile mutlu anlarını sergilemek istiyor. Özel anlarımız kişisel mutluluk kaynağı değil, sosyal medyada başkalarına gösteriş yapma aracı haline geldi diyebiliriz. Popüler mekanlardan ya da keyif almadığımız bir konserden paylaşım yaparak onay almak istiyoruz. Gerçekten orada olmaktan mutlu muyuz, değil miyiz bunun pek bir önemi yok.
Günümüzde çoğu zaman yaptığımız davranışları takdir görmek, kendimizi kanıtlamak, ben de buradayım demek için yapar hale geldik. Bu bağımlılığı
körükleyen ana unsurlardan biri de influencer'ların mutlu anlarını paylaştıkları içerikler. İnsanlar "Bizim neden böyle bir hayatımız yok?" diye iç geçiriyor. Ancak daha sonrasında bu kişilerin gerçekten mutlu olmadıklarını ve ardında birçok sorunun olduğunu fark ediyoruz. Bu bağımlılık, insanların değerlerini başkalarına bağımlı hale getiriyor ve sürekli kendini kanıtlama, en iyisi olduğunu gösterme arzusu, bir süre sonra daha fazlasını istemeye yol açarak tatminsizlik yaratabiliyor.
TELEFON, BİLGİSAYAR, TELEVİZYON, TABLET DERKEN… EKRAN ESARETİ
Telefon, bilgisayar, televizyon, tablet derken, günümüzün büyük bir çoğunluğunu ekran karşısında geçiriyoruz. Sosyal medyada kaydırdıkça yenilenen içeriklere karşı koyamıyoruz, oyun oynarken dünyadan kopuyoruz, video izleyerek yemek yediğimizde, doyup doymadığımızı fark edemiyoruz.
Bu kontrolsüz ekran kullanımı, insanları farkına varmadan ekran bağımlılığına daha doğrusu esaretine sürüklüyor ve beraberinde birçok sorunu da getiriyor. Kilo alımı, uyku düzensizliği, boyun ve sırt ağrısı gibi fiziksel problemlere yol açarak hayat kalitemizi düşürse de ekran bağımlılığının en tehlikeli yanı, bizi gerçek hayattan uzaklaştırması. Bu bağımlılıkla ilgili korkutucu haberler de her geçen gün artıyor. Örneğin, Çin'de bir internet kafede üç gün boyunca bilgisayar başında kalan bir kişi hayatını kaybetti, Romanya'da dokuz gün bilgisayar oynayan bir genç hastanelik oldu.
Bu tür durumlar, ekranların gerçekte bize ne kadar zarar verebileceğini gözler önüne seriyor. Aile ve arkadaşlık bağlarımızı da zayıflatıyor. Artık aynı masada oturan kişiler karşılıklı konuşmak yerine WhatsApp'tan yazışıyor, TikTok'tan videolar göndererek vakit geçiriyor. Ekranların arkasındaki insanların kusursuz hayatlarına özenip kendimizi mutsuzluğa sürüklememiz de bir başka olumsuz etki. Uzmanlar, zihinsel ve duygusal sağlığımıza olumsuz etkilerini en aza indirmek için kafamızı ekranlardan kaldırıp, gerçek hayatta daha fazla vakit geçirmeye özen göstermemizi öneriyor.
DİJİTAL BENLİKLERİMİZİ YENİDEN KURGULARKEN: TEŞHİR BAĞIMLILIĞI
Sosyal medya mecralarında dijital benliklerimizi yeniden var ederken araç olarak teşhirin seçilmesi yaygınlaşıyor ve dolayısıyla kendimizi, benliğimizi, özel alanlarımızı, hayatımızı sergiler hale geliyoruz. Öyle ki bu mecralarda "görünür", "popüler" ya da "güzel" olmanın yolu beden teşhirinden geçiyor
gibi duruyor. Burada dikkat çeken nokta, sadece kadınların değil, erkeklerin de benzer şekilde bedenlerini vitrin gibi sunuyor oluşu.
Bugün sosyal medyada erkekler spor salonlarında vücutlarını sergileyen videolar paylaşırken, kadınlar kombilerini ve makyajlarını detaylı şekilde
gösteriyor, dans videolarıyla bedenlerini sergileyerek kendilerini bir nevi yeniden var kılmaya çalışıyorlar. İşte burada teşhir bağımlılığı ortaya çıkıyor. Teşhir bağımlılığı, insanların sürekli kendilerini sergileyerek kabul görme, beğenilme çabalarının ötesinde, aynı zamanda ekonomik kazanç sağlamak için bir araç haline gelmiş durumda.
Özellikle de Onlyfans, Tiktok canlı yayınları ve videolar ile kendini teşhir ederek kazanç elde etme eğilimi teşhirin normalleşmesini sağlıyor. Teşhir genellikle özgürlük, meydan okuma ve bir var oluş biçimi olarak sunulur ama burada bir çelişkiyi de barındırıyor. Aslında beden bir araç haline geliyor, bir metaya dönüşüyor. Kanye West'in eşi Bianca Censori'nin Grammy kırmızı halısında çıplak görünümü, dijital dünyada kadın bedeninin nasıl metalaştırıldığının ve tüketildiğinin bariz bir örneğiydi. Bedenin sergilenmesi sonucu kazanılan takipçi sayısı, iş birlikleri, beğeniler, popülerlik kendini gösterme çabasındansa artık bir tüketim nesnesine dönüştü.
ENDÜSTRİYEL BESİNLERİN ORTAYA ÇIKARDIĞI YENİ İNSAN TÜRÜ: İŞLENMİŞ GIDAKOLİKLER
Bağımlılık denilince genellikle alkol, sigara ya da yasaklı maddeler gelir aklımıza, ama aslında bir o kadar büyük tehlike daha var: İşlenmiş gıdalar. Hepimizin "sadece bir dilim yiyeceğim" diyerek aldığımız pizzanın bir anda bittiği olmuştur. Burada devreye giren şey, iradesizlik değil, ultra işlenmiş gıdalara duyulan bağımlılık. Çünkü gıda üreticileri yiyecekleri açlığımızı gidermemiz için değil, bizi bağımlı hale getirmek için üretiyor. İçerdikleri kimyasal maddeler, tatlandırıcılar ve aroma artırıcılar ile beynimize mutluluk hormonu salgılatıyorlar. Bu haz yüzünden daha fazlasını istemeye başlıyoruz ve bu ürünlere karşı kendimizi bir türlü durduramıyoruz. İşte bu yüzden fast food, paketli yiyecekler, dondurulmuş gıdalar, işlenmiş et ve gazlı içecekler gibi işlenmiş gıdalardan bir türlü vazgeçemiyoruz.
Son yıllarda yapılan araştırmalar da paketli gıdalar ve gazlı içeceklerin, alkol ve sigara kadar bağımlılık yapabileceğini gösteriyor. Tıpkı sigara bağımlılığında yaşanan yoksunluk durumu, bu gıdalar tüketilmediğinde de yaşanıyor. Örneğin, işlenmiş gıda bağımlıları o gün fast food yerine sağlıklı bir yemek yediklerinde, gün sonunda açlık ve tatmin olamama hissi yaşıyorlar. Bu gıdaların yüksek oranda şeker ve yağ içermeleri nedeniyle şeker hastalığı ve obeziteyi tetikliyor. Öyle ki ABD'de obezite oranı yüzde 42'ye ulaşmış durumda ve bunda ultra işlenmiş gıdaların büyük payı var. Sağlığımızı tehdit eden bu durum, aslında hepimizin daha sağlıklı beslenmeye özen göstermesi ve işlenmiş gıdalara karşı dikkatli olmamız gerektiğini
gösteriyor.
KENDİNİ GELİŞTİRMEK İPTİLAYA DÖNÜŞÜNCE: KİŞİSEL GELİŞİM BAĞIMLILIĞI
Kitaplar, kurslar, seminerler, sosyal medya içerikleri ve kamplar başımızı hangi yöne çevirsek kişisel gelişim furyası ile karşı karşıyayız. Sürekli kendimizi iyileştirmeye, dönüştürmeye, daha başarılı olmaya gayret ediyoruz ve bu durum da bizi geliştirmektense bağımlılığa sürüklüyor. Kişisel gelişim bağımlılığına düşen kişiler genellikle "Hiçbir şey yapmazsam geriye düşerim" kaygısıyla sabah 5'te kalkıyor, spora gidiyor, meditasyon yapıyor, kitap okuyor, hobi ediniyor, sağlıklı besleniyor. Yani hayatlarının çeşitli alanlarında kendilerini sürekli olarak geliştirmek için yollar arıyorlar. Kişisel gelişim bağımlılığı, gerçekçi olmayan hayaller, beklentiler ve başarısızlık korkusunu da tetikliyor.
Kişisel gelişim dünyasının efsanevi "5 adımda başarı garantili yöntem!", "Milyoner gibi düşün, evreni kendine çek!" gibi iddiaları aslında bizi bu bağımlılığa iten en önemli unsurlardan. Bu iddialara inanarak kolaycılığa kapılıyor ve kitap okuyoruz, seminere gidiyoruz, doğa kamplarında ağaçlara sarılıyor, ormanda çığlıklar atıyoruz ama hepsi nafile her daim kendimizi eksik hissediyor ve bir diğer akımı deniyoruz. Çünkü diğerleri senden daha başarılı, mutlu, huzurlu, çalışkan görünüyor.
Bir diğer bağımlılık etkeni ise bir kitapta "öncelikle kendini sevmelisin" diyor, başka bir yerde "pozitif düşün, her şey hallolur!" deniyor. Bu kadar kafa karışıklığı içerisinde de ne yapacağımızı şaşırıyor ve kendimizi bu önerilerin hepsini uygularken buluyoruz. Kişisel gelişim bağımlılığı bizi sürekli bir tatminsizlik, geri kalmışlık ve eksiklik hissi ile baş başa bırakıyor. Her yeni yöntem, inanış, kitap bir öncekinin yerine geçiyor ve bizler sürekli en iyi
halimize ulaşmaya çalışıyoruz.
DİJİTAL KOLAYCILIĞIN DÜŞÜRDÜĞÜ TUZAK: SANAL BAHİS GİRDABI
Kumar bağımlılığı, yüzyıllardır insanların hayatını etkileyen ciddi bir sorunken, dijitalleşmeyle birlikte kumar ve şans oyunlarına zaman ve mekân fark etmeksizin çok daha kolay ve hızlı erişiliyor. Bu kolay erişim, kumar bağımlılığının geçmişe kıyasla çok daha yaygın bir hale gelmesine de sebebiyet verdi. Özellikle de gençler arasında sanal kumar bağımlılığı dikkat çekiyor. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye'deki gençlerin yüzde 80'inin sanal kumar platformlarını etkin şekilde kullandığı görülüyor.
Bu oranlardaki artışın nedenleri arasında kolay erişimin yanı sıra, ünlülerin ve fenomenlerin bahis sitesi reklamı yapması, sitelerin başlangıçta hediye
olarak para vermesi ve kolay yoldan para kazanma hayaliyle kullanıcıları kendine çekiyor. Tek tıkla büyük kazançlar sunan bu sistemin kontrolsüz şekilde kullanımı insanların hayatlarını alt üst ediyor. Pek çok kişiyi ekonomik ve psikolojik çıkmazlara sürüklüyor. Haberlerde, çevremizde birçok kişinin sanal kumar nedeni ile evliliğinin bittiğini, intihar ettiğini ya da bankalara borçlandığını duyuyoruz. Bu noktada, kumar bağımlılığına karşı mücadele etmek için toplumsal farkındalık ve eğitim büyük önem taşıyor.
DAMARLARDA DOLAŞAN TÜKETİM VE ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI: ONYOMANİ
Modern dünyada alışveriş yapmak, yalnızca bir ihtiyaç karşılama eylemi değil, birçok kişi için stres atma ya da mutluluğu bulma yollarından biri haline gelmiş durumda. Başlangıçta masum gibi görünen bu alışkanlık, zamanla insanların hayatını olumsuz yönde etkileyebilecek alışveriş bağımlılığına, yani onyomaniye dönüşebiliyor. Alışveriş bağımlılığı, insanların herhangi bir ihtiyacı olmaksızın, anlık hazların peşine düşerek sürekli tekrarlanan
satın alma alışkanlığı. Alışveriş bağımlılığında asıl olarak satın alınan şey değil, o an yaşanan mutluluk önemli. Yani, "pantolonum yok, satın almalıyım" düşüncesi değil, "bir şeyler satın almak bana mutluluk veriyor" düşüncesi baskın ve bu sık tekrarlanan bir eyleme dönüşüyor.
Uzmanlar, alışveriş bağımlılığının belirtilerini şu şekilde özetliyor: Bir türlü önüne geçilemeyen satın alma isteği, alışveriş sırasında kendini durduramama, alışveriş sonrasında mutluluk yerine pişmanlık duygusu, ekonomik olarak olumsuz durumlar yaşamak ve tüm bunlara rağmen alışveriş
yapmaya devam etmek. Alışveriş bağımlıları "Giyecek hiçbir şeyim yok", "Hem indirime girmiş", "Ben bunu hak ettim", "Ya bu fırsatı kaçırırsam" gibi düşüncelerle, ihtiyaç duymadıkları şeyleri satın alırken kendilerini buluyorlar.
Ayrıca, alışveriş yapma davranışı genellikle kadınlarla özdeşleştirilse de araştırmalara baktığımızda erkeklerin de kadınlar kadar bu bağımlılıktan
etkilendiği görülüyor. Alışveriş bağımlılığı nedeniyle birçok kişi, kredi kartlarına ve çevresine borçlanabiliyor. Konuyla ilgili araştırma yaparken okuduğum bağımlılık hikâyelerinde, bu iptilaya evlerde etiketi bile açılmamış eşyaların bulunduğu, sadece ayakkabıları için tutulanların oda ayırdıklarına, aynı renk ve desene sahip giysiler ya da çocuklarına odalar dolusu oyuncak aldıklarına rastladım.
MODERN ZAMANLARIN GETİRDİĞİ BAZI İPTILALAR:
• E-sigara
• Phubbing: Bütünsel Teknoloji
Bağımlılığı
• İnternet Bağımlılığı
• TV ve Dizi film bağımlılığı
• Elektronik-dijital oyun
bağımlılığı
• Cep telefonu bağımlılığı
• Sosyal medya
• Ekran bağımlılığı
• E-Spor bağımlılığı
• Nomofobi/ Sanal Bağımlılık
• Onyomani
• Adrenalin bağımlılığı
• Fast Food bağımlılığı
• Şöhret bağımlılığı
• Gösteriş bağımlılığı
• Futbol bağımlılığı
• Online bahis ve kumar
• Porno bağımlılığı
• Marka bağımlılığı
• Uyuşturucu madde bağımlılığı
• Alkol bağımlılığı
• Sigara ve tütün bağımlılığı
• Diyet bağımlılığı
• Kişisel gelişim ve terapi
bağımlılığı
• Toplama bağımlılığı
• Kahve-çay tiryakiliği
• Çizgi-roman bağımlılığı
• Nemfomani-Seks bağımlılığı
• Şeker – tatlı bağımlılığı
• Dövme bağımlılığı
• Vücut geliştirme bağımlılığı
• Egzersiz bağımlılığı
• Bronzlaşma bağımlılığı
• Estetik bağımlılığı
• Yiyecek bağımlılığı
• Teşhir bağımlılığı