Sena Subaşı: KÜRESELLEŞEN BİR İFŞA HAREKETİ: METOO

KÜRESELLEŞEN BİR İFŞA HAREKETİ: METOO
Giriş Tarihi: 23.07.2024 16:03 Son Güncelleme: 23.07.2024 16:08
Mağdurların hak arayışlarında kullandığı sosyal medyada ifşa metodu başarılı bir strateji olarak bugün de yaygın bir şekilde kullanılıyor ancak görmezden gelinmesi mümkün olmayan alternatif bir adalet/ceza yöntemi olan iptal kültürünü de yanında taşıyor.

"MeToo, sadece iki kelimeden oluşuyordu; dünyayı harekete geçiren iki sihirli kelime." Dünya çapında bir ifşa hareketi başlatan aktivist Tarana Burke, MeToo'yu böyle tanımlıyor.

Tarana Burke, Alabama'daki bir ortaokulda siyahi kızlar arasında cinsel saldırının yaygın olduğunu fark edince 2006'da istismara uğrayan kız çocuklarını desteklemek, farkındalığı artırmak ve mağdurların yanında olmak için harekete geçti. Bir gün okulda her çocuğa yapışkan notlar dağıtmaya karar vererek ya o günkü seanstan öğrendiklerini ya da "ben de" isimli iki kelimeyi kullanarak maruz kaldıkları cinsel şiddeti yazmalarını istedi.

Öğrencilerden gelen geri dönüşle beraber dönemin popüler ve tek yaygın sosyal medya uygulaması Myspace'te aynı amaçla açılan sayfaya bir hafta içinde hiç beklemediği kadar fazla kadından "Bunu yaptığınız için teşekkür ederiz", "Bu gerçekten harika", "Nasıl dahil olabiliriz?", "Yardıma ihtiyacımız var" gibi pek çok yanıt gelince bunun düşündüğünden daha büyük bir sorun olduğunu fark etti. Kadınlar deneyimlerini paylaşmak istiyordu. O zamanlar bu ilgiyi nasıl yöneteceğini bilmeyen Burke, MeToo hareketinin ilk günlerini yaşıyordu.

Seneler sonra, 5 Ekim 2017'de Oyuncu Alyssa Milano'nun New York Times'ta Hollywood'un ünlü film yapımcısı Harvey Weinstein'in yaptığı cinsel taciz ve istismarlarını ifşa ettiği makalesi bir anda tüm dünyanın gündemine oturdu. Çok geçmeden Milano şöyle bir tweet attı: "Cinsel tacize
veya saldırıya uğradıysanız bu tweet'e yanıt olarak 'ben de' yazın." Milano'nun bu çağrısı yıllar sonra bir dönüm noktası olarak anılacaktı. Weinstein skandalı gösteri dünyasından yağmaya başlayan birçok farklı ifşalarla ortaya çıkmaya ve sosyal medyada saatler içerisinde #MeToo hashtag'i
kullanılarak ifşa içerikleri paylaşılmaya başladı. Milano'nun tweet'ini takip eden ilk 24 saatte Facebook, 4,7 milyon kullanıcının 12 milyon gönderisini bildirdi. Milano'nun tweet'inden sonra geçen dokuz gün içinde #MeToo hashtag'i ile her kıtada 1,7 milyon tweet atıldı.

Cinsel taciz sektörünün yıldızları

İfşalar arttıkça, istismar ve taciz öyküleri medyada yer buldukça erkekler kadınlara karşı davranışlarının sonuçları ile yüzleşmeye başladı. Harvey
Weinstein, Kevin Spacey, Ben Affleck, Roy Price gibi önemli isimlerin kariyerleri ciddi anlamda zarar gördü. Diğer yandan birçok işadamı işini kaybetti, linç edildi, sosyal çevrelerinden dışlandı. Ardı arkası kesilmeyen bu ifşalar kadınlar için bir hesaplaşmaya dönüşmüştü. Harvey Weinstein, açığa çıkan ilk kişi değildi ancak onun ifşa süreci dünyayı kasıp kavuran MeToo hareketini ileriye taşıyan davaydı. MeToo'nun viral hale gelmesinden birkaç sene sonra Harvey Weinstein, bu hareket nedeniyle eylemlerinden dolayı yasal olarak cezalandırılan ilk yüksek profilli adam oldu. MeToo'nun ilk altı ayında milyonlarca tweet sosyal medya akışlarında yer alırken kadınlar "sessizliklerinin sona erdiğini" ilan ediyor, "yalnız olmadıklarını" teyit ediyorlardı. ABD'de başlayan bu hareket haftalar içinde hiç umulmadık bir hızla 85'ten fazla ülkede viral hale geldi. Gönderilerin büyük bir çoğunluğu toplumda saygın bir konumda olan, tanınan, varlıklı erkeklerin işlediği cinsel taciz vakalarının birçok kadın tarafından ifşa edilmesini konu alıyordu. Diğer yandan kadınlar sosyal hayatta maruz kaldıkları ayrımcılık, eşitsizlik gibi konular hakkında da konuşuyorlardı.

İfşa ateşi küreselleşiyor

Küresel bir harekete dönüşen MeToo, çoğu ülkede radikal değişimler getirdi. Meydana gelen ifşa ve linç olaylarına bakıldığında birçok ülkede benzer süreçlerin yaşandığı görülüyor. Örneğin 2019'da Meksika'da bir yazarın ifşa edilmesiyle ülke çapında MeToo hareketi hızla yayıldı. Bir twitter kullanıcısının yazar hakkında attığı tweet'in ardından dakikalar içerisinden benzer paylaşımlar gelmeye başladı. Sadece birkaç saat içinde cinsel istismarda bulunduğu ileri sürülen birçok tanınmış isim ifşa edilmeye başlandı. Müzik ve film endüstrilerini, tiyatroyu, reklamcılığı, üniversiteleri ve medyayı içine alan bu ifşa kampanyası kısa süre içerisinde ülkedeki kadınları sokağa döktü, kadın cinayetlerine dikkat çekmek için benzeri görülmemiş bir grevi hareketlendirdi.

Japonya'da ise hareket biraz farklı ilerledi. Bir aktivistin 2019'da birçok kadını yüksek topuklu ayakkabı giymeye zorlayan kıyafet normundan şikayetçi olduğu tweet'iyle başlayan #KuToo hareketini başlatarak bir yıl süren #KuToo'nun ardından seslerini Başbakan Shinzo Abe'ye ulaştırmayı başardı. Fransa, Avustralya gibi ülkeler MeToo çatısı altında kendi etiketlerini üreterek çok sayıda yüksek profilli erkekleri ifşa edip özellikle film endüstrilerinde dalgalanmalar oluşturdu.

Afrika ülkelerinde ve Hindistan'da ise bu hareket kadınlar için bir dönüm noktası sayılıyor. Çin'de ünlü milyarderler, siyasetçiler ifşalansa da Çin devletinin uyguladığı sansür sebebiyle hiçbir zaman kitlesel bir eyleme dönüşmedi. Dolayısıyla diğer hareketlerde olduğu gibi bu hareket de yankı
bulamayarak başlamadan başarısız oldu. Şubat 2018'de ise Mısırlı bir aktivistin başlattığı #MosqueMeToo hareketi Müslüman kadınlar arasındaki dayanışmayı konu alıyordu. #MosqueMeToo etiketi, Müslüman kadınlara ulaşmayı hedefliyordu.

MeToo adaleti

MeToo vakasında ifşanın taciz ve şiddete karşı bir mücadele aracı olarak sosyal medyada kullanıldığını görüyoruz. İfşa, genellikle toplumun olaya karşı duyarlı olması, ifşa edilen kişiye karşı davranış biçiminin ve bakış açısının değişmesi ve yapılan eyleme karşı caydırıcı bir etkisi olması beklenerek gerçekleştiriliyor. Küresel bir ifşa hareketi olan MeToo, statü sahibi önemli isimlerin senelerdir sessizce uyguladıkları cinsel istismarı ortaya çıkartmayı, mağdur kadınların birbiriyle dayanışma sağlamasını, mağduriyetlere karşı kamuoyu oluşturmayı ve sonuç olarak adalet sağlamayı hedefliyor.

Kendinden sonra gelen yüzlerce benzer ifşa hareketine zemin oluşturan MeToo'nun birçok ülkede yaptırım sağlamayı başardığı ve kariyerinin zirvesindeki dünyaca ünlü birçok ismi piyasadan silerek hedefine ulaştığı söyleniyor. Genellikle adli süreçlerin başlamadığı ya da kurumların şikayetleri görmezden geldiği durumlarda MeToo'nun getirdiği adalet mekanizmasına başvurulduğunda etkili sonuçlar alınıyor. Cinsel şiddet ve tacize uğramış milyonlarca kadının sesinin duyulmasını sağlamanın yanı sıra cinsiyet eşitsizliklerine ve güç dinamiklerine ışık tutan MeToo hareketinin, toplumsal bir hesaplaşmanın fitilini ateşlediği söylenebilir.

Bu amaçlar çerçevesinde yapılan ifşa açıklamaları başarılım sonuçlar elde etse de sosyal medyanın kolay kullanımıyla ve kullanıcıların anomim
kalma özgürlüğüyle beraber sadece etik dışı davranışlar ve suçlar değil, sosyal ortamda anlatılabilecek herhangi bir eylemin de ifşa başlığı altında kamuoyuna sunulması bir tehdit olarak kendini gösteriyor. İfşa içerikleri kolaylıkla kullanıcıların etkileşimini artıran bir malzemeye dönüşebiliyor. Böylece hemen her gün normal sayılabilecek davranış pratikleri de sosyal medyada belli amaçlar için ifşa edilebilir hale geliyor. Bu durum tanımların
nasıl yapıldığına ve sınırlarının nasıl olması gerektiğine dair tartışmaları da beraberinde getiriyor.

İptal kültürü cezaya dönüştü

Mağdurların hak arayışlarında kullandığı sosyal medyada ifşa metodu başarılı bir strateji olarak bugün de yaygın bir şekilde kullanılıyor ancak görmezden gelinmesi mümkün olmayan alternatif bir adalet/ceza yöntemi olan iptal kültürünü de yanında taşıyor. Öyle ki MeToo hareketi büyüdükçe,
iptal kültürü de onunla birlikte büyüdü. İfşa yoluyla adalet arayışında iptal kültürü bir cezalandırmaya dönüştü ve bu sistemde kişi çoğu zaman kendini savunamadan cezalandırıldı.

Twitter ortamında bahsedilen birkaç iddia sonucunda yeterli kanıt olmadan ve masum ya da suçlu olduğuna hükmetmek için gerekli süreç uygulanmadan, bir suçlama nedeniyle itibarı zedelenen ya da işinden olan pek çok kişi oldu. MeToo ve benzeri hareketler saldırıya uğrayanların
sesini duyurması açısından faydalı olsa da her zaman iyi niyetli kullanılmadığı için yeni mağdurlar ortaya çıkardı.

MeToo hareketi neredeyse son on yılın en büyük kültür değişimiydi ancak ölçüsüz ve mesnetsiz ifşa hareketlerinin yanlış yönlendirmeleri kabul edilebilir değildi. İfşa geleneği yayıldıkça, itham edilen insanların statüleri ve aile içerisindeki mevkileri sarsıldıkça, sosyal medyada yargılandıkça iptal kültürünün meydana getirdiği zararlar da görülmeye başlandı. İptal kültürünün ve sosyal medya linçinin negatif sonuçlarının kişinin kendi kabahatlerinin mi yoksa bireysel çıkarlarını önceleyen ifşacıların mı eseri olduğu tartışılan bir konu. Ancak bu uygulamalar sonucu ortaya çıkan olumsuz ve zarar verici durumların temel nedenlerinden birinin büyük ölçüde adaleti sosyal medyada aramak olduğu söylenebilir.

BİZE ULAŞIN