Göksan Göktaş: MÜZİĞİNİZİ YAPAY MI ALIRSINIZ, DOĞAL MI?

MÜZİĞİNİZİ YAPAY MI ALIRSINIZ, DOĞAL MI?
Giriş Tarihi: 29.04.2024 13:53 Son Güncelleme: 29.04.2024 13:55

İnternette arama motorlarından herhangi birini "yapay zekâ ve müzik" diye yazdığınızda karşınıza sayısız uygulama çıkıyor. Artık yapay zekâ beste yapıyor. Sizin ne tarz bir şarkı, hangi duyguları hissettiren bir eser istediğinizi söylemeniz yeter… Ses taklidi yaptırarak ünlü şarkıcılara günümüzün şarkılarını söyletmek ise şimdiden sıradanlaştı bile. Peki, müziğin yapay zekâyla flörtü nasıl başladı, bugün ne durumda ve gelecekte neler olacak?

Webrazzi'de yer alan bir haberden alıntıyla devam edelim. David Byrne, aynı zamanda müzik hayatını kelimelere de döken bir müzisyen ve yazar. Ülkemizde Mundi Kitap etiketiyle yayımlanan Müzik Nasıl İşler adlı kitabında da müziğin evrimsel gelişimine, hatta teknoloji ile kesiştiği noktalara değiniyor. Byrne bu kitabında, ses bilgisinin ve hemen ardından her türlü bilginin dijitalleştirilmesinin büyük oranda bir telefon şirketi tarafından gerçekleştirildiğini söylüyor.

Bell Telephone Company'nin bir bölümü olan Bell Laboratuvarları, konuşmaları iletmenin daha verimli ve güvenilir bir yolunu bulma talimatı almıştı. 1962'de Bell Laboratuvarları, sesi nasıl dijitalleştireceğini -yani aslen bir ses dalgasını örneklemeyi ve birler ve sıfırlarla ifade edilebilecek küçük parçalara ayırmayı keşfetti. Buradan da anlayabileceğimiz üzere, sesin dijitalleştirilmesi tamamen başka bir ihtiyaçtan ortaya çıktı. Aslında teknolojinin de en güzel yanlarından biri bu; bir şeyi ararken başka bir şeye ulaşmak.

Müziğin sayısallaştırılması

Plaklardan kasetlere, kasetlerden CD'lere ve MP3'lere uzanan süreçte artık dijital bir müzik dünyası söz konusu. Spotify'ın ve akabinde diğer platformların kurulması, yayılması, benimsenmesi ve kendinden bir önce geleni rafa kaldırması da bunun en kayda değer örneklerinden biri. Evet, dijitalleşme ile müzik konusunda farklı bir döneme girdik. Ancak artık çok daha farklı bir dönem bizleri bekliyor. Bu dönemin en önemli teknolojisi ise bir dönem sadece bir bilim-kurgu terimi olabilmiş "yapay zekâ".

Aslında yapay zekânın görsel üretmesi ve müzik üretmesi aynı mantık üzerinden ilerliyor. Makine öğrenimi modelleri, modele anlaşılır bir şekilde sağlamak istediğimiz girdiyi temsil eden sayısal vektör şeklinde girdiler olarak kullanılıyor. Yani makine öğrenimi, dolayısıyla yapay zekâ ile müzik üretmek için müziği sayısal hale dönüştürmek gerekiyor. Bunun için de yapılması gereken ilk şey melodinin bir sayısal belirteçler dizisi olarak düşünülmesi. Bu arada her bir vektörün, temsil edilebilecek diğer özelliklerin yanı sıra nota, ritim ve tını hakkında bazı bilgilere sahip olduğunu göz önünde bulundurmak gerek.

Keşfedilecek modelleri eğitmek için notalar, ritimdeki değişiklikler, BPM gibi sıralı bilgiler sağlayan yapılandırılmış dosyalar olan MIDI dosyaları kullanılabilir. Ham sesle çoğu algoritma, her zaman adımında sesin ham temsilini kullanır. Girdi vektörleri olarak girdi dizileriyle, çoğu zaman modeller, her zaman adımında bir dizinin bir sonraki belirtecini tahmin etme görevi olan doğal dil işleme yani NLP ile eğitilir.

Bu noktada vurgulanması gereken en önemli şey şu; yapay zekâ ile müzik üreten platformlar tamamen aynı sistemi kullanmak zorunda değil. Kimi platform dikkat katmanları adı verilen bir dizi özel katman içeren sinir ağları için kullanılan bir mimari olarak tasvir edilen transformatörleri kullanırken, kimi platform da bir MIDI dosyasının perde aralığını değiştirmek için sinir ağı mimarilerinin bazı konfigürasyonlarını kullanabilir. Sonuç olarak buradaki en önemli nokta sesin sayısallaştırılması ve eğitilmesi. Eğer siz de benim gibi geliştirici değilseniz zaten bunun çok da önemi yok, zira artık birçok platform birkaç belirteç ile size istediğiniz veya istediğinize en yakın sesleri üretebiliyor.

YZ ile müzik üretme platformları

Amper Music, kullanımı en kolay yapay zekâ ile müzik üreteçlerinden biri. Amper, önceden kaydedilmiş örneklerden müzik parçaları oluşturduğu için kullanmak için derin müzik teorisi veya beste bilgisi gerektirmiyor. AIVA da bir başka yapay zekâ destekli müzik oluşturucu. Bu platform ile reklamlar, video oyunları, filmler ve daha fazlası için müzik bestelemek mümkün. AIVA ile önceden ayarlanmış bir stil seçerek kolayca birçok tür ve stilde müzik oluşturulabiliyor.

Ecrett Music ise yüzlerce saatlik mevcut şarkı üzerinde eğitim alarak herkesin müzik klipleri oluşturmasına olanak tanıyor. Anlaşılır arayüze sahip platform, hem amatörler hem de profesyoneller tarafından kullanılabiliyor.

Soundraw, şarkıyı yapay zekâ tarafından oluşturulan cümlelerle özelleştirmenizi sağlıyor. Araç, kolaylıkla yeni müzik oluşturmanızı ve özelleştirmenizi sağlayan yapay zekâ ve onun manuel araçlar derlemesinin birleşiminden oluşuyor. Boomy, orijinal şarkıları saniyeler içinde oluşturmanızı sağlıyor. Şarkılar benzersiz olduğu için daha sonra bu şarkılardan gelir elde etmek de mümkün hale geliyor.

OpenAI, MuseNet adında kendi online yapay zekâ müzik üretme aracına sahip. Araç, on adede kadar farklı enstrümanla şarkılar ve 15 adede kadar farklı tarzda müzik üretebiliyor. Hatta OpenAI'ın Soundcloud hesabından bu müziklere göz atabilirsiniz. Amadeus Code ise dünyanın en ünlü şarkılarından bazılarının akor ilerlemelerini içeren bir yapay zekâ motoru olarak hizmet veriyor. Daha sonra bunları yeni müzik bestesi yapıları oluşturmak için kullanabilmek mümkün.

Enstrümanlar insanları yönetirse

Temel olarak kullanıcının bu platformlarda yaptığı çok basit. Bir platforma giriyor, gerekiyorsa üye oluyor, istediğiniz müzik türünü, müziğin ne amaçlı kullanılacağını, oluşturulacak şarkının veya sesin modunu (üzgün, mutlu, sinirli vs.) seçiyorsunuz. Daha sonra hâlihazırda eğitilmiş seslerden sizin için en uygun olan seçiliyor, bir araya getiriliyor. Diyelim ki oluşan sesteki enstrümanlar içinize sinmedi, aynı sesin üzerinden enstrüman ekleyip çıkarabiliyor, hızı azaltıp artırabiliyor, istediğiniz sonuca ulaşana kadar çeşitli denemeler yapabiliyorsunuz. Çıkan sonuç sizi gerçek biri tarafından bestelenmiş müzik kadar mutlu eder mi, bilemem. Ancak buradaki avantaj oluşan "şarkının" anında değiştirilebiliyor olması, ya da bunu da geçelim, şarkının "anında" oluşturulabilirken aynı zamanda "kişiye özgün" olması.

Bu noktada akıllardaki en önemli soru şu: "Yapay zekâ bir müzisyenin işini alabilir mi?" Kişisel fikrim böyle bir şeyin hiçbir zaman olmayacağı yönünde. Önder Kulak'ın "Theodor Adorno: Kültür Endüstrisinin Kıskacında Kültür" adlı doktora tezinde şöyle bir ifade var; "Adorno, enstrüman ve sanatçı arasındaki ilişkinin, bir eserin değeri açısından son derece önemli olduğuna işaret eder. Örneğin enstrümanların sanatçıları yönetmeye başladıkları bir yapıt için, sanatsal değerden bahsedilemeyeceği gibi, bir kitsch olma halinden fazlası da beklenemez. Bunun başlıca nedeni sanatın, 'bireyin kendi öznel yaratıcılığına' dayanmasıdır."

Genel düşünceye göre enstrümanlar insanları yönetirse sanatsal değer ortadan kalkar, zira sanat bireyin kendi öznel yaratıcılığına dayanır. Bu nedenle yapay zekâ ile üretilen müzikler insanın ruhuna dokunmaktan ziyade bir tüketim ürünü görevinde olabilir. Nedir bu tüketim ürünleri? Bir sosyal medya videosunun müziği olabilir, bir reklamda kullanılabilecek müzik olabilir.

Müzisyen yapay zekânın tarihsel gelişimi

Günümüzde yapay zekâ ile profesyonel anlamda müzik üretebiliyorsunuz. Yapay zekânın müzikte kullanımının tarihsel gelişimine bir göz atalım. 2016 yılında Fransız besteci Benoit Carre ve besteci – bilim insanı Francois Paçhet, Sony'nin geliştirdiği Flow Machines isimli yapay zekâ yazılımıyla ilk AI (Artificial Intelligence) pop şarkısını ürettiler. "Daddy's Car" isimli Beatles şarkılarını andıran parçanın sözlerini Benoit yazdı. Daha sonra, binlerce şarkıyı analiz eden Flow Machines besteyi üretti.

Benoit Carre, Flow Machines yazılımı ile olan ortaklığına Skygge ismini verdi. 2018 yılında Skygge; Kiesza, Stromae gibi çeşitli sanatçıların da katkılarıyla "Hello World" isimli, yapay zekâ tarafından bestelenen ilk albümü ortaya çıkarmış oldu. Ghostwriter977 isimli bir Tiktok kullanıcısı, Weeknd ve Drake'in sesini klonlayarak yapay zekâ ile "Heart On My Sleeve" isimli bir parça yarattı. Spotify'da 650 binden fazla dinlenen parça daha sonra telif yüzünden Spotify ve diğer dijital müzik platformlarından kaldırıldı.

Şu ana kadar müzik dünyasında sesinin kopyalanmasına izin veren tek tanınmış isim, Kanadalı müzisyen Grimes. Sanatçı, isteyen herkesin kendi sesiyle şarkı kaydetmesine izin vereceğini ve elde edilen gelirin yarı yarıya paylaşılacağını duyurdu. Bunun için bir web sitesi bile oluşturdu. Hatta bünyesinde barındırdığı sanatçıların seslerini kullanmanızı sağlayan Uberduck isimli yapay zekâ programı, Grimes'in sesini en iyi şekilde kullananlara toplam on bin dolar ödül vadetti.

Müzik konusundaki en gelişmiş yapay zekâ ise, Google'ın ocak ayında duyurduğu, mayıs ayında ise test kullanıcılarına açtığı MusicLM. İsimli metinden müzik üretebilen MusicLM; ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI'ın Jukebox isimli müzik üretim aracıyla 12 saatte yapabildiği işlemi saniyeler içinde yapabiliyor.

İyi ve kötü yönleri ile müzikte yapay zekâ

Yapay zekâ pek çok alanda olduğu gibi müzik alanında da çok ince bir çizgide. İyi tarafta da kalabilir, karanlık tarafa da geçebilir. Amatörlerin müzik üretmesini sağlaması, insanların kendi projelerinden sosyal medya reklamlarına ve oyunlara kadar çeşitli alanlarda müzisyen olmadan kolayca müzik üretebilmeleri güzel yönlerinden. Beatles'in "Now And Then" parçasında John Lennon'ın sesi için yapay zekâdan yardım alınması, Spotify'ın yapay zekâ destekli kişiye özel DJ'i yine yapay zekânın güzel taraflarından örnekler.

Maalesef sadece ülkemizde değil, tüm dünyada artık insanlar müzikte emeğe bakmamaya başladı. Alternatifler araştırmak, kendi zevkini keşfetmek yerine popüler olanın peşinden gitme eğilimi var. Auto Tune kullanımlı birbirinin aynı rap parçaları buna en iyi örnek. Yapay zekâ üretimi parçalar da işin içine girdikçe artık emek iyice azalıp gerçek üretkenlik bitebilir ve insanlar "Popüler olan bu, benim de bunu dinlemem gerek" düşüncesiyle bu akımın peşinden gidebilir.

Ses klonlama yüzünden telif sorunları iyice artacak. Hayatını kaybetmiş, efsanevi sanatçıların seslerini bile, telif yüzünden kaldırılana kadar saçma sapan sözleri olan, iki dakikada üretilmiş şarkılarda duyabilirsiniz. Yapay zekâ yüzünden belki gelecekte dünyayı robotlar fiilen ele geçirmeyecek ama pek çok insanın işini ele geçirecekleri net olarak görülebiliyor. Buna müzik piyasası da dâhil olacak gibi

BİZE ULAŞIN