Enis Doko: Alternatif bir dünya arayışı: Metaverse

Alternatif bir dünya arayışı: Metaverse
Giriş Tarihi: 12.1.2022 15:49 Son Güncelleme: 12.1.2022 15:49
Enis Doko SAYI:85

100 metre genişliğindeki bir yol boyunca geliştirilmiş bir kentsel ortamdır. Kişiler burada sanal araziler satın alıp kendi binalarını kurabilirler.

Bu kitapta Stephenson'un metaverse'inde insanlar boy kısıtlaması hariç (1 mil boyda gezen insanlar olmasın diye kişiler kendi boylarından yüksek bir avatar alamazlar) istedikleri gibi görünebilirler. İçerdeyken kişi olayları birinci kişi perspektifinden yaşar. Metaverse'te kişiler bir yerden başka bir yere zıplayamaz, yürüyerek ya da trenle gitmek zorundadır. Metaverse'e girişler belli noktalardan yapılır kişiler aniden ortaya çıkamaz.

İkinci dünyanın avantajları

Romanı ilk okumaya başladığımda aklıma bu teknolojinin hayatımızı olumlu yönde nasıl değiştireceği ile ilgili çok sayıda senaryo geldi. Böylesi bir sanal ortam mesafeleri ortadan kaldırıp sanal toplantıların yapılmasına ve dolayısı ile çevre kirliliğinin azaltılmasına neden olabilir mesela. Ya da bu ortamda kişi cerrahlıktan, otomobil kullanımına kadar çoğu pratik konuda hayatını riske atmadan eğitim alabilir, reflekslerini geliştirebilir. Kişiler farklı kültürlerin içinde yaşayıp farklı kültürleri tanıyabilirler. Bu ikinci dünyanın sağlayacağı çok sayıda avantaj olduğu kesin.

Ancak Stephenson'un romanı bir sürü endişe verici detaylara da atıf yapıyordu. Kişiler metaverse taktıkları gözlüklere yüksek kaliteli bir sanal gerçeklik ekranı yansıtan kişisel terminal aracılığı ile bağlanıyorlardı. Bir grup insan bu Metaverse'ten hiç ayrılmadan onun içinde yaşamaya başlar. Garip görünümlerinden dolayı bu insanlar kitapta çirkin yaratık heykelleri için kullanılan "gargoyle" lakabı ile anılırlar.

Gerçekten de sanal bir dünyaya sürekli bağlı olarak yaşamak ister miydi bir insan? O zaman akıllı telefonlar yoktu, dolayısıyla benim cevabım hayırdı. Ancak telefonlara nasıl bağlandığımızı gördükten sonra artık cevabım neredeyse kesinlikle evet. Üstelik sosyal medya ve reklam kültürünü tanıdıktan sonra metaverse'in toplumun ciddi bir kesiminde yıkıcı sonuçlara yol açabileceğinden ciddi bir şekilde endişeliyim. Yazının geri kalanında bu endişelerimi ele almak istiyorum.

Yaşadığımız çağ tüm çekiciliğine rağmen kanaatimce iki önemli sorun içeriyor. Birincisi insanlarla iletişimimiz büyük oranda teknoloji, özelde de sosyal medya aracılığı ile kurulmaya başladı. Bu insanların birbirini anlaması noktasında ciddi bir bariyer koydu. İnsanlık genetik olarak diğer insanların mimiklerini ve davranışlarını okuyarak niyetleri tanımada ustadır. Ancak ilişki sanallaştıkça bu ustalığımız kaybolur ve karşımızdakinin niyet ve duygularını okuyamaz hale geliriz. Bunun sonucunda hem daha kolay kandırabilir hem de daha kolay kandırılabiliriz. Kandırılmanın kötü olduğu açıktır, ancak kandırmanın kolay olmasının da ciddi bir yan etkisi vardır.

Avatarları beslemek

Sosyal medyada imajımızı istediğimiz gibi düzenleyebilme sonucunda, bu imaja hem kendimizden daha çok bağlanabilir hem de onun kölesi haline gelebiliriz. Köle kavramını ağır bulabilirsiniz, ama etrafımızda gerçek hayatlarını sanal bir kişilik olan "sosyal medya avatarlarını" beslemek için feda eden çok sayıda insan var. Fotoğraf paylaşmak için yemeğe, müzeye gidiyor, pahalı şeyler alıp üstümüzde deniyoruz. Ana motivasyon bunlardan zevk almaktan çok, sosyal medya avatarımızı beslemek. Bir anlamda onun için çalışıp uğraşıyoruz.

İkinci önemli sorun ise sosyal medyanın ana bilgi kaynağına dönüşmesi. Sosyal medya inançlarımızı, gündemimizi, algımızı doğrudan etkileyen en önemli güç olma yolunda hızla ilerliyor. Bu araçlar tarafsız izlenimi verse de unutmamak gerekir ki bize bir şeyler pazarlamaya çalışan şirketler tarafından kontrol ediliyor. Günümüz şirket dünyasında ise bizim para için manipüle edilmemizin adı "marketing" gibi masum bir kavram oldu. Dahası özel bilgilerimiz sosyal medya şirketleri tarafından satılan mallar oldu.

Üstelik sosyal medya sadece ürün pazarlamak için değil çeşitli ideolojiler empoze etmek, toplumları bölmek, yalan gündemler oluşturmak için kullanılıyor. Metaverse sosyal medyanın bu iki olumsuz yönünü, bizi kendimizden yabancılaştırıp "avatarlaştırması" ve bilgi manipülasyon aracı olmasını, çok ciddi şekilde büyütme hatta yepyeni bir boyuta taşıma potansiyeline sahip. O yüzden şimdiden hayatımıza girmesi kaçınılmaz bu teknoloji ile yüzleşmek için hazırlık yapmamız lazım.

Metaverse fikri 1990'lardan beri bilinse de, Facebook ya da Disney gibi büyük şirketlerin bu teknoloji ile günümüzde ilgilenmesi tam olarak az önce bahsettiğim avatarlarımızın kölesi olmamız fenomeni ile ilgili. Oyun karakterleri için yeni ara yüz satın almaya tüm harçlığını harcayan çok sayıda genç tanıyorum.

Sanal varlıklar olan kripto paralara milyarlarca dolar yatırım yapılıyor. Jack Dorsey'nin 3 milyon dolara satılan twiti gibi çok sayıda dijital nesne artık koleksiyon değerine sahip. Gucci sadece dijital olarak tasarladığı aksesuarlar satıyor. Bunların hepsi bizim sanal dünyayı gereğinden fazla ciddiye almamızdan kaynaklı.

Dijital bir evren

Tabii insanlar dijital şeylere para harcamaya bu kadar elverişli olunca büyük şirketlerin bunlarla dolu bir evren yaratmaya kalkmasında şaşıracak bir şey yok. Ancak keşke metaverse sadece sanal bir pazar olsa. Az önce değindiğim gibi Facebook sosyal medya şirketlerinin sattığı ana mal bilgilerimiz ve metaverse bizim zihnimizin derinlikteki bilgileri alıp satışa çıkarma potansiyeline sahip. Şu anda sosyal medya kişisel bilgilerimizi, resimlerimizi, yazılarımızı ve beğeniler gibi tepkilerimizi kayıt altına alıp satabiliyor.

Metaverse ise üç boyutlu bir evrende yaptığımız her şeyi, her hareketi, tepkiyi ve düşünceyi kayıt altına alma potansiyeline sahip. Tabii metaverse inandırıcılığı ve bilinç altımızı daha ciddi şekilde etkileme potansiyelinden dolayı "marketing" ve insanları manipüle etmek ve dezenformasyon için de ideal bir araç olacak.

Kullanıcılardan çok gelirlerini düşünen şirketlerin her karesini inşa edip kontrol ettiği sanal bir evrenden daha korkunç ne olabilir? Ne yazık ki metaverse'in bir sonraki aşaması daha korkunç, o da metaverse ile gerçek evreni birbirine bağlamak. Gerçek dünyayı da arttırılmış gerçeklik cihazları ile algılayıp yaşamaya kalkmak.

Mesela gözümüze koyduğumuz lensler aracılığı ile normal dünyayı deneyimlerken bir taraftan da karşımıza çeşitli sanal nesne ve bilgilerin çıktığı bir gelecek olabilir. Sosyal medya devlerinin sonraki hedeflerinin bu olacağı kanaatindeyim. Bunun ise insanlık için yıkıcı olabileceğini düşünüyorum. Günümüzde bile çoğumuzun sosyal medya hesapları bizle ilgili insanların bilgi topladığı bir mecra iken, böylesi bir gelecekte insanlara baktığımız anda onlarla ilgili tüm temel bilgilere ulaşabileceğiz.

Dahası insanları dini inançları, dünya görüşleri, ilgilerine göre renklendirip insanları kolayca fişleyebileceğiz. Bir dükkâna girdiğinizi düşünün, işletme sizin ilgi alanlarınızı, neleri almayı sevdiğinizi, ne kadarlık bir gelire sahip olduğunuzu rahatlıkla görebilecek. Tabii her şey size "daha iyi hizmet" sunabilmek için yapılacak. Böylesi bir dünyada her yaptığımız şirketler tarafından düzenli olarak takip edilebilecek.

Melez bir alem

Meta ile gerçek evrenleri birleştiren bu melez evren bilgi alışverişini de ciddi oranda etkileyebilir. Arttırılmış gerçeklik cihazları hoşumuza gitmeyen bazı gerçeklerin gizlenmesinde kullanılabilir. Gecekondulardan rahatsız mıyız, tek tuşla bloklayabilir ve onların gözümüzden silinmesini sağlayabiliriz. Hoşumuza gitmeyen fikirleri filtreleyebilir ve dünyayı dilediğimiz şekilde algılayabiliriz.

Bu dünya birilerine çekici gelebilir, ama böylesi bir evren ciddi radikal insanlar doğuracaktır. Üstelik bu filtreler kolayca devlet ve şirketler tarafından kullanılarak algımız yönetilebilir. Mesela sosyal medya şirketi onlara reklam vermeyen ürünleri bize daha sönük gösterebilir ya da tamamen algımızın dışına itebilir. Böylesi bir dünyada özel hayatımız dışında şirketler algımızın da sahibi olabilir.

İşin kötüsü bu hibrit evrenden kopmanın kolay olacağını da sanmıyorum. Böylesi yaygın kullanım alanları olan bir teknolojiye kısa süre içerisinde bağımlı olacağımız kanaatindeyim. İnterneti ele alalım, çalışan bir kişinin internetten kopması mümkün değildir. İnternetsiz yaşamayı seçen bir birey, sosyal, ekonomik hatta entelektüel olarak geri kalmayı göze almalıdır. Aynısı bu hibrit teknoloji için de geçerli olacaktır. Hatta akıllı evler, yollar ve işyerlerinin artması ile gündelik hayatımız bu teknoloji ile entegre bir şekilde çalışacağı için bu teknolojiden uzak yaşamak konforumuzu da olumsuz etkileyecektir.

Metaverse ile gerçek dünyanın melezi zararlı olmak ve dünyamızı distopyaya dönüştürmek zorunda değil. Hayatımıza çok sayıda kolaylıklar da sağlayabilir. Ancak bunların kullanım şekilleri ve nasıl gelişmeleri gerektiği ile ilgili kararları şirketlere bırakamayız. Akademilerin ve düşünce liderlerinin teknolojik gelişmeleri yakından takip etmesi ve daha yaygınlaşmadan bunların insanlığın zararına olacak yönlerde evrimleşmeleri için stratejiler belirlemeleri gerekiyor. Aksi halde çok geç olabilir.

BİZE ULAŞIN