Kahramanlık imajı bazı arketiplere (ilk örnek, asıl numune) dayanıyor. Özellikle Doğu metinlerinde sıkça görülen kahramanın olağanüstü haberler getirerek doğuşu, onu diğer çocuklardan ayıran üstün özelliklerinin giderek belirginleşmesi, yavaş yavaş kendinin farkına varması, bir hocanın, üstadın ya da babanın yardımıyla kahramanlığının ortaya çıkması; yola çıkışı, bin bir türlü maceralar yaşayıp yuvaya dönüşü…
En eski masallardan en yenilerine hatta modern kahramanlara kadar benzerlikler taşıyan ortak özellikler. Tabii bu ortak özelliklerin ortaya çıkışında insanlığın mirası (bu ortak mirasın ne olduğunu hiç anlamam!) denilen bazı olayların kahramanı ve onun yaşadıklarını, yaşayacaklarını şekillendirmesi bekleniyor.
Yuva kavramı mesela, hepsinde ortak... Ya yuvaya karşı bir tehlike sonucu onu korumak için yola çıkıyor kahraman ya da yuvasını arıyor. En geniş anlamıyla kahramanlar bize hep üstün güçleri, mükemmel özellikleriyle çizilmiş mucizevi insanlar gibi görünseler de kahramanlık imajının altında her zaman bir yoksunluk, çaresizlik yatar. Kahraman bir şeylerden yoksun kaldığı için kahramanlık sergilemek zorunda kalmıştır.
Birçok metinde görürüz ki kimse kendi isteğiyle kahraman olmak istemez. Kahraman olan kişinin hayatında olağan akış bozulmuş, tel bir yerlerde kopmuştur. Aslında kahraman o kopan teli hep bir araya getirmeye uğraşan ve bu yolda savaşan kişidir.
Bu sayıda her boydan kahramanı bulabilirsiniz. Dede Korkut masallarından Hz. Ali'ye, romanlardaki, filmlerdeki kahramanlardan Ömer Halisdemir'e kadar hayatımızı şekillendiren bir dolu isim. Peki ya sizin kahramanınız kim?