Mehmet Şakiroğlu
Mehmet Şakiroğlu

KİŞİSEL GELİŞİM PSİKOLOJİ DEĞİLDİR

07 Temmuz Perşembe2022 “10 maddede mutlu olmak”, “8 adımda hayatını değiştirmek” ya da “evrene pozitif mesaj göndermek” bu çağın en popüler şablonlarından birkaçı. Kişisel gelişim ya da yaşam koçluğu gibi isimlerle tanımlanan uygulamalar bugün insanı mutluluğa ulaştırma vaadinde bulunuyor, “sen en özelsin, en farklısın” türünden söylemlerle kişiyi motive etmeye yardımcı olduğu ileri sürülüyor ya da “mutlak güç içinizde” gibi formüllerle her alanda başarı garantisi veriliyor. Son 40 yıllık dilimde özellikle yayınlanan kitaplarla büyük bir patlama yaşayan kişisel gelişim akımı, son dönemlerde sosyal medyanın da devreye girmesiyle adeta altın çağına girmiş görünüyor. Terapiler, seanslar, bireysel ya da grup eğitimleri, seminerler gırla gidiyor. Ancak büyük bir ilgi görseler de tüm bu öğretilerin ne kadar gerçekçi, güvenilir ya da etkili olduğu tam bir muamma. Göklere çıkarmalardan şarlatanlık iddialarına kadar geniş bir eleştiri ve övgü yelpazesi söz konusu… Bu ilginç ama bir o kadar da tartışmalı konu hakkında aralarında en fazla yakınlık kurulan ama en ciddi eleştirileri de getiren psikolojiye danışalım dedik. Kişisel gelişimin ne anlama geldiği, psikolojiyle aralarında ne gibi farklar olduğu, başkalarına ihtiyaç duymadan kendi kişisel gelişimimizi nasıl sağlamamız gerektiği gibi birçok konuyu Psikolog Dr. Mehmet Şakiroğlu ile etraflıca konuştuk.
YENİ YAZILAR

Ayşe Eyyüpkoca Atila

Burada hikâyelerini okuduğunuz her bir hanımefendi, kadın ve anne olmayı, bir kadının anne olmaktan ibaret olmadığını, ev, çocuk ve varoluşları arasında nasıl dengekurduklarını anlattı ve anneliğin de kadınlığın da sadece parça ile bütün arasındaki ilişkinin temsil aracı gibi bir şey olduğuna dikkat çekti. Kendilerine yönelttiğim sorulara, sorunlarımızın tespitine değil, çözümüne dair gerçekten de işimize yarayacak sahici cevaplar verdiler. Yaklaşık dört yıldır devam eden Çocuklarla Koşan Kadınlar söyleşi dizisini elbette bir yerde nihayete erdirmem gerekiyordu. Kendilerini bu dünyaya rasgele bırakmayan, kendi varlıklarının hükmünü yürütebilen, dünyaya bir anlam arayışı içinde kök salabilen ve en önemlisi bunu bir sorumluluk olarak duyabilen birbirinden kıymetli otuz dokuz ismi ağırladığım bu köşeye bir son yazmak düşündüğümden daha zor oldu. Çünkü kırkıncı isim öyle bir isim olmalıydı ki, hikâyesi hem bir son hem bir başlangıç olsun. Haftalarca düşündüm ve oldukça sıradan bir kadının aslında sıradan olmayan hikâyesi ile bu diziyi nihayete erdirmeye karar verdim. Çünkü bu Çocuklarla Koşan Kadınlar üst başlığı altında belki de asıl dikkat çekmeye çalıştığım şeyin özü olacaktı. Bu topraklarda sıradan görünen ama aslında sıradan bir hikâyesi olmayan belki de milyonlarca kadın yaşadı, yaşıyor. Şimdi sizlere emeğinin görünür olup olmamasıyla ilgilenmeden; her ne koşulda olursa olsun daima üreten, mücadele eden, iyi bir insan olmayı tek bir çerçeve içine girmeden başarabilen, ömrünü 7 çocukla koşarak yaşayan ve belki de hayatı boyunca didindiği her şeyde sadece Allah’ın rızasını gözeten bir kadından, iki yıl evvel kaybettiğim annemden bahsedeceğim…

BİZE ULAŞIN