3 SORU 3 CEVAP

3 SORU 3 CEVAP
Giriş Tarihi: 6.05.2024 10:45 Son Güncelleme: 6.05.2024 10:45
SAYI:111

Çocukken izlediğim karakterleri bir gün kendi sesimden duyacağımı tahmin etmezdim
Hatice Asan
Seslendirme Sanatçısı

21 yaşında eczacılık fakültesi öğrencisi bir genç kız dublaj yaparak sosyal medyada çok büyük bir kitle elde etti. Sizi evinizin bir odasında masal, kitap, çizgi film seslendirmeye motive eden şey ne oldu?

Benim dublaj ile olan hikâyem tiyatro ile başlıyor. Annem çok iyi bir tiyatro izleyicisiydi. Çocukluğuma dönüp baktığımda buna dair çok net hatırladığım anlar var. Annem, cuma akşamları kardeşimi abimle bana emanet eder, oyun izlemeye giderdi. Tiyatro başlangıçta ilgimi burada çekmişti. Daha sonra ilk tiyatro oyunuma annemle gittim ve annem oyun arasında bana ne anladığımı sordu, üzerine konuştuk. Benim için çok etkileyiciydi. Daha sonra gittiğim oyunlarda içimdeki "keşke bitmese" heyecanımı hatırlıyorum. Benim için oyun güzel ya da kötü olsun fark etmezdi, o an benim için çok etkileyiciydi. Oyunu anlamadığım zamanlarda dahi gözümü alamazdım. Duygular sesler ve müzik beni etkisi altına alırdı. Bu merakımdan ve ilgimden olsa gerek ilk ve ortaokulda kendi kendime tiyatro oyunları düzenlemeye, şiir dinletileri ve yarışmalarına katılamaya başladım.

Nihayetinde de liseye giderken bir tiyatro akademisine kaydoldum. Tiyatro, keşfetmeye başladıkça beni daha çok içine aldı. Değişti ve dönüştü. Tabii bir yandan da okuluma devam ediyordum. Biyolojiye ve insanlara olan ilgimin sonucunda üniversite tercihlerimde eczacılık fakültesini yazdım. Fakat tiyatrodan, duyguların detaylarını algılayıp aktarmaktan o kadar çok keyif alıyordum ki tiyatroya olan ilgimi mikrofon arkası oyunculuk olan dublajla beslemeye karar verdim. Bu sefer de tıpkı çocukken sesimi kullanarak şiir okumam gibi sesimle duyguları vermeyi tercih ettim. Dublaj üzerine eğitim aldım ve sonrasında bu alanda üretmem gerektiği hissine kapıldım. Üretmeye de kendi odamdan aldığım kayıtları sosyal medyaya yükleyerek başladım. Ancak bunu yaparken büyük kitlelere ulaşmak gibi bir hedefim yoktu. Daha doğrusu bu kadar ilgi göreceğini tahmin bile etmiyordum. Belki de sadece severek yaptığım, keyif aldığım ve üretme ihtiyacından doğan videolar olduğu için insanlara bu denli sıcak geldi. Paylaşımlarım sonrası çok güzel tepkiler aldım. Bunun için çok mutluyum. Şu noktada iyi ki keyif aldığım şeyi tutmaya ve sürdürmeye devam etmişim diyorum.

Seslendirme sanatçılarını genellikle sadece filmlerde, dizilerde duyuyoruz. Ama siz hem bu işi görünür yapıyorsunuz hem de sosyal medyada paylaşıyorsunuz. Bu sayede kendiniz gibi binlerce gence ulaşıyorsunuz, ilham kaynağı oluyorsunuz. Sosyal medyada bu işle görünür olmak sizin için ne ifade ediyor?

Dürüst olmak gerekirse benim için sosyal medyada görünür olmanın çok korkutucu yanları da vardı. Bir işi görünür kılmak özellikle de sosyal medyada sizi eleştiriye çok açık bir noktada bırakıyor. Bu her zaman yapıcı ve saygılı da olmayabiliyor.

Bu durumları göz önünde bulundurduğumda birçok kişi gibi ben de başlangıçta çok tereddüt ettim. Ama sürekli kendime şunu hatırlatmaya çalıştım: "İnsanlar eleştirecek diye üretmeyelim mi?" Yıkıcı eleştiriyi genelde bir şey üretmemiş veya üretemeyen kişiler yapar ve bunun önüne geçemeyiz. Ama daha sonrasında aldığım tepkiler içerisinde o kadar çok destekleyici, samimi ve güzel yorumlar vardı ki korkumun yersiz olduğunu fark ettim.

Bir iş ortaya koyuyorsak destekleyenler kadar eleştirenler de olacaktır. Fakat içten gelen destekler insana o kadar iyi hissettiriyor ve bağını güçlendiriyor ki çoğu zaman olumsuz yorumları hiç ciddiye almıyor insan. Burada olumsuz yorum derken bahsettiğim şey yapıcı eleştirilerden ziyade daha çok kırıcı söz ve ithamlar. Bunların dışında farklı şehirden birçok kişi tarafından sevilmek, takdir edilmek ve onlarla iletişim halinde kalabilmek yine sosyal medya sayesinde gerçekleşti. Ve bu his için minnettarım.

Kitap ve masal seslendiriyorsunuz. Şimdi de hâlihazırda dublajı yapılmış videolara yeniden dublaj yaparak sosyal medyada paylaşıyorsunuz. Peki, dublaj aşamasında hangi hazırlık süreçlerinden geçiyorsunuz, sizin açınızdan bu süreç nasıl geçiyor? Masaldaki kahramanların ya da daha önceden izlediğiniz bir çizgi film karakterini seslendirmek nasıl bir his?

Sosyal medyada bir içerik paylaşmadan önce ilk olarak paylaşacağım, kaydını alacağım sahneye karar vermem gerekiyor. Bu aşamada karar vereceğim sahnenin eğlenceli ya da mesaj içerikli olmasına bakıyorum. Olabildiğince de kısa tutmaya çalışıyorum. Sanırım bu da süreç içerisinde en çok vakit harcadığım kısım. Daha sonra ise, sahnenin görüntülerini kaydetmem ve aldığım kesitin repliklerini bir kâğıda çıkarmam gerekiyor. Bu aşamaların ardından seslendirmeyi yapıyorum. Seslendirme esnasında ise bir yandan mikrofondan sesi, telefondan da görüntümü kayıt altına alıyorum ve kendi görüntümle mikrofondan aldığım sesi eşleyerek montajını yapıyorum. Sonrasında da kaydı paylaşılabilir hale getiriyorum.

Bu süreç içerisinde daha önceden izlediğim karakterlere yeniden ses vermek ise en zevkli kısım. Bu kadar keyif almamın sebebi ise, içeriklerimde sevdiğim karakterleri ve animasyonları seçiyorum. İzlerken etkilendiğim, dört gözle takip ettiğim karakterleri içselleştirip ses verdiğim zaman aslında onlarla daha çok bütünleşiyorum. Onları daha iyi anlıyorum. Onları hissederek seslendirdiğimde yaşamış gibi oluyorum ve aslında izlerken aldığım keyiften çok daha fazlasını almış oluyorum. Çocukken izlediğim karakterleri bir gün kendi sesimden duyacağım ve insanlara bu şekilde aktaracağımı tahmin edemezdim. Bu bilgiyi çocuk Hatice ile paylaşmış olsam büyük ihtimalle çok heyecanlanırdı. Ben de şu an aynı heyecanı ve mutluluğu hissediyorum.

BİZE ULAŞIN