Ryūsuke Hamaguchi'nin senaryosunu yazdığı ve yönettiği 'Drive My Car' 94. Akademi Ödüllerinde En İyi Uluslararası Film; 79. Altın Küre Ödüllerinde Yabancı Dilde En İyi Film başta olmak üzere birçok ödül kazandı. Üç saat süren bu Japonya yapımı film; belli semboller, karakterler ve hareketler üzerinden yaşamın incelikli kısımlarını sorgulatmayı amaçlıyor.
Ünlü bir oyuncu olan adam ve eşi arasındaki ilişki etrafında gelişen olay, kadının ölmesiyle başka bir boyut kazanıyor. Film ise esasen o zaman başlıyor. Adamı hayata tutan en mümtaz ayrıcalık, karısının en özel zamanlarda ona anlattığı hikâyelerdir. Seyirci, adamın bu hikâyeleri dinlemek için karısıyla birlikte olduğunu düşünebiliyor. Adamın her şeye rağmen karısından ayrılmaması bu görüşe kanıt olarak gösterilebilir.
İlerleyen sahnelerde adamın sözlerinden seyirci, birçok kez aldatıldığını öğreniyor. Peki, adam buna rağmen niye karısından ayrılmamıştır? Karısının anlattığı hikâyelerle başka bir dünyaya kapıların açılması ve kendini biricik hissetmesi olabilir. Adam için karısının esasen ölmesi, hatta ona doğrudan sezdirilmese bile öfke duymasının sebebi; karısının kendisine anlattığı (hatta yarım bıraktığı) hikâyeyi, aldattığı kişilere de anlatmasını öğrenmesiyle olmuştur. Adam, karısının kendisini aldattığı gencin itiraflarını dinledikten sonra; artık arabanın ön koltuğuna oturması (arabayı kullanan kızın yanındadır, onunla yeni bir hayata adım atacağının göstergesidir) ve oyunun kaydının karısının sesinden dinlemeyi sonlandırması da bir kanıttır.
Beyin kanaması sonucu kaybettiği karısının ölümünün ardından iki sene geçer. Ve adam bir tiyatro oyununun yönetmeni olarak Hiroşima'ya gider. Burada, daha önce yaşanan bir kazadan dolayı, kendisine şoför tahsis edilir. Bu şoför kızdır. Başta sessizce, adamın hayatındaki gelişmelere şahit olur. Daha sonra zamanla dolaylı bir şekilde aralarında ilişki başlar. Finalde ise arabanın sahibi bu kız çıkar. Yıllar önce kızını kaybeden adam ve babasını hiçbir zaman göremeyen bir kız birbirlerindeki boşluğu doldurur. Aralarındaki bağın ismi ise seyirciye açıklanmaz. Bu bilinmezlikle birbirini seven insanların aynı hissiyatta buluştukları seyirciye sezdirilir.
Hiroşima'da tiyatro yönetmenliği yapan adam, oyun seçmelerinde, karısının kendisini aldattığı genci karşısında görür. Ona, kendisinin yıllarca ustalıkla oynadığı Vanya rolünü verir. Genç bu rolün üstesinden gelemeyeceğinin farkındadır. Adam bu kararıyla, gencin hiçbir zaman kendisinin yerini dolduramayacağını anlatmak istemiştir. Oyunun, oyuncuların karakterini ortaya çıkardığı vurgusunun yansıması olarak görülen; iki kadının birbirleri arasında, oyunun içinde ama sırf kendilerinin anlayabileceği ifadeler filmde gizem oluşturmak için kullanılmıştır. Ama ne seyirciye etkisi olmuş ne de filmin akışında önem arz eden bir bölüm olarak kalmıştır. Aynı düşünceye binaen, gencin cinayet işlemesi ve Vanya rolünü kaybetmesi, bu rolü en iyi yapan kişinin oynaması; hayatın devam ettiğine dair bir gösterge olabilir.
Drive My Car bazı eleştirmenlerden tam not almasına rağmen aldığı ödülleri hak ediyor mu tartışmaya açık… Gereğinden fazla ağır ilerleyen film, gizem yaratma çabasının abartılması sonucu genel gerçekçilik duygusunun yitirilmesine sebep oluyor. Yönetmeninin tercihi olarak gözüken karakterlerin ifadesizliği ise oyuncuları olumsuz olarak etkilemiş görünüyor. Bir derdi veya mesajı olmasa bile, anlatmak istediğini hisler yoluyla izleyiciye geçirmeyi amaçlayan birçok başarılı yapım var. Drive My Car'ı bir kısas olarak alırsak, uluslararası alanda aldığı ödül ve gördüğü ilgi düşünüldüğünde, geçmişte birçok filmin hakkının yendiği aşikâr.