Genelkurmay Başkanlığı ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışan irticaya karşı mücadelede gerekirse silah kullanılacağını’ açıkladı. Hürriyet gazetesi, Genelkurmay'ın iç ayaklanma tehdidi, ordunun çökertilmek istendiği, devletin işgal altında olduğu hatta PKK ile iş birliği yapıldığı, birçok devlet kadrosunun irticai örgütlerin eline geçtiği, 30 irtica örgütünün teröre başlamaya hazırlandığı gibi iddiaları da içeren brifingini manşete bu şekilde yansıtırken, o dönem kardeşi olan Milliyet gazetesinde de haber "Ordudan son uyarı" manşetiyle öne çıkarılıyordu. Sabah'ın "Muhtıra gibi brifing", Cumhuriyet'in "Gerekirse silâhla koruruz", Radikal'inse "Gerekirse silâhla…" manşetleriyle verdiği açıklama aslında 11 Haziran'daki Genelkurmay brifingi öncesi Çevik Bir'le görüşmeye giden Hürriyet'ten Tufan Türenç, Oktay Ekşi ve Emin Çölaşan'ın ısrarla sordukları "Darbe yapacak mısınız? Gerekirse silah kullanır mısınız?" sorularının cevabıydı ve ertesi gün brifing açıklaması olarak manşete yansıtıldı. Emin Çölaşan, bu cevabı aldığı için Ertuğrul Özkök'ün kendisini "Gene manşeti kurtardın" diye tebrik ettiğini açıkladı. Özkök, yıllar sona o döneme dair şöyle nedamet getirecekti: "İtiraf edelim, kendimizi o dönemde parlamentodan bile yüksek görme duygusuna kapılmıştık. Bu iktidar bazılarına çok da keyif verdi." Ama en esaslı itiraf o dönem Radikal gazetesinde yazan İsmet Berkan'dan gelecekti: "Medya olmasaydı, 28 Şubat başarılı olamazdı. Medya neredeyse gönüllü olarak psikolojik harekâtın parçası oldu. Hepimiz kullanıldık ve kendimizi kullandırdık."