George W. Bush’un 2001 Ocak ayında ABD başkanı olması dünyada görülmemiş bir güvenlik, savaş ve komplo çılgınlığının da başlangıç noktası oldu. George W. Bush'un Cumhuriyetçi Parti adayı olarak seçilerek 2001 Ocak ayında ABD başkanı olması dünyada görülmemiş bir güvenlik, savaş ve komplo çılgınlığının da başlangıç noktası oldu. Göreve başlamasının üzerinden henüz bir yıl geçmeden ülkesi 11 Eylül saldırılarına hedef olan Bush ve hemen hepsi şahinlerden oluşan yönetimi, sorumluları kendilerince derhal belirledi: El Kaide ve Usame Bin Ladin… Saldırıların üzerinden henüz bir ay geçmeden Amerikan askerilerini Afganistan'a gönderen Bush, bundan 1,5 yıl sonra da Irak'ı işgal etti. Her iki ülkede 2 milyona yakın insanın ölümüne sebep olan bu işgaller, sadece o ülkeleri değil, bölgelerini de ciddi bir terör ve anarşi dalgasının kurbanı haline getirdi. Yönetimi, Irak'ta kimyasal ve nükleer silahların olduğu yönünde yanıltıcı belgelerle BM'yi dahi aldatmaktan çekinmezken, güvenlik bahanesiyle ülkesinde Patriot Act (vatanseverlik kanunu) denilen yasayı çıkartarak, ABD'nin en önemli değerlerinden olan özgürlükleri rafa kaldırmakta beis görmedi. Bush yönetiminin kurduğu Ebu Gureyb ve Guantanamo hapishaneleri işkence başta olmak üzere insanlık suçlarının pervasızca işlendiği merkezler olurken, IŞİD'in temelleri de burada atıldı. Tanrı'nın kendisiyle konuştuğunu ve dünyayı temizleme konusunda görevlendirildiğini ileri sürecek kadar ileri giden Bush, IQ'su en düşük ve en sevilmeyen başkan olmasına rağmen iki defa seçilerek, Ortadoğu'ya sekiz yılla sınırlı kalmayacak bir cehennem hayatı yaşattı.