Zeynep Temizer Atalar: Sinsi tehlike: “Wattpad”

Sinsi tehlike: “Wattpad”
Giriş Tarihi: 28.8.2019 16:44 Son Güncelleme: 17.9.2019 16:54
Ailelerin çocuklarının bilgisayarları ya da telefonları başında ne yaptıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Eğer çocuklar, son derece çiğ bir cinsellik ve şiddet tasarımları içeren hikâyeler yazıyorsa yani dürtüler yoğun bir şekilde ortaya çıkıyorsa, bir uzmandan destek almalarında fayda olabilir.

Sanki zaman artık çok daha hızlı akıyor. Nesil farkı giderek azalıyor. Değişen zamanın getirdiği yeniliklere ayak uydurmada zorlanma hâli anne baba ve çocuk arasında olurken, şimdi nerdeyse kardeşler arasında yaşanıyor. Bu nedenle akan zaman içinde atlanılan, fark edilmeyen yahut olması gerekenden çok daha az dikkat edilen parçalar kalabiliyor.

Bunlardan biri de; sinsi sinsi ilerleyen ve oldukça büyük bir tehlikenin habercisi olduğunu düşündüğüm, çok yeni olmayan fakat gençler arasında giderek daha fazla dikkat çekmeye başlayan bir platform: "Wattpad"!

Giderek artan bu popülariteyi son zamanlarda kitap fuarlarında dikkatinizi çeken o çocuk-ergen izdihamından da tahmin edebilirsiniz. Hani "Bu kadar kalabalık hangi yazara böyle" diye söylendiğiniz, sonrasında "Aa, bu da kimmiş, e bu yazar da daha çocukmuş, Allah Allah" diye devam ettiğiniz o anlar var ya, işte o "yazar"lar bu Wattpad denen siteden, o "hayranlar" da bu platformun takipçileri arasından çıkıyor.

Konuyu araştırıp elde ettiğim bilgileri sizinle de paylaşayım. Bu site aslında 2006 yılında kuruluyor. Çıkış amacı da insanların yazdığı hikâyeleri, metinleri başka insanlarla da paylaşacakları bir sosyal ağ oluşturmak. Bu durum özellikle 13-17 yaş aralığındaki ergenlerin ilgisini çekiyor. Çünkü bu site sayesinde hem alternatif bir sosyal medya ağına giriyorlar hem bir gruba ait olma ihtiyaçları karşılanıyor hem de kendilerini bir içerik üreterek başarılı hissediyorlar.

Eğer yazdıkları hikâyeler, ağın içindeki diğer okuyucular arasında öne çıkarsa, yayınevleri bu fırsatı kaçırmıyor ve hemen bu hikâyelerin kitabı çıkıyor. İşte o kitap fuarlarındaki anlam veremediğiniz ergen kalabalığı da bu yazarlara ait imza günlerinden dolayı oluyor.

Sansürsüz paylaşımlar

Aslında bu, çok başarılı bir strateji çünkü ergenlik dönemindeki bir gencin bütün ihtiyaçlarını karşılıyor. Aileden uzaklaşıp arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirebileceği, takdir edileceği, onaylanacağı ve duygusal gelgitlerini, isyanını, çatışmalarını sansür olmadan özgürce ifade edebileceği, üstelik de ücretsiz bir alan sağlıyor. Bu nedenle de oldukça fazla rağbet görüyor. Hatta çocuğunu kitap okuyor ya da kitap yazıyor zanneden ebeveynler de bu durumdan hiç şikâyetçi olmuyorlar. Yani anne babanın da farkında olmadan onayladığı bir bataklığın içine kolayca giriveriyorlar.

Başlangıç noktası oldukça sevimli görünse de, zaman içinde bu masum durum giderek tehlikeli bir hâl almış durumda. Çünkü bu sitedeki hikâyelerin büyük kısmı oldukça ağır pornografik metinlerden, şiddeti öven, bunu daha "havalı" gösteren hikâyelerden oluşuyor ve yazıların içeriği ile ilgili hiçbir denetleme mekanizması yok. Üstelik bu hikâyelerin altına yazılan popülist yorumlar yahut beğeni sayıları da oldukça endişe verici.

Aslında yazıların içeriğindeki cinselliğin, şiddetin yoğunluğunun ya da asi, yalnız ve kimseye ihtiyacı olmayan karakterlerin varlığının oldukça anlaşılır bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Yazarların kendilerinin de ergenlik döneminde oldukları düşünüldüğünde, metinlerin içeriği de bu dönemin genel yatkınlığını yansıtıyor.

Bu dönemdeki bir gencin cinselliğe merakının olması, karşıt davranışlar geliştirmesi ya da "benim kimseye ihtiyacım yok" tavrı, bir yanıyla oldukça normal. Dolayısıyla hikâyelerde geçen bu karakterlerin de, takipçi kitlesinin nerdeyse tamamının ergen olduğu bu grubu besliyor olması anlaşılabilir.

Normal olmayan tarafı ise, bu tür dürtülerin, metinlerde oldukça çiğ bir şekilde ifade ediliyor olması. Yani ergenlik dönemindeki bir genç cinselliği merak edebilir bu merakını gidermek için ilgili yazıları okuyabilir yahut kendi de yazabilir. Fakat yazdığı yazılarda sınırsız bir cinsellik tasviri yapıyorsa yahut zamanının büyük kısmını ağır pornografik yayınlar okuyarak geçiriyorsa, orada durup düşünmek gerekebilir.

Bu platformda da hikâyelerin büyük kısmı, antisosyal davranışlar sergileyen, silah, bıçak yahut sopa gibi şiddet amaçlı nesneler taşıyan, yeri geldiğinde bunları kullanan, riskli davranışlar sergileyen, hırsızlık yapan, mafya yahut çete gibi gruplarda bulunan, anne babasından ayrı yaşayan ve oldukça rahat, sınırsız bir cinsel hayata sahip olan ana karakterlerden oluşuyor.

Üstelik bu ağır pornografi ve şiddet içeriklerine kolayca ulaşıp okuyabilen, yaşı çok daha küçük bir başka çocuk da bu durumdan travmatik bir şekilde etkilenebiliyor. Çünkü bu metinler hiçbir denetlemeden geçmeden, sansürsüz bir şekilde yayınlanıyor!

"Ben yazar oldum"

Neyse ki bu konu yavaş yavaş yetişkinlerin gündemine girmeye başlıyor. Bu durumun ciddiyetini ve tehlikesini fark eden Yeşilay gibi birçok kurum, kuruluş ve uzman konu hakkında yazılar yazmaya, aileleri uyarmaya çalışıyor. Bu konuda özellikle iki gruba daha büyük bir iş düşüyor. Bunlardan biri aileler; çocuklarının bilgisayarları ya da telefonları başında ne yaptıklarına, metin okuyor yahut yazıyor olsalar dahi içeriğinin ne olduğuna dikkat etmeleri gerekiyor.

Eğer çocukları, son derece çiğ bir cinsellik ve şiddet tasarımları içeren hikâyeler yazıyorsa yani dürtüler yoğun bir şekilde ortaya çıkıyorsa ailelerin bir uzmandan destek almalarında fayda olabilir. Çünkü bu, çocuklarının iç dünyasında da yolunda gitmeyen bazı durumların olduğuna işaret edebilir. Çocuklarının bu tür hikâyeler okuduğunu görüyorlarsa da bunu hemen durdurmaları gerekiyor. Ne okudukları, okuduklarından ne anladıkları ve akıllarında kalan hikâyelerin neler olduğu konusunda konuşmak, çocuklarının bu süreçten ne kadar etkilendiği konusunda ipucu verebilir.

Diğer grup ise yayınevleri; ticari menfaati çocukların ruhsal sağlıklarının önüne koymamaları ve hikâyelerin içeriklerini uygun bir sansürleme düzeneğinden geçirmeden yayınlamamaları gerekiyor. Bu tür içeriklerle popüler olmanın ve çok erken yaşlarda gelen "ben yazar oldum" yanılsamasının uzun vadede çok daha zararlı bir geri dönüşü olacağını hesaba katmaları gerekiyor.

Aslında bu yahut benzeri bir platform düzenli olarak kontrol edilse, gerekli düzenlemeler yapılsa, her yaştan kişi için oldukça işlevsel bir alan olabilir. Kişiler kendilerini yazı yazma konusunda geliştirebilir, böylece daha üretken olabilir, buradaki hikâyelerden yola çıkarak daha fazla kitap okuyabilir ve zamanlarını çok daha faydalı bir iş için kullanmış olabilirler.

Bu da ancak gençlerin dünyasına giren, o dünyayı önce anlayan sonra bu dünyaya doğru dokunuşlar yaparak, gelişimleri için en uygun formu vermek için çaba sarf eden yetişkinlerle mümkün olabilir sanırım, ne dersiniz?

BİZE ULAŞIN