Çocuk
"Çocuk" dediğimizde aklımızda hep masum ve saf bir görüntü canlanıyor. Çünkü onların Allah'la olan irtibatı bizden çok daha taze. Daha yeni dünyaya gelmiş bir çocuğa baktığımızda, onun az önce yaratılmış ellerini tuttuğumuzda, cennetten dünyaya inmiş bir canlıyla irtibata geçtiğimizi anlarız. Çünkü kirlenmemiş bir gönle sahiptir her çocuk ve mutlaka kokusu cennetten çıkmadır. Fakat gelin görün ki bugün insanlığa karşı açılan savaşın odak noktası oldu çocuklar.
Bu satırları okuduğunuz günlerde Gazze'de öldürülen çocuk sayısı 17 bini aşmıştı. Üstelik bu rakamın iki bin kadarını iki yaşın altındaki çocuklar oluşturuyordu. İsrail terör devletinin bu konudaki tezi ise bu masum yavrucakların bir gün büyüyüp "terörist" olacakları yönündeydi. Kendi toplumunu bir terör mensubu olarak yetiştiren Yahudiler, Avrupa'da gördüğünüz katliam anıtlarını büyük bir özenle inşa ettiler. Filistinlilerin yüksek bir estetikle inşa edilmiş bir anıtları olmadığı için mi adları muallakta…
Çocuklara uygulanan terörün bir diğer veçhesi de modern hayatın bizlere sunduğu imkanların arasına gizlenmiş halde karşımıza çıkıyor. Çocuk kitaplarında, çizgi film içeriklerinde, sosyal hayatta büyük bir cinsiyetsizleştirme politikası uygulanıyor. Bu iş için kullanılan bazı hormon ilaçları eczanelerden satın alınabiliyor. Dolayısıyla bebeklikten çocukluğa oradan ilk gençliğe uzanan bu sürecin bir tür beka meselesi olduğu kanaatindeyiz. Giderek büyüyen tehlike bir "sapkınlık terörü"dür.
Lacivert'in "Çocuk" sayısını büyük bir özenle hazırladık. Pedagojiye çok girmeden maruz kaldığımız tehlikeleri konunun uzmanları ve ilgilileriyle konuşarak sizlere sunmaya gayret ettik. Çocuklara da sözü verdik, doktorlara da… Şimdi söz sizlerin. Okuyun, okutun, gelin konuşalım.