Mustafa Akar: İfşa Toplumu

İfşa Toplumu
Giriş Tarihi: 20.08.2024 13:32 Son Güncelleme: 20.08.2024 13:32
Dünya küçüldükçe mahrem de bizden uzaklaştı. Başkalarının hayatıyla çok ilgiliyiz. Kendi hayatımıza dair o kadar çok tembih, o kadar çok fikir alıyoruz ki, doğru düzgün yaşayamıyoruz bile onu.

Modern insan ev fikrini yitirmiş insandır. Doğrudur, dünya küçüldükçe mahrem de bizden uzaklaştı. Başkalarının hayatıyla çok ilgiliyiz. Kendi hayatımıza dair o kadar çok tembih, o kadar çok fikir alıyoruz ki, doğru düzgün yaşayamıyoruz bile onu. Her yanımız psikologlarla, ruh hocalarıyla, modern vaizlerle dolu. Sürekli telkin altındayız. Reklamlar, panolar, arkadaşlar, uzak akrabalar hep hayatımızı nasıl yaşayacağımızı öğretiyorlar bize. Kendimizle baş başa kalamıyoruz. Bize kendimizi öğretecek bir mürşit bulamıyoruz bir türlü.

Bütün süslü cümlelerin sonu kaçış, kaçış, kaçış… Peki, nereye, o da belli değil. Yuvadan kaç, evden kaç, aileden kaç. Çekilen her film, yazılan her kitap, dönen her dolap onun provasını yapıyor. Bir taraftan felaket tellalları, her gün başımıza dünyayı yıkmakla meşguller. Öte yandan modern tıp, kullanmadığımız her tür ilaçtan bizi sorumlu tutuyor. Kanserler, kalp krizleri, onulmaz hastalıklar peşimizde. Bu hayatın kaçkınlarıyız.

Modern insan yuvayı unutmuş insandır.

Oysa sıcaktır yuva. Bağışlayıcıdır. Benim için çoğu zaman "yuva" kelimesini çağrıştıran imgeler hep küçük oda içleriyle ilgilidir. Sanki mekan küçüldükçe daha da sıcak olacağına dair batıl bir inancım vardır. Ve mesela kuşların yaptığı o küçümen evlere, ev değil de yuva demeyi çok severim.

Ev bir mimarın ya da müteahhidin tasarladığı bir alan. Oysa yuva o tasarımın içine kendimden birtakım anlamlar koyarak var ettiğim bir yer. Ev olmadan yuva olmuyor. Yuva olmadan da o ev soğuk ve tatsız bir yere dönüşüyor gözümde. Mecazi olsa da evi sırtımızda taşırız, yuva onun içindedir. Tıpkı hakikatin hep derinlerde bir yerlerde gizlenmesi gibi. Hakikat için derinliğe ihtiyacımız var. Yani kendi içimize dalmaya. Rilke ne kadar da haklı: "İnsan, tıpkı bir meyvenin çekirdeğini içinde taşıması gibi ölümü kendi içinde taşır."

Ruhun dört yurdu olduğu söylenir. Anne karnı, dünya, berzah, cennet veya cehennem. Siz ona kendi yuvanızı da ekleyin. Hayat dar bir gömleğe benzer. İnsan, ruhunu sıyırıp atmak için bile önce yuva sonra yurt arar. Allah bizi yurtsuz ve yuvasız bırakmasın inşallah.

BİZE ULAŞIN