Fanatizm, çağımızın en büyük salgınlarından biri. Sadece insanların değil artık devletlerin de tuzağına düştüğü bir hastalık. 7 Ekim'de Gazze'ye karşı
başlatılan soykırım vesilesiyle bu illetin korkunç yüzüyle bir kez daha karşılaştık. Ve gözlerimizin önünde suçsuz insanlara karşı büyük bir savaş başlatıldı. Çevrenizdeki konuşmalara şahitlik ettiğinizde özellikle seküler hayat tarzını benimsemiş insanların bu vahşet karşısında sus pus olduklarını göreceksiniz. En fazla "bebekler öldürülmesin" sadeliğinde bir tepki var. Oysa bu insanların büyük çoğunluğu sosyal medya hesaplarını her tür tepkinin kaynaştığı bir isyan duvarı gibi kullanıyorlar. Gündelik ilişkileri hep bir memnuniyetsizlik üzerine kurulu. Sürekli adaletten bahsediyorlar. Doğadaki canlıların korunması noktasında -hepimizde olması gerektiği gibi- çok hassaslar. Peki, insanları Gazze konusunda sessizleştiren temel etken nedir sizce? Birincisi orada yaşayan insanların Müslüman olması. Evet, kabul edelim ki İslam düşmanlığı hiç olmadığı kadar yaygınlaştı. Özellikle bizdeki İslamofobi büyük bir cehaletin ürünü. İkincisi İsrail'in modern hayatı temsil eden bir yapısının olması. Sinsi bir şekilde zihinlere yerleştirilen "Yahudilerin çok çekmiş bir topluluk" olduğu mesajı. Filmlerle, dizilerle, kitaplarla büyük bir kültür pazarının marifeti sonucu Yahudilerin Babil'den başlayarak bütün insanlık tarihine yayılan sürgünleri bir tür arketip haline getirildi.

Mesela okuduğunuz veya izlediğiniz fantastik eserde bir zulümden kaçan (bu tarihi kitaplarda engizisyon zulmüdür) insanlar firar macerasına atılırlar. Kendi kimliklerini gizlemek zorundadırlar. Öte yandan bu gizlenmeyi de aşmak istedikleri için birtakım sembolleri yanlarında taşıyarak kendileri gibi olan diğer insanlara ulaşmaya çabalarlar. Bingo. Yahudi arketipine hoş geldiniz. Modern zihin artık hikayelerle çalışıyor. Gerçek verilerin yerini hikâyeler alalı çok oldu. Yakın dönemin birçok tarihi olayı bile hikâyeler vasıtasıyla insanlara anlatılmak isteniyor. Soralım o halde, Gazze'deki insanların modern bir hikayesi olmadığı için mi bu kadar suskunlar?