PAGANİZM YÜKSELİRKEN GENÇLERİ NASIL KAYBEDİYORUZ?
Manevi kriz ve yükselen spritüal inanışlar
İnsanlar kurumsal dinlerin öğretilerinden, cami, kilise, havra gibi kurumsal yapılardan kaçarak daha bireysel inançlara sığınıyorlar. New Age türü spritüal inanışlar her yerde yeniden yükseliyor. Kabul edelim ki insanlar mevcut kurumsal dinlerde bulamadıkları bir manevi krizin eşiğindeler. Bu yüzden her yerde spritüal inanışlar, cemaatler artış gösteriyor. İnsanlık sadece cinsiyetsiz yeni kimliklere öykünmüyor, kadim geleneklerin ve dinlerin de dışında yeni arayışlar peşine düşüyor. Bugünlerde nereye dönerseniz dönün, paganlar ayaklanmış durumda.
Geleneksel yaşamımızın İslami gelenekleri ve temellerini harıl harıl parçalayıp bunları, örneğin Kelt kabile koruyucusu Toutatis'e tapanlar, Tengrici inançlar, şaman klanlar, Neo-Nazi tapınaklar için yeni bir kozmolojiyle değiştiriyorlar. İnsanlar bireysel inançlar arıyor. Kendilerini dinlerin sorumluluğu altına sokmadan, dünyanın zevklerini ve hazlarını sınırsızca yaşayacakları yüce bir varlığın gölgesini de tamamen yok saymayacakları inançlar arıyor.
1990'da Trinity College'dan akademisyenler, Amerikalı vatandaşlarının kaçının bir tür pagan dinini uyguladığını öğrenmeye çalıştılar. Rakamlar şaşırtıcı olmayan bir şekilde küçüktü: yaklaşık 8 bin kadardı. Ancak araştırmacılar 2008'de tekrar sordular ve bu sefer 340 bin Amerikalı paganizme evet dedi. 2001'de Birleşik Krallık'ta ise paganların sayısı 44 binin üzerindeyken 2011'de 85 binin üzerinde olduğu, 2022'nin sonlarında ise bu sayının 2-3 kata çıktığı söyleniyor. Bugün Cadılar Bayramı bile düne göre Avrupa'dan Suudi Arabistan'a kadar hızla daha güçlü yayılıyor.
Bireysel deneyime dayalı bir inanç sistemi
Popüler kültür, filmler, kitaplar ve diziler aracılığıyla pagan temaları ve sembolleri hızla yaygınlaşıyor. Bu kültürel etkiler, gençlerin paganizme ilgisini artırıyor. Özellikle büyücülük, cadılık, antik mitolojiler gibi temalar gençler arasında büyük ilgi görüyor. TikTok ve Instagram gibi çevrimiçi platformlar, büyülü uygulamaların her yönüyle ilgili eğitimler sunuyor. Cadılık etiketi, Instagram'da 7 milyondan fazla gönderiye ve TikTok'ta veya toplulukta bilindiği adıyla Witch- Tok'ta 11 milyardan fazla görüntülenmeye sahip. Cadılık hakkındaki podcast'ler radyo dalgalarını büyülüyor. Walmart ve Amazon gibi büyük perakendeciler, haçlar ve Davut Yıldızları'nın yanı sıra, büyü ve ritüeller için pentagram, sarkaç kehanet araçları ve kurutulmuş otların büyücülük sembolünü satıyor. Tarot kartlarının kullanımı lüks dergilerinde çoğalıyor.
Paganizm, bazı gençler için mevcut otoritelere, özellikle geleneksel dini yapılar ve kurumlara karşı bir protesto aracı. Modern topluma ve onun dayattığı normlara karşı bir başkaldırı olarak paganizmi seçen gençler, bu inancı bir tür isyan olarak görebiliyor. Kaostan anlam çıkarma ihtiyacı ve etrafımızdaki koşulları kontrol etme arzusu insanları paganizme doğru itiyor. İklim değişikliği, savaşlar ve hak kayıplarının yol açtığı korkunç felaketlerle, hastalıklar paganist inançların kendimizde ve daha geniş dünyada bozulanları onarmaya imkân vereceği sanılıyor.
Tabii bir de dünyadaki dinlerin temsil sorunları var. Kiliseler, çocuk tacizleri ile yıkılıyor. İslam dünyasında savaşlar, herkesi kesmeye hazır DEAŞ gibi örgütler, açlık, gelir adaletsizliği, dini kurumların aşırı gösteriş ve şatafatı, dinlerin insanlığın yaşadığı krizler karşısında yetersiz kalması özellikle gençleri dini kurumlara karşı şüpheye ve öfkeye sevk ediyor. Dünyada göçün tehdit ettiği kimlikler de gitgide daha kırılganlaşıyor. İnsanlar etnik kimliklerinin tehdit altında olduğunu düşündüğünde daha fazla dinlerden uzaklaşıp yerel inançlara önem vermeye başlıyorlar.
Modern dünyada birçok genç, kendilerini ifade edebilecekleri, anlam bulabilecekleri ve kimliklerini inşa edebilecekleri alanlar arıyor. Dinin softa, kaba hali yeni gençliği cezbetmiyor. Paganizm gibi eski inanç sistemleri, gençlere daha anlamlı geliyor. Geleneksel dinlerden uzaklaşan gençler, bu eski inanç sistemlerinde kendilerini daha özgür ve bireysel olarak tanımlayabilir buluyorlar. Geleneksel dinlerin katı kurallarından ve dogmalarından sıkılan bazı gençler, daha esnek, bireysel deneyimlere dayalı bir maneviyat arayışında. Paganizm, doğrudan bireysel deneyime dayalı bir inanç sistemi sunuyor ve bu da onu gençler arasında popüler hale getiriyor.
Paganizm ve neo-nazizm radikalleşmeyi tetikliyor
Radikalleşmenin arkasındaki en güçlü motivasyonlardan biri, kişisel kimlik arayışı. Bazı gençler, özellikle modern toplumda kendilerini dışlanmış veya marjinal hissedenler, paganizmin sunduğu alternatif bir kültürel ve manevi kimliğe çekiliyor. Paganizmin kimlik sunan doğası, özellikle kendini mevcut dini veya siyasi sistemlerin dışında hisseden bireyler için çekici olabiliyor. Bu süreçte, pagan inançları daha aşırı, milliyetçi veya toplumsal dışlayıcı ideolojilerle harmanlanabiliyor. Bazı radikal sağ gruplar, özellikle Avrupa'da, paganizmi etnik kimlik ve milliyetçilikle ilişkilendiriyor. Neo-paganizm olarak bilinen bu hareketler, pagan inançlarını ve sembollerini etnik üstünlük veya anti-modernist ideolojilerle birleştiriyor. Örneğin, beyaz üstünlükçü gruplar arasında İskandinav mitolojisinin ve Odin'e tapmanın bir direniş sembolü olarak benimsenmesi, radikal bir kimlik oluşturmak için paganizmin kullanılmasına örnek olarak gösterilebilir.
Dünyayı karamsar görmeye başladığımızda, yenildiğimizi hissettiğimizde, öfkemizi yöneltmek ve çıkarmak için kullanışlı bir kötülük icat ederiz. Başımıza gelen her şeyin sorumlusu da işte o kullanışlı kötülüktür. Dünyanın yalnızca şimdi değil, varoluşundan bu yana kötü olduğuna inanan bu düşünce sistematiğine göre dünyayı kurtaracak olanlar kutsanmış, özel topluluklardır. Hayat, Zerdüşt ve Manihaizm dinlerinde olduğu gibi iyilik tanrısını temsil eden Ahura Mazda ve kötülük tanrısını temsil eden Ehrimen arasında ebedi kapışma döngüleriyle devam eder. Kötülüğün adı bazen göçmenler, bazen kadınlar, bazen siyahlar olur. Öfkenin nesnesi değişse bile dünyayı kurtarmak isteyenler hep onu yıkarak, yok ederek temizlemeye girişirler.
Modern aşırı sağ gruplar, özellikle Avrupa ve Amerika'da, paganizmden sembolik ve ideolojik unsurlar alarak kendi kimliklerini inşa etmişlerdir. Neo-Nazi ve beyaz üstünlükçü gruplar arasında, paganizm sıkça bir "gerçek" ve "saf" Avrupa kültürünün sembolü olarak kullanılır. Bu gruplar, Hristiyanlık yerine pagan sembollerini ve ritüellerini benimseyerek, modern toplumdan ayrılmayı ve alternatif bir tarihsel kimlik geliştirmeyi amaçlarlar.
Silaha çağıran küresel bir davul sesi
İster "cihad" biçiminde dini, ister beyaz üstünlüğü ve neo-faşist ideoloji biçiminde ırksal ve kültürel olsun, belirli bir dizi dünya görüşünün yansıması olsun gençleri silaha çağıran küresel bir davul sesi var. İnternetin dijital damarları ve Google ile Facebook algoritmalarının geniş erişimi sayesinde bu sesi duymak kolaylaştı. En son Eskişehir'de 5 kişiyi bıçaklayan Arda K.'nın aziz diye selamladığı Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde 28 yaşındaki Brenton Tarrant, cuma namazı sırasında iki camide elli bir erkek, kadın ve çocuğu katletti. Beyazların üstünlüğünü açıkça savunan Tarrant, saldırılarını bir Facebook hesabı aracılığıyla canlı olarak yayınlamıştı.
Bunun üzerinden altı ay bile geçmeden El Paso, Teksas'ta bir tetikçi yerel bir Walmart'ta 23 kişiyi öldürdü. 21 yaşındaki Patrick Crusius, daha önce kötü şöhretli mesaj panosu 8chan'da göçmen karşıtı bir manifesto yayınlamıştı. Crusius, Tarrant'ın Yeni Zelanda'daki eylemlerinden ilham aldığını iddia etti. Tüm bunlardan aylar sonra ise Eskişehir'de Arda K. adlı 18 yaşında bir genç bunları ilham aldığını söyleyen bir başka eylem gerçekleştirdi. Günümüzün terörizmi giderek küçülen bir dünyada gelişiyor. Biz iç ve dış terörü birbirinden ayırıyorduk. Ancak şimdi Yeni Zelanda'daki bir saldırının Teksas'taki bir saldırıya, onun da Eskişehir'dekine ilham olma olasılığı da aynı; Kaliforniya'daki şiddet Toronto'daki, o da Eskişehir'deki şiddeti tetikleyebilir. Etkileme ve harekete geçme ilhamı söz konusu olduğunda mesafeler neredeyse sıfıra indi.
Terörizm araştırmacıları Leonard Weinberg ve William Eubank, 1970 ve 1984 yılları arasında şiddet içeren eylemler planlamak veya işlemek suçundan tutuklanan 572 İtalyan neo-faşist üzerinde çalıştı. Bunların yüzde 93'ü erkekti; çoğu büyük şehirlerden gelmişti. Tutuklandıklarında üçte birinden fazlası 20 ila 24 yaşlarındaydı ve genel olarak yüzde 70'ten fazlası 29 veya daha gençti. Gençlerimiz şiddet ve terörizm dalgası karşısında daha savunmasızlar. Günümüzde çocuklar giderek daha fazla terör olaylarında yer alıyor; bazen de beklenmedik şekillerde. İnternet, daha önce olanaksız olmasa da ihtimal dışı olan şeyleri kolaylaştırdı.
Peki, bu manevi krizi aşmak için biz ne yapıyoruz? Gençlerimizi yeni paganizmin peçesinden kurtarabilir miyiz? Çok sevdiğim güzel bir atasözü vardır: "Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurutulmaz." Kimse kusura bakmasın, dini cemaatlerin, din eğitiminin mevcut haliyle ülkemizde gençleri paganizmin pençesinden kurtarması zor. Artık yeni şeyler demek lazım.