KARİKATÜRÜMLE “TÜRK HALKI GÜÇLÜ BİR HALKTIR” MESAJINI VERMEK İSTEDİM

Abrar Sabbah 08 Mayıs 2023, Pazartesi

3 Soru 3 Cevap

Sizi Fransız Charlie Hebdo dergisinin Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili alaycı karikatürüne karşı yaptığınız çizimle tanıyoruz. Sizi hangi duygular harekete geçirdi?

6 Şubat'ta Türkiye ve Suriye'de şiddetli yıkıma neden olan depremi öğrenince içime büyük bir hüzün çöktü çünkü Türkiye benim ikinci vatanım. Türkiye'ye duyduğum büyük sevgimden dolayı kendi aileme zarar gelmiş gibi hissettim. Sanki enkaz altında benden bir parça kalmış gibi hissediyordum ama şunu da biliyordum ki Türkiye olarak biz bu gibi durumlarda tek ve büyük bir aileyiz.

Bu duygu durumu içerisinde insanlar acı içerisindeyken Fransa'da yayımlanan Charlie Hedbo'nun depremle ilgili provokatif karikatürünü 7 Şubat'ta gördüm. Bu karikatürü görünce Türkiye'deki milyonlarca insan gibi öfkelendim ve karşı çıkmak istedim. Bu durum zaten derginin ilk kez yaptığı bir şey değildi. Daha önce de aynı metotla aynı şekilde Hz. Peygamberimize yönelik hakaret içerikli bir paylaşım yaptığı o gün hepimizin belki aklına gelmiştir. Ben de bu duruma karşı sesiz kalmadım. Türk halkına karşı bir aidiyet hissettiğim ve Türkiye'yi ikinci vatanım olarak gördüğüm için bu karikatürü çizdim. Ayrıca bu konuda sessiz kalmamamın dini ve insani görevim olduğu hissettim. Çizimime Charlie Hedbo'nun yayınladığı karikatürün aslını alarak başladım. Sonrasında ise oradaki hakaret içeren ahlaksız yazıları silip, kendi söylemek istediklerimi bir görsele dönüştürmek istedim, onları ekleyerek çizimi revize ettim. Karikatürde Fransızca "Türkiye'de deprem. Tank göndermeye bile gerek yok" yazıyordu. Bu cümleleri silerek, Türk halkının gücünü sembolize eden bir çizim eklemeyi düşündüm. O da Türk bayrağını taşıyan bir yumruk oldu. Burada bir mesaj iletmeye çalıştım: Türk halkı güçlü bir halk… Mesela bu deprem sebebiyle çok fazla insan hayatını kaybetti, yaralılar, evsiz kalanlar oldu. Ben de karikatürümle "Türk halkı yeniden ayağa daha güçlü bir şekilde kalkabilen bir halktır, asla pes etmez" mesajını vermek istedim.

Çizdiğiniz karikatür Türkiye'de depremin sembolü haline geldi, binlerce insan sosyal medya hesaplarında paylaştı. Bu karikatürü çizerken bu kadar ilgi göreceğini düşünmüş müydünüz?

Karikatürü paylaşmadan önce bu kadar etkileşim alacağını hiç tahmin etmemiştim. Bu karikatürü çizerken asıl amacım içimdeki öfkeyi dışarı atmaktı. Bu kadar etkileşim alacağını beklemiyordum, sürpriz oldu. Aldığım etkileşimden, herkesin çizimimi paylaşmasından, profil fotoğrafı yapmasından şunu anladım: Bu zor zamanlarda insanların ilgilendiği konular çok önemli. Aslında herkes bir cevap vermek istedi. Belki Türkiye'deki milyonlarca insan böyle bir çizimle ya da yazıyla cevap vermek istemiş olabilir. Aslında çizdiğim karikatür hepimizi temsil etmiş oldu. Zaten amacım da buydu, hepimizin sesi ve cevabı olmasıydı. Sosyal medya üzerinden birçok yorum geldi, izlenme sayısı hiç beklemediğim kadar arttı. Şükür! Demek ki mesaj doğru yere ulaşmış. Sosyal medyadaki paylaşımımın bu kadar ilgi görmesinden sonra yurtdışından gazeteciler bana ulaşmaya çalıştılar. Bunların içerisinde Fransız basınından isimler de vardı ancak Charlie Hedbo'dan bir geri dönüş olmadı. Filistin ile ilgili bir konu olduğunda Türk halkı çok büyük bir ilgi gösteriyor. Biz de "Türk halkının geçirdiği bu zor günlerde Filistin olarak yanlarında olmalıyız, onlara destek olmalıyız" dedik. Bu destek çizim olur, yazı olur, yardım etmek olur, savunma olur, kısacası bizim zor zamanımızda yanımızda olan Türk halkını yalnız bırakmamalıyız düşüncesindeyiz.

Zaman zaman bazı ülkelerde çizilen karikatürlerle Müslümanların değerlerine hakaret ediliyor. Siz buna sanatınızla mı cevap vermeyi tercih ediyorsunuz?

Biz her zaman ahlaksızlıklara, provokatif mesajlara ya da fikir çatışmalarına karşı çıkmalıyız. Charlie Hedbo karikatürünü çizerken "Biz istediğimiz hakarette bulunalım, savaş kurallarını uygulayalım, kimse bize karşı çıkmaz" diye düşünmüş olabilir. Biz de ülkece bu karikatürle birlikte onların yaptığı ahlaksız çizime karşı doğru mesajı içeren çizimin nasıl olacağını onlara göstermiş olduk. Karşı tarafa karşı hepimiz yazıyla, çizimle, videoyla, animasyonla, yani bir fikirle kendimizi temsil ederek savunmaya geçmeliyiz bence. Bu karşı çıkışta sosyal medyanın da önemi yadsınamaz. Ben
sosyal medyayı en doğru şekilde kullanarak fikir savaşına katıldım. Hepimiz aslında bunu yapmalıyız. Bizim en güçlü silahımız kalem olabilir. Onlar bize karşı bir karikatür paylaştı, biz de onlara sanatımızla geri dönüş verdik. Onların anladığı ya da anlayacağı dilden savaşmaya çalıştım. Ancak bu şekilde mesaj doğru bir şekilde iletilirdi. Bizde onlar gibi öfkelenerek, hakaret içeren sözlerle yorum yapsaydık bu kadar etkileyici olmazdı. Sanatımızı doğru yerde ve doğru şekilde kullanarak fikir savaşlarına katılabiliriz. Bundan sonra da yapabildiğim kadarıyla her konu ya da olayın daha açıklayıcı bir şekilde anlaşılması için karikatürlerimi çizmeye devam edeceğim. Birinci karikatürüm sonrası sosyal medya hesaplarımda "kasklı melekler" adlı bir çalışma paylaştım. O çizimde de tozlanıp çatlayan bir kask görüyorsunuz. Kaskı da bir bebek taşıyor. Bu çizimi aslında gece gündüz, soğuk havada enkaz altında hiç durmadan canla başla savaşarak bir can kurtarmak için canlarını siper eden depremin gizli kahramanları olan arama kurtarma ekiplerine ufak da olsa bir teşekkür etmek amacıyla çizdim. Bu çizimimde ise tozlanıp çatlayan kask arama kurtarma ekiplerini bebek ise enkaz altından kurtarılmış olan her bir canı temsil ediyor. Enkaz altından kurtarılan insanlar yeniden hayata gelmiş gibi oldular, arama kurtarma ekiplerini onlara bir umut verdiler. Onların haklarını vermeye çalıştım. Deprem bölgesindeki en zor, en kritik görev onlarınkiydi. Allah hepsinden razı olsun,
ellerine ve ayaklarına sağlık.

Benzer Haberler

Burada hikâyelerini okuduğunuz her bir hanımefendi, kadın ve anne olmayı, bir kadının anne olmaktan ibaret olmadığını, ev, çocuk ve varoluşları arasında nasıl dengekurduklarını anlattı ve anneliğin de kadınlığın da sadece parça ile bütün arasındaki ilişkinin temsil aracı gibi bir şey olduğuna dikkat çekti. Kendilerine yönelttiğim sorulara, sorunlarımızın tespitine değil, çözümüne dair gerçekten de işimize yarayacak sahici cevaplar verdiler. Yaklaşık dört yıldır devam eden Çocuklarla Koşan Kadınlar söyleşi dizisini elbette bir yerde nihayete erdirmem gerekiyordu. Kendilerini bu dünyaya rasgele bırakmayan, kendi varlıklarının hükmünü yürütebilen, dünyaya bir anlam arayışı içinde kök salabilen ve en önemlisi bunu bir sorumluluk olarak duyabilen birbirinden kıymetli otuz dokuz ismi ağırladığım bu köşeye bir son yazmak düşündüğümden daha zor oldu. Çünkü kırkıncı isim öyle bir isim olmalıydı ki, hikâyesi hem bir son hem bir başlangıç olsun. Haftalarca düşündüm ve oldukça sıradan bir kadının aslında sıradan olmayan hikâyesi ile bu diziyi nihayete erdirmeye karar verdim. Çünkü bu Çocuklarla Koşan Kadınlar üst başlığı altında belki de asıl dikkat çekmeye çalıştığım şeyin özü olacaktı. Bu topraklarda sıradan görünen ama aslında sıradan bir hikâyesi olmayan belki de milyonlarca kadın yaşadı, yaşıyor. Şimdi sizlere emeğinin görünür olup olmamasıyla ilgilenmeden; her ne koşulda olursa olsun daima üreten, mücadele eden, iyi bir insan olmayı tek bir çerçeve içine girmeden başarabilen, ömrünü 7 çocukla koşarak yaşayan ve belki de hayatı boyunca didindiği her şeyde sadece Allah’ın rızasını gözeten bir kadından, iki yıl evvel kaybettiğim annemden bahsedeceğim…

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.