Kuleli’nin geçmişi ve geleceği
1828: İkinci Mahmut tarafından 'Kule Bahçesi' ve 'Bostancıbaşı odaları' olarak da bilinen bölgeye Süvari Kışlası olarak kullanılmak üzere inşa edildi.
1844: Çıkan bir yangın sonucu harap oldu. Sultan Abdülmecit tarafından yeniden inşa edilen binanın iki yanına kuleler eklendiği için Kuleli Kışlası olarak anılmaya başlandı.
1854: 1856'da sona eren Kırım Harbi'nde o dönem Osmanlı müttefiki olan İngiliz ve Fransız askerleri tarafından kışla ve hastane olarak kullanıldı. İngilizlerin savaş sonrası kışlayı terk ederken çıkarmış olduğu kasıtlı yangın sonucu bina ciddi hasar gördü.
1863: Yangın sonucu ciddi zarar gören bina Sultan Abdülaziz tarafından yeniden yaptırıldı. Binanın günümüze kadar uzanan mimarisi bu dönemde yapıldı.
1877-1878: Tarihe 93 Harbi olarak geçen Osmanlı- Rus Savaşı esnasında hastane olarak kullanıldı.
1912-1913: Balkan Savaşları'nın yaşandığı bu tarihlerde yine hastane olarak kullanıldı.
1920: Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Mondros Antlaşması şartları uyarınca İngilizlerin baskısı sonucu Ermeni yetim ve göçmenlere tahsis edildi.
1924: Tevhid-i Tedrisat Kanunu uyarınca sivil lise olmasına karar verildi.
1925: Alınan karar sonrası yeniden askeri lise olması kararlaştırılarak bugünkü adını aldı.
1947: İkinci Dünya Savaşı boyunca askeri hastane ve Boğaz Nakliyat Komutanlığı olarak kullanılan bina, savaşın sona ermesinden sonra yeniden askeri lise olarak kullanılmaya başlandı.
31 Temmuz 2016: Askeri darbe girişiminde darbecilerin üs noktalarından biri olması nedeniyle OHAL kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararname ile diğer askeri liselerle birlikte kapatıldı.
Binaya müdahale çok radikal olmamalı
Mehmet Öğün (Mimar): Bu kadar eski bir eğitim kurumunun binasının tekrar eğitime yönelik fonksiyon ifa etmesi daha mantıklı geliyor bana. Kuleli Askeri Lisesi olarak değil, Kuleli Lisesi olarak devam ettirilebilir. Ama bir lise için fiziki olarak oldukça geniş mekân imkânına sahip bir yapı olduğu için çoklu kullanıma da müsait. Kültürel faaliyetlerin yer aldığı bölümlerin yanında sivil bir lise faaliyeti sürdürülebilir. Çok radikal bir çizgi çizip de burayı müze yapalım, burayı otel yapalım demek çok doğru değil. Kuleli Kültür Sanat Eğitim Kompleksi gibi bir şey olması, onun içinde de tabii ki 15 Temmuz'u anımsatan lokal birtakım düzenlemelerin yapılması, binaya yapılacak olan müdahalenin çok radikal değişiklikler gerektirmemesi lazım.
Şehir insanına açık bir Külliye olabilir
Emine Öğün (Mimar): Mevcut yapı okul olmak için inşa edildiğinden bu hüviyetini korumak gerektiğini düşünüyorum. Fakat 15 Temmuz itibariyle çok ciddi bir mesele yaşandı. Bu tarihi olayı ve bina tarihini anlatan bir bölüm de olmalıdır içinde. Bina çok büyük olduğu için sadece bir lise olarak değil, halkın da içine girebildiği, daha şeffaflaşmış bir külliye şeklinde kullanılabilir. Çocuklar bir taraftan eğitim alırlarken halkın kullanabileceği kütüphane, sergi ve konferans salonları ile tam anlamıyla sivilleşmiş bir kompleks haline getirilebilir. Arazideki koruluğun da şehir insanlarının kullanımına açılmasıyla burası İstanbul halkına hizmet veren bütünlüklü bir eğitim alanı olabilir.