İbrahim Altay: İBRAHİM EFENDİ’NİN ASTRAL SEYAHATLERİ

İBRAHİM EFENDİ’NİN ASTRAL SEYAHATLERİ
Giriş Tarihi: 3.1.2024 15:20 Son Güncelleme: 3.1.2024 15:21

Yaktın beni Leyla

İbrahim Efendi'nin ilk bakışta birbiriyle çeliştiği düşünülebilecek iki hususiyeti vardı. Bunlardan ilki hatalarını katiyen tekrarlamamak yönündeki temayülü idi. İkincisi bir yola yanlışlıkla girse dahi o yolu sonuna kadar yürümek gerektiğine inanmasıydı.

İbrahim Efendi mağaradaki taştan yatağında uyurken çok tuhaf bir rüya gördü. Rüyasında apartman dairesinde yaşayan orta düzey bir memur olmuştu.

Bir sabah her günkü saatinde uyanıp işe gitmeye hazırlanırken buldu kendini. Takım elbisesini giydi, kravatını taktı, göbeği çıkmıştı; onu hafifçe içeri çekip boy aynasında kendisine baktı, ayakkabılarını giyip evden çıktı. Asansörde kapı komşusu ile karşılaştı ve selamlaştı. Soluğu otobüs durağında aldı.

Otobüs her günkü saatinde gelip kapılarını açtı. Kapılar açılınca durakta bulunan iyi giyimli, medeni insanlar birden yontma taş devrine döndüler. Birbirlerini itip kakarak otobüse doluştular. İbrahim Efendi de onlara katıldı, iri cüssesiyle diğerlerini saf dışı bırakarak kendisine oturacak bir
yer buldu. Son durağa geldiğinde inerek dairesine doğru yürümeye başladı.

Meslek erbabı

İbrahim Efendi'nin ilk bakışta birbiriyle çeliştiği düşünülebilecek iki hususiyeti vardı. Bunlardan ilki hatalarını katiyen tekrarlamamak yönündeki temayülü idi. İkincisi bir yola yanlışlıkla girse dahi o yolu sonuna kadar yürümek gerektiğine inanmasıydı.


İbrahim Efendi otobüsten inince şiddetli bir yağmura yakalandı. Üstü ve başı sırılsıklam oldu. Ayakkabıları çamur rengini aldı. Kendisini kaloriferin yanına atıp masa telefonundan binanın girişindeki ayakkabıcıyı aradı. Ayakkabıcı mesleğiyle gurur duyan bir insandı. Ayakkabısını boyadığı herkese aynı hikayeyi anlatırdı: "Babam bana öyle bir meslek seç ki herkes önüne geldiğinde ayakkabılarını çıkarmak zorunda kalsın, dedi."

İbrahim Efendi ayakkabılarını çıkardı. Ayakkabıcının önüne fırlattı. Ayakkabıcı kısa bir tahkikat yaptıktan sonra üzgün bir ifadeyle "Bu ayakkabılar sizi
bırakmış beyim" dedi. Hatta bunu ispatlamak için elindeki tokmağı hızlıca iterek ayakkabıyı parçaladı.

İbrahim Efendi evrak dolabının en alt rafında sakladığı terliklerini giyerken odaya çaycı girdi. Elindeki tepsiyi sallayarak İbrahim Efendi'ye yaklaşırken talihsiz bir hadise cereyan etti. Ayakları yerdeki yırtık ayakkabılara takılan çaycı yere kapaklanmamak için tepsiyi İbrahim Efendi'nin kafasına geçirdi. İbrahim Efendi'nin alnı baştanbaşa yarıldı. Daha dün kuru temizlemeciden aldığı takım elbisesi de boydan boya ıslandı.

Fevkalade haller hastanesi

Çay sıcaktı fakat İbrahim Efendi tuhaf bir şekilde üşümeye başladı. Isınmak için koşmaya başladı. Kendisini en yakındaki devlet hastanesine attı. Acil
servise dalarak en yakındaki sedyenin üzerine boylu boyunca uzandı. Yakınlarda birinin "Adama bir şeyler" oluyor dediğini duydu. Sonra sedyenin
üzerinde hastanenin çeşitli odalarını dolaşmaya başladı. Kendisini, birkaç test yaptıktan sonra, apar topar ameliyata aldılar. Verilen narkozun etkisiyle bayılarak uykuya daldı.

Uyandığında yine mağaradaydı ve gözlerini açmasıyla başının hemen yanında duran beyaz gelinciği fark etmesi bir oldu. Gelinciğin gözleri Leyla'nın
gözlerini andırıyordu… Korkuyla yerinden sıçradı. Koşarak gözden kaybolan hayvancağızın ardından mağaradan çıktı. Bir de ne görsün, yağmur yağıyordu.

Leyla, İbrahim Efendiyi bu en yalnız olduğu yerde de bulmuştu. İbrahim Efendi kıyafetlerini çıkarıp yağmur dindiğinde giymek üzere bir çuvala koydu ve yürümeye başladı. Efendi önde beyaz gelincik arkada Leyla'nın bulunduğu şehre kadar vardılar. Bu sırada yağmur dinmediği için İbrahim Efendi kıyafetlerini giymeye fırsat bulamamıştı. İyice ıslanmış ve üşümüştü. Çevredeki insanların şaşkın bakışlarına aldırmadan yürümeye devam ederken en derinlerinden gelen bir titremeyle sarsıldı. Çünkü rüyasında kendisini ameliyata aldıkları binanın önündeydi. Gayri ihtiyari hastaneye doğru
yürürken işler iyice içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştı.

BİZE ULAŞIN