Tepe lambası: Makbule Kosif
Ne var ne yok?
Güzellik var işte. Çalışıyoruz her zamanki gibi. Bir de zihnimle enerji üretmeye çalışıyorum. Kısmen başarılı olduğumu söyleyebilirim.
Halk otobüsüne en son ne zaman bindiniz?
İki gün önceydi. Hava çok sıcaktı, durakta açık olan kapılardan kliması çalışanı gözüme kestirip 3-5 durak öteden geçmesine aldırmadan bindim çünkü taksilerin; "Abla klimanın gazı bitmiş. Valla abla çalışmıyor, patron yaptırmıyor" laflarından bıktım.
Telefonunuzu ne zaman değiştirirsiniz?
Taksitleri bitince genelde.
Dilinize pelesenk olan bir şarkı?
Ne Fark Eder - Yüz Yüzeyken Konuşuruz.
En sevdiğiniz marş?
Yok.
Bitiremediğiniz bir kitap, yarıda kalmış bir film?
Psikiyatri ve Sinema, Glen O. Gabbard- Krin Gabbard. Yarıda film bırakmam, her filmi mutlaka sonuna kadar izlerim.
Atasözü mü aforizma mı?
Aforizma çünkü aforizma çağının içindeyiz. Uzun okumalar için zamanı yok kimsenin. Ergonomik de değil. Sosyal medyada yayabileceğiniz ölçülerde üç beş cümle sizin dizinizi, kitabınızı hatta fikrinizi daha popüler hale getirebilir anlayışı hâkim.
Ne toplarsınız, ne biriktirirsiniz?
Kar küresi toplardım eskiden. Şehir küreleri ama. Bu yüzden arkadaşlarımdan istediğim yegâne hediyeydi. Şimdi onu da bıraktım.
Senarist olmasaydınız ne olmak isterdiniz?
Bilmem. İkinci bir "ne olurum" seçeneğim hiç olmadı. Belki film müzikleri yapan bir müzisyen olmak isteyebilirdim.
Canımdan geçerim ondan vazgeçmem dediğiniz şey?
Klasik bir cevap olacak belki ama elbette ailem.
Mıh gibi aklınızda olan bir an, bir görüntü?
Çocukluğumda gölgesine sığındığım ağaç ve yapraklarının sesi.
Keşke olmasaydı dediğiniz bir şey var mı?
İlk aklıma gelen şeytandı ama sonra düşündüm ki o olmasaydı iyileri asla tam anlayamaz değerini bilemezdik.
Seçme şansınız olsaydı kendinize hangi ismi verirsiniz?
Ela. Dizilerimde uğuruna inandığım bir isim çünkü.
"Hayatta olsalardı da muhabbetin belini kırsaydık" dediğiniz üç kişi?
Başlangıca giderdim "Âdem ve Havva" derdim. Üçüncüsü çok özel yaratılmış bir insan ama onu buraya yazmak istemiyorum.
Kalem mi klavye mi?
Yaratırken kalem ama yazmak için klavye çünkü bizim işte hız önemli. Haftada 120 dakika dizi yazıyoruz.
Hayatınızı kolaylaştıran ya da zorlaştıran takıntılarınız neler?
Temizlik takıntımı eziyet edici buluyorum. Özellikle etrafım adına. Bir zamanlar dizilerimin izleyicilerine cevap vermekle ilgili bir takıntım vardı sonra bunun çok da parlak bir fikir olmadığını kavradım. Beş kere sosyal medya hesaplarımı kapatmak zorunda kaldım.
En son ne zaman yalan söylediniz?
Hatırlamıyorum... Sahiden. Belki de söylemedim. Bilemedim bakın. Allah Allah!.
Kimdir?
Rize doğumlu. A.Ü. İletişim Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölümü mezunu. 1997 yılından beri televizyon sektöründe olan Kosif, senaristlik yapıyor.