Meryem İlayda Atlas: Mart Editör yazısı

Mart Editör yazısı
Giriş Tarihi: 3.3.2015 12:29 Son Güncelleme: 3.3.2015 12:36
Meryem İlayda Atlas SAYI:11Mart 2015
“Değince bir taşa kafa tasları, Ölüler ki yalnız tırnakları var, Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...” -Hiç içimden gelmiyor bugün bunları söylemek. Söyleyeni duymak, yazılanı okumak… Kızmak ama susmak istiyorum.

-Şunu sormak isterim, her Lacivert daha az mı neşeli oluyor? Dünya her gün biraz daha neşesini kaybederek boşluğa mı düşüyor?

-Bu satırlar, bu sözler, ben onları yazmadan beni bekler. Yok yere bekler, tartışmasız bekler…

-Şu meseleyi beklemeden çözmediler, bu meseleyi ise şu şekilde çözmeye karar verdiler, beklettiler.

-Cinayet zannettiler, bir gün ceza verdiler, sinsice gönderdiler.

-Bunu da mı biz yaptık, bu da mı bizim başımıza geldi, mahcubiyet…

-Kimliğine bakalım, ölülük denen şeyler, kişiden kişiye değişiklik arz eder.

-Her iki durumda da hemen haber yapalım. Ben sonuca bakarım.

-Zevkler ve ölüler tartışılmaz, diyelim.

-Faturayı modern hayata kesince, güzel günler dileyelim.

-Bir çözüm: Annelerimiz sabrederdi, sivri uçlara, sınırlara…

-İşte bunlar, iyi niyet ve çalışkanlık isteyen tarihsel gerekçeler…

-Kişisel nutkumda; kadınlar, kendilerine çekidüzen versinler,

-Aralarından öldürülenler bir durup kendi hatalarını görsünler,

-Hatasını görmeyenler, durup ölümü beklesinler…

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş

Bir neşe şarkısı tutturur gider

Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş

Kurşunlar sıkılır göklere doğru

Serçe yavruları havada titrer

Lambalar yanıyor hafif ve sarı...

*Şiir: Sezai Karakoç, Ölüm ve Çerçeveler
BİZE ULAŞIN