-Bu ayki Lacivert'in konusu nedir?
-Amerika…
-Amerika'nın nesi peki? Tarihi mi, kültürü mü, sineması
mı?
-Hepsi…
-Nasıl sığdıracaksınız kocaman Amerika'yı bir sayıya?
-Amerika gibi yapacağız, basite indirgeyip, hap gibi vereceğiz.
-Lacivert böyle şeyler yapmaz ya…
-Şaka yaptım, elbette yapmaz… Hem Amerika'yı bulvarından,
binasından, süper kahramanından hepimiz tanıyoruz, hapını ne yapalım?
-New York'ta güzel sergiler, son çıkan filmler, Barnes&Nobles'ta çok satanlar?
-Yok, biz hep eski filmlerden, tedavülden kalkmış çizgi romanlardan, eski zamanlardan, 'morgıçtan' filan bahsettik.
-Peki, Amerika'ya gidince nereyi gezip göreceğiz?
-O da yok, gezi yazısında gezilecek yerleri yazmayı unutmuşuz.
-E, Amerika sayısı ama Amerika'nın nesi peki?
-Batman, Süpermen, Hulk… 'Frankeştayn sendromu' diye bir şey okudum bu sayıda, çok ilgimi çekti…
-Bence Amerika'nın Suriye için gösterdiği duyarsızlığı
ele almalıydınız.
-Düşünüyorum şimdi, ele aldık mı, almadık mı? Mısır'da darbeye darbe demedi diye yazdık, onu biliyorum ama Suriye'de iç savaşa iç savaş demiş miydi acaba?
-Ekonomik krize ekonomik kriz denmişti ama onu ben hatırlıyorum.
-Çok şey oldu, aklım karıştı, Amerika neden Suriye'ye demokrasi götürmüyor? 2015'de hangi 'demokrasizlikler' görmezden gelinecek listesi yayınladık
mı acaba?
-Amerika bize demokrasi getirsin, biz Amerika'ya adalet götürelim, yazık, protesto etmesinler…
-Şöyle oluyor, sen dışardan bir şey götüremiyorsun, gümrükten almıyorlar zaten, kâğıt imzalayıp söz veriyorsun, turşu bidonu ile gelmedim vallahi diye… İhtiyaç hâsıl olduğunda içerden bir kahraman ayarlanıyor.
O, adalet filan ne eksikse tesis ediyor. İşte, biz hep bunları yazdık: Amerika, Amerika sanılmasın salt Central Park'ta 10 dolara binip faytona gezende…
Lacivert'i kendi yasam kulturunuze dahil etmeniz temennisi ile...