Dijital çağda insanlar her türlü ihtiyacını internetten karşılar oldu. Şimdilerde kişilerin hastalık belirtilerini internetten aramaları ve aradıkça kaygılarının artması söz konusu. Özellikle Google platformunda hastalık arama hastalığı dediğimiz Siberkondri hastalığı çok yaygınlaştı. Kişi kendinde bulduğu belirtileri Google'a yazarak arama yapıyor ve aradıkça kaygısı artıyor. Bu Siberkondri diye adlandırdığımız psikolojik bir rahatsızlıktır.
Yanlış sağlık aramalarının pek çok önemli sonuçları olacaktır tabii. Kişi doktora gitmek yerine kendisine teşhis koyabilir, okuduğu tavsiye ile doktora danışmadan ilaç satın alabilir, test yaptırmaya karar verebilir ve hatta doktoru da ikna etmeye çalışabilir. Son derece sakıncalı durumlara yol açabilecek çağın sorunlarından birisidir Siberkondri.
Olağanüstü literatür bilgisi ve kendi kendine konulmuş birçok yanlış teşhis, kulaktan kulağa yayılıyor, tıpkı virüs gibi çoğalıyor. Dijital mecralarda paylaşılıyorsa hele, doğru olmayan bilgiyle mücadeleyi anlatan dezenformasyon, misenformasyon ve daha birçok kavram bombardımanı ile baş
etmek için taburlar yolda. Yüksek düzeyde strese de sebep olan Siberkondri vakaları var. Böyle olunca, yakın çevreyle sürekli sağlık sorunlarının ve hastalıkların dile getirilmesi söz konusu. Bu durum, etrafa bıkkınlık vereceği için ilişkiler olumsuz etkileniyor ve aile çevresi, iş ortamı ve sosyal çevre
bu olumsuzluklardan nasibini alıyor. Bu nedenle, hem ilişkilerde hem ekonomik alanda sorunlara yol açabilecek çok boyutlu bir rahatsızlıkla karşı karşıyayız.
Z kuşağı doktor yerine internete başvuruyor
Özellikle sosyal medyayı yoğun kullanan gençlerde Siberkondri düzeyi çok daha yüksek seviyelerde seyrediyor. Sosyal medya, her alanda olduğu gibi sağlık aramalarında da başvuru kaynağı. Teknolojiyle daha erken tanışan nesil bugün merak ettiği her şeyi sosyal medyada ve Google gibi
arama motorlarında araştırıyor. 18-75 yaş arasındaki 1196 kişiyle yürüttüğümüz Siberkondri araştırmasında 20 yaşın altındaki Z kuşağının doktor yerine internete başvurduğu sonucuna ulaştık. Yaş arttıkça Siberkondri düzeyinin azaldığını gördük. Araştırma sonuçları, teknoloji ve sosyal medya kullanımı yoğun olan kişilerde ve özellikle gençlerde kendi kendine teşhis koyma çabalarının yoğun olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre, doktora gitmeyi en çok tercih edenler 55 yaşın üzerindeki kişiler ve daha çok Sağlık Merkezindeki aile hekimlerine başvuruyorlar.
Dijital ortamda sağlık bilgisi aramanın pek çok sakıncası var. İnternette pek çok hekimin farklı sağlık bilgisi sunması kafa karışıklığına yol açabiliyor. Sağlık bilgilerini sorgulama, farklı kaynaklardan teyit etme ve doğrusunu seçebilme gibi "dijital sağlık okuryazarlığı" olarak adlandırdığımız birtakım
becerilerimizi geliştirmemiz gerektiği gündeme geliyor. Eğer doğru bilgiyi bulabilme becerimiz olmadan internetteki sağlık bilgilerini hayata geçirirsek dönüşü olmayan zararlar kapımızda demektir.
Son dönemde, internet ortamından sağlanan tedavi yöntemlerine ve sağlık tavsiyelerine körü körüne güvenen insanların sayısında büyük artış yaşanıyor. İnternetten edinilen hastalık bilgilerine göre, düzenli olarak uzmana gidip kendi kendine ilaç tedavisi ve tıbbi testler yapılmasını talep eden insanlar giderek çoğalıyor. Bir doktora/uzmana gidebilmek için hazırlanmak, yola çıkmak, bir maliyet ayırmak gibi parametreleri bertaraf eden internetten sağlık aramalarının bir sonraki zaman diliminde yaratacağı maddi ve manevi maliyetin yükünün daha fazla olacağı hesaba katılmıyor.
Siberkondri ile birlikte karşı karşıya kaldığımız diğer başka dijital hastalıklara maruziyet de artıyor; Blogifşacılığı, Cheesepodding, CrackBerry,
Ego Sörfü, Enfornografi, Facebook Depresyonu, Fare- Klavye Hastalığı, FOBO, FOMO, Google Takibi, Hikikomori Fenomeni, İnternet Siniri, JOMO, Myspace Taklitçiliği, Netlessfobi, Nintendinitis, Nomofobi, Photolurking, RSI, Selfitis, Stalklama, Wikipedializm, Youtube Narsizmi ve Öğrenilmiş Otizm ve dahaları…
Peki Siberkondrik olup olmadığımızı nasıl değerlendirebiliriz? Siberkondri ölçekleri ile seviyemizi tespit edebilmemiz mümkün. Siberkondrik kişilerin özellikleri şu şekildedir:
• Doktora gitmeyi ihmal etme,
• İnternetten edinilen bilgi ile kendine teşhis koyma,
• Tavsiye ile ilaç satın alma/kullanma,
• Başkalarına teşhis koyma/ilaç tavsiye etme,
• Doktora ihtiyacı yok sayma, "ne gerek var" diyebilme,
• İnternette sürekli hastalık arama eğilimi.
Yukarıdaki özellikler mevcut ise Siberkondri ölçeği uygulamanız tavsiye edilebilir.
Siberkondri ile mücadelede dijital sağlık okuryazarlığı
Dijital sağlık okuryazarlığını Dünya Sağlık Örgütü (WHO), "elektronik kaynaklardan sağlık bilgilerini arama, bulma, anlama ve değerlendirme ve elde edilen bilgileri bir sağlık problemini ele almak veya çözmek için uygulama yeteneği" olarak tanımlıyor. Bir kişinin çevrimiçi sağlık bilgilerini arama, seçme, değerlendirme ve uygulama veya dijital sağlık uygulamalarını uygun şekilde kullanma becerisidir de diyebiliriz. Dijital sağlık okuryazarı olan
bireyler, bir sağlık problemini çözmek için elektronik kaynaklardan bilgi alıp kullanabilen, kişisel sağlık ve bakım sorunlarını daha iyi yönetebilen kişilerdir.
Eğitim ve öğretim yoluyla dijital sağlık okuryazarlığı becerisinin artırılması, özellikle yaşlı kullanıcılar, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı koşullarda yaşayanlar ve genel olarak daha düşük dijital okuryazarlık seviyelerine sahip olanlar için önemli.
Dijital çağda, internetteki sağlık bilgilerinden yararlanmak da elbette mümkün. Bu noktada sağlık bilgisi aramalarında, doğru kaynak olarak resmi kurum/kuruluşların hesaplarını takip ederek, birkaç uzman bilgisine danışma ve internetten edinilen bilgiyi doktor yerine koymamak tavsiye edilebilir.
Dijital sağlık okuryazarlığı becerileri şunlar:
• Sağlıkla ilgili bilgiyi arama, bulma, anlama, değerlendirme,
• Elde edilen bilgiyi ne şekilde kullanabileceğine karar verme,
• Farklı kaynaklardan bilgiyi doğrulama/ teyit etme,
• Dijital sağlık teknolojilerini kullanabilme,
• Web sitesinden randevu alabilme, sonuç öğrenebilme,
• Sosyal medyada resmi kurum/ kuruluşların hesaplarını takip etme,
• Sosyal medyada doğru bilgiyi resmi kaynaklardan teyit etme.
Sağlıkla ilgili arama yapmadan önce kendinizi kontrol listeniz:
• Sağlıkla ilgili herhangi bir şeyi Google'da aramadan önce, ruh halinizi değerlendirin. Kafanızdan geçen düşünceleri yazın. Düşünceleriniz paniğe kapılmışsa ve felaketse, bilgisayardan birkaç dakika uzaklaşın ve yeniden değerlendirin.
• Aramayı yapmak için kendi motivasyonunuzu anlayın. "Güvence verme", "endişe" gibi kelimeler veya oldukça duygusal bir durumla ilgili diğer
terimler ortaya çıkarsa, bir arama başlatmadan önce kendinize birkaç dakika verin.
• Aramanızı ifade edebileceğiniz birkaç farklı yol yazın. Arama kutusuna ne koyduğunuz, neyin geri geleceğini belirler. Çoğu insanın fark etmediği şey, kutuya koyduklarının genellikle nasıl hissettiklerini ve zaten düşündüklerini yansıtmasıdır.
• Kendinize bir zaman sınırı verin. Daha fazla bilgiye ihtiyacınız olursa daha sonra her zaman geri dönebilirsiniz, ancak bunun için harcanan zamanı ayırmak, farkında olmadan yüksek bir endişe duymanızı sağlayabilir.
• Her zaman çevrimiçi sağlık bilgisi aramalarının sınırlarını anlayın. Bu genel sağlığınıza dikkat etmenin yalnızca bir yöntemidir. Güvenilir sağlık uzmanları, tanıdıklar ve aile üyeleri dahil, sizin için yararlı olabilecek diğer bilgi kaynaklarını aramaya her zaman devam etmelisiniz.
Örnek olay:
"İlk defa 2020 yılında Hindistan'da psikiyatri kliniğine son bir yıldır boğazında karıncalanma ve spazm benzeri his ve ağız veya boğaz kanserine
yakalanma korkusu şikayetleri ile başvuran 34 yaşındaki erke bir hasta üzerinde siberkondriye yönelik inceleme yapılmıştır. Hasta, bu şikâyeti ile ilgili ülke çapında yaklaşık 26 kulak burun boğaz (KBB) cerrahına ve 6 psikiyatriste danışmış, boynun çoklu Ultrason Sonografisi (USG) ile farinksin bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) ile görüntülemesi yapılmış, 6-7 endoskopi çekimi ve geçen yıldan beri birkaç farklı psikiyatrik ve psikiyatri olmayan tedavi görmüştür. Hasta yapılan tedavileri hiçbir zaman yeterli bulmamış ve sürekli yeni bir tedavi denemesine girişmiştir. Hastaya daha sonra bir KBB uzmanı tarafından Globus Hystericus teşhisi (Histerik kişilerde görülen boğazda takılma hissi) konulmuş, bunun
üzerinde daha fazla ayrıntı almak için internette arama yapmaya başlamıştır.
Yaptığı aramalarda kanser ile ilgili daha fazla kaynak okumaya başlamış ve boğaz kanseri için internette bahsedilen semptomların durumuna uygun olduğunu hissettiği için korktuğunu belirtmiştir. Hasta korkmasına rağmen, kanserle ilgili makale hakkında bilinmeyen bir sebep olmadan kendisini daha fazla okumak zorunda hissetmiş ve aşırı araştırmalar sonucunda "Kanser Fobisi" geliştiğini belirtmiştir. Eskiden kanserle ilgili araştırmalar ve bilgi için gerçek olmayan kaynaklara ve web sitelerine atıfta bulunan raporlar için günde minimum 8-9 saat harcadığı bilinmektedir. Çevrimiçi ortamda yaptığı kendi kendine teşhise sıkıca inanmış ve doktorların durumunu doğru bir şekilde ölçemediklerini iddia ettiğini bildirmiştir.
Hasta ilk kez psikiyatrik tıptan biraz fayda gördüğünde, sorununun da psikojenik bir temeli olabileceğini ve araştırmasının odağının tanılardan tedaviyle ilgili bilgilere kaydığını belirtmiştir. Bunun sonucunda hastaya, tedaviye ilişkin düşüncelerini etkileyen sağlıkla ilgili aşırı çevrimiçi araştırmaları göz önüne alınarak Siberkondri ciddiyet ölçeği (SCÖ-33) uygulanmıştır. Sonuç olarak hasta, çevrimiçi araştırmayla ilgili aşırılık, sıkıntı ve güvence alanlarında yüksek puanlar aldığı ve Siberkondrik olabileceği belirtilmiştir. Sağlık kaygısı, benlik saygısı, obsesif-kompulsif belirtiler ve belirsizliğe tahammülsüzlük Siberkondri ile ilişkili bulunmuştur."