TEKNO-EZOTERİZM

Enis Doko 31 Aralık 2024, Salı

Meşhur bilim kurgu yazarı Arthur C. Clarke, "yeterince gelişmiş herhangi bir teknolojinin büyüden ayırt edilemeyeceğini" ifade eder. Bu fikir, mevcut anlayışımızın çok ötesinde olan teknolojinin, karmaşıklığı ve yetenekleri nedeniyle bize büyülü görünebileceğini öne sürer. Clarke'ın gözleminin büyüleyici bir karşılığı vardır: yeterince gelişmiş herhangi bir büyü biçiminin benzer şekilde teknolojiden ayırt edilemez olabileceği fikri. Bu, büyünün yüksek bir karmaşıklık seviyesine ulaşması durumunda, mevcut teknolojimiz kadar sistematik ve günlük hayata entegre görünebileceği anlamına gelir. Bu yazıda bu fikrin -ona inanalım ya da inanmayalım- olası sonuçları üstüne kafa yormaya çalışacağız.

Bu ifadenin sonuçlarına geçmeden önce, bu tartışmada ele alacağımız birkaç terimi tanımlamak faydalı olacaktır. Ezoterizm, yalnızca özel bilgi veya içgörüye sahip seçkin bir azınlık tarafından anlaşılan veya anlaşılması amaçlanan gizli bilgiye olan inancı ve bu bilginin kullanılmasını ifade eder. Ezoterizm genellikle karmaşık sembolizm sistemlerini, ritüelleri ve ruhani içgörü veya aydınlanmaya ulaşmayı amaçlayan varoluşun gizli veya daha derin yönlerinin araştırılmasını içerir. Bu, öğretilerin tipik olarak bir üstat takipçisine bilginin gizli veya özel doğasını koruyacak şekilde aktarıldığı çeşitli mistik, ruhani veya okült disiplinleri içerir.

Peki okültizm nedir? Okültizm, evrenin gizemli ve gizli yönleriyle ilgilenen inanç, gizli sanat ve fenomenlerin incelenmesini içerir. Çoğu ezoterik grup birtakım okül öğelere sahiptir. Okültizm, simya, kehanet, mistisizm ve ruhanilik gibi çok çeşitli ezoterik teori ve uygulamaları içerir. Genellikle
insan ruhunun iç işleyişini ve evrenin geleneksel bilgi edinme yöntemleri kullanılarak kolayca gözlemlenemeyen veya anlaşılamayan daha derin gerçeklerini anlamaya çalışır. "Okült" terimi Latince 'gizli' veya 'sır' anlamına gelen 'occultus' kelimesinden gelir ve ortalama/avam bir insandan
gizlenen bilgiye odaklanmayı yansıtır. Okültizm bağlamında büyü, doğaüstü etkiler üretmek veya doğal dünyadaki olayları kontrol etmek için tılsım, büyü veya ritüelleri kullanma sanatı veya uygulamasıdır. Büyü insanlık kadar eskidir ve çağımızda hâlâ etkisini sürdürmektedir. Şimdi konumuza dönebiliriz.

Teknoloji gibi görünen büyüler
Büyü ve ezoterizm genellikle bilim ve teknolojinin karşısına konumlandırılır. Ama tarihte aralarında popüler kültürde sanıldığından çok daha yakın ilişki oldu. Astroloji ile astronominin, simya ile kimyanın, numeroloji ile matematiğin, jeomansi ile jeolojinin tarih boyunca sıkı dirsek teması oldu, hatta bazen aralarındaki sınır tanınmaz hale dahi geldi. Bilimler akademik disiplin haline gelmeleri ile ezoterik karışıkları ile olan bağlarını tamamen
kopardılar. Ancak ilginç bir şekilde teknolojik ilerlemelerin bazı okül hedeflerle örtüşen sonuçlar sunma potansiyeline sahip olduğunu düşünenler bulunuyor. Bir başka deyişle; Clarke'ın deyiminin tersi ile düşünürsek bize teknoloji gibi görünen büyüler olduğunu düşünenler mevcut.


İşte böyle düşünenlerin etkisiyle günümüzün dijital çağında "tekno-okültizm" olarak bilinen bir kavram ortaya çıktı. Bu terim, teknolojiyi mistisizm ve ezoterik uygulamalar gibi geleneksel olarak okült ile ilişkilendirilen unsurlarla harmanlanıyor. Teknookültizm, sonuçları tahmin etmek veya önermek için algoritmalar kullanan dijital kahinleri, büyü yapma işlevlerini yerine getiren yazılımları ve Randonautica gibi akıllı telefon uygulamalarını içeriyor.

Randonautica, rastgele oluşturulan koordinatları ve kullanıcının niyetlerini kullanarak gerçek dünya deneyimlerini etkilediğini, onları bilinmeyen yerlere yönlendirdiğini, olağandışı veya tekinsiz olanla karşılaşmayı vaat ettiğini ve böylece sıradan gerçeklik algılarına meydan okuduğunu iddia
ediyor. Uygulamayı kullanırken tesadüfen bir ceset bulan iki gencin durumu bildirmesiyle Randonautica ciddi bir ilgi çekti.

Tekno-okültizmin en ilginç örneklerinden birini ülkemizde bulmak mümkün. Yerli üretim Faladdin uygulaması, eski falcılık uygulamalarını modern
teknolojiyle harmanlayan teknookültizmin en iyi örneklerinden biri. Girişimciler Sertaç Taşdelen ve Kaya Diker tarafından geliştirilen uygulama, kahve
falı, tarot, astroloji ve daha birçok alanda kişiselleştirilmiş fal deneyimleri sunmak için yapay zekâyı kullanıyor. Şirketin iddiasına göre yapay zekâ
kullanımında benzersiz olan Faladdin, büyük miktarda veriyi işleyerek gerçekçi tahminler sunuyor, günde neredeyse bir milyon kullanımla büyük
bir popülerlik kazanıyor ve hizmetlerini İngilizce ve Arapça olarak da genişletiyor. Kültürel gelenek ve teknolojik yeniliğin bu karışımı, dijital araçların
geleneksel ezoterik uygulamaları nasıl yeniden yorumlayıp erişim alanını genişletebileceğini gösteriyor.

Yaşayan bilgisayar programları
Ama teknoloji ile okültizmin tek kesişimi okült pratikleri dijital dünyaya taşıma noktasında değil. Mesela yapay zekâ çalışmaları ezoterizmin bazı iddialarını gerçekleştirme potansiyeli vadediyor. Tekno-okültist vizyonda yapay zekâ, sadece robot teknolojisinin ötesine geçerek yeni
yaşam biçimlerinin yaratılmasına yaklaşıyor. Hatta bazılarına göre yaşayan bilgisayar programları dahi mevcut. Bu, uygulayıcıların homunculi ve golemler yaratmaya çalıştıkları eski ezoterik ve okül geleneklerle paralellik gösteriyor.

Homunculi, simya metinlerinde minyatür insan figürleri olarak tanımlanan, ezoterik ritüellerle hayata geçirilen ve insanın doğal olmayan yollarla yaşam yaratma yeteneğini simgeleyen efsanevi varlıklardır. Golemler ise Yahudi ezoterik geleneğinden gelir ve kil veya çamur gibi cansız maddelerden oluşan, yaratıcılarını korumak veya onlara hizmet etmek için büyülü ve mistik uygulamalarla canlandırılan yaratıklardır. Hele bir de yapay zekânın bilinç kazandığı örnekler bulursak, rahatlıkla bunu aslında teknolojik buluştan ziyade bir büyü gibi okuyanlar çıkacaktır.

Bir başka örnek kesişim alanı ise transhumanizm hareketi. Transhumanizm, insan aklını ve fizyolojisini büyük ölçüde geliştirecek sofistike teknolojiler geliştirerek insanlık durumunu iyileştirmeyi savunan felsefi ve bilimsel bir hareket. İnsan ve makinenin birleşmesini öngörüyor ve potansiyel olarak insan bilincinin fiziksel bedenin sınırlamalarını aşmasını hedefliyor. Savunucuları, insan bilincini ölümlü sınırlarından kurtarmayı ve bir tür dijital ölümsüzlük elde etmeyi hedefliyorlar. Bu, zihnin ya da bir kişinin özünün bir bilgisayarda ya da başka bir teknolojik ortamda süresiz olarak yaşayabileceği bir durum yaratmayı gerektiriyor. İnsanları ileri teknolojiyle birleştiren bu hareket, mistik yollarla aşkınlık ve ölümsüzlük arayan ezoterik ve okült geleneklerde bulunan tarihsel arayışları hatırlatıyor.

Bu modern ideoloji, sonsuz yaşam ve mükemmel sağlık verdiği söylenen simyasal bir madde olan felsefe taşı arayışıyla paralellikler gösteriyor. Bu ideolojiyle ilişkili diğer bir ezoterik bir kavram ise astral beden. Astral beden astarl düzlemlerde bağımsız olarak seyahat edebilen fiziksel bedenin
eterik bir muadili. Bu kavram transhumanistlerin benliğin dijital sürekliliğine yönelik arzularına çok benzer şekilde, bilinci fiziksel olanın ötesine genişletme arzusunu sembolize ediyor. Bilinci makineye aktarıp orada yaşamaya devam etmek bilimsel bir başarı olabilir ama bunu bir simya başarısı olarak görenler de olacaktır.

Tekno-paganizm
Aslında teknolojiye yön veren mühendislik çalışmalarını yapan şirketler zaman zaman ezoterik gruplara benzer bir görüntü sergilerler. Bilgiler ticari sır olarak korunur, sadece seçilmiş özel uzman bir gruba aktarılır. Bu bilgiler zaten genel kitleler tarafından anlaşılmaz.

Ezoterik öğeler zaman zaman dinlerle etkileşebilir hatta yeni dinler ortaya çıkarabilirler. Dolayısıyla tekno-ezoterizm de bu potansiyele sahip. İnsanların ibadet ettiği fiziksel nesneler ya da ortamlar nasıl kutsallık kazanıyor ya da büyülü görülüyorsa, ibadetlerde, ritüellerde kullanılan teknolojik aletler ya da siber-alanlar da kutsal görünmeye başlayabilir. Nitekim bu bağlamda yeni bir kavram türüyormuş gibi görünüyor: Tekno-paganizm.

Tekno-paganizm, geleneksel pagan uygulamaları ile modern teknolojinin gelişmelerini iç içe geçiren ruhani bir hareket. Tekno-paganlar olarak bilinen uygulayıcılar, ruhani deneyimlerini zenginleştirmek için internet gibi araçları kullanarak kadim ritüelleri yaratıcı bir şekilde çağdaş dijital ortamlara uyarlar. Ritüeller çevrimizi olarak gerçekleştirilebilir, sanal sunaklar inşa edilebilir ve siber uzayın kendisi kendi ruhani özüne sahip metafizik bir âlem
olarak kabul edilebilir. Bu entegrasyon, teknolojik ilerlemenin sadece ruhani uygulamalarla bir arada var olmakla kalmayıp aynı zamanda onları güçlendirdiğine dair derin bir inancı yansıtıyor.

Semiotikçi Victoria Dos Santos tekno-paganizm üstüne 2022 yılında doktora tezi yapan bir uzman. Santos'un hem tezine, hem de özet niteliğindeki akademik makalesine internetten ulaşmak mümkün. Santos'a göre tekno-paganizm iki temel şekilde ortaya çıkıyor. Bunlardan
ilki, dijital platformların kutsal metinlerin paylaşılmasını, sanal cadılar meclisi kurulmasını ve fiziksel sınırları aşan törenlerin gerçekleştirilmesini
kolaylaştırdığı neopagan ritüellerinin çevrimiçi ortamlara uyarlanması. Bu uygulamalar bir topluluk duygusunu teşvik etmekte ve konumdan bağımsız
olarak ruhani faaliyetlere katılımı mümkün kılıyor. İkincisi, dijital cihazların ve ağların kendi bilinçlerine veya ruhani önemlerine sahip olarak algılandığı, teknolojinin ruhani inançlara entegre edilmesi. Bu bakış açısı, teknolojiye kutsal bir boyut kazandıran ve teknolojik varlıkların ruhani doğasını onurlandıran etkileşimleri teşvik eden geleneksel animistik inançları yansıtıyor.

Okültizm teknolojik alana kayıyor
Ezoterizm ve okültizm genelde tarihçilerin ilgisini çeker. Oysa asıl ilginç noktalardan biri okültizmin çağımızda nerede ortaya çıktığını tespit etmektir. Hatta geleceğini öngörmeye çalışmaktır. Teknolojinin hayatımızı domine ettiği, ticaretin, ilişkilerin, eğlencelerin ve işlerin sanal âleme geçtiği
çağımızda büyü ve okültizmin de bu alana kaçması çok şaşırtıcı değil. Bunların bir kısmı bilinçli gerçekleşirken bir kısmı bilinçsiz gerçekleşir. Kendi bağlamımızdan bir örnek vereyim. Müslümanlar tuvalete girerken yanlarında dua ya da Kuran taşımamaya özen gösterirler. Hatta Kuran genellikle
abdestli bir şekilde ele alınır. Ancak çoğumuzun cep telefonunda Kuran uygulaması var. Bu tuvalete gittiğimiz zaman telefonu yanımızda alamayacağımız anlamına mı geliyor?

Peki, abdestsiz olarak böyle bir telefonu tutabilir miyiz? Yoksa uygulamayı açmadığımız sürece böyle bir ihtiyaç yok mudur? Kuran'a gösterilen hürmet fiziksel Mushafların ötesinde siber Mushaflara ne derece yayılmalı? Kuran içeren web sitelerini besmele ile mi açmalıyız? Bu ve benzeri
sorular sık sık gündeme geliyor. Ezoterik bağlamda da benzer sorular akla gelebiliyor.

Bir ilahiyat fakültesinde yaptığım bir konuşmada bir öğrenci Chat- GPT'nin aslında cinler tarafından yönetildiğini ifade ettiğinde salonda gülüşmeler gerçekleşmişti. Ama hemen arkasından cinlerin makineleri ele geçirip geçiremeyeceği ile ilgili öğrenciler arasında tartışma çıkmıştı. Bu tartışma size
anlamsız, hatta saçma görünebilir. Ancak toplumda ezoterik, mistik ve okült inançların teknoloji ile nasıl kesiştiği ve hatta bunun kaçınılmaz olduğunun bir örneğini sunuyor. Bu da tekno-felsefenin ciddiye alınması ve ülkemizde daha çok ilgi görmesi gerektiğine işaret ediyor. Gelecekte bu alan çok daha önemli olacak gibi duruyor, çünkü kadim metinlerimizde ele alınan bir konu değil.

Benzer Haberler

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.