GÖSTERGEDEN TEŞHİRE DOĞRU DÖVME
Dövme, binlerce yıldır birçok kültürde varlığını sürdüren ve tarih boyunca farklı anlamlar yüklenen bir gelenek. İlk dövme örneklerine milattan önce 5000 yılına kadar uzanan kalıntılarda rastlandığı biliniyor. Örneğin, Ötzi adlı ünlü Buz Adam'ın bedeninde bulunan dövmeler, dövmenin en eski örneklerinden biri.
Dövmenin kökeni kesin olarak bilinmese de ilkel toplumların inançlarında ve mitlerinde insan bedenini ve ruhunu koruma amacıyla kullanıldığı düşünülüyor. Antik Mısır'da kadınların bel bölgelerine dövme yaptırdığında, doğum sırasında kötü ruhlardan korunacaklarına inanılırken, Antik Yunan ve Roma'da köleleri ve suçluları işaretlemek için kullanılmış dövme.
Dövmenin anlamı ve kullanım amacı kültürden kültüre büyük farklılıklar gösteriyor. Polinezya adalarındaki Maori kabilesinde dövme, kişinin sosyal statüsünü, cesaretini ve kimliğini simgelermiş. Maori dövmelerinin, yüz ve vücudu kaplayan karmaşık desenlerden oluştuğu ve bu desenlerin, kişinin hayat hikâyesini anlattığı biliniyor. Japonya'da ise dövme, estetik bir gelenekten ziyade bir suçluluk simgesi olarak algılanmış.
Çin'de binlerce yıl önce yapılan dövmelerin tedavi amaçlı olduğu, Orta Asya Türklerinde ise Hunların, Kazakların ve Kırgızların sağlık, statü, korunma ve cesaret için dövme yaptırdıkları biliniyor. Osmanlı döneminde de dövme, savaşta ölen ya da yaralanan askerlerin kimliğini belirlemek ve yeniçerilerin mensubu olduğu ocağa olan bağlılığını göstermek için kullanılmış.
Anadolu dövmeciliği: Dek
Dövmenin kültür tarihinden bahsederken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde uzun yıllardır sürdürülen "dek" geleneğine de değinmek gerekiyor. Dek, özellikle Urfa, Mardin ve Diyarbakır yörelerinde yaşayan Türkmen aşiretlerinde görülen ve estetik kaygıların yanı sıra kültürel, dini ve tıbbi amaçlarla da yapılan bir dövme türü.
Dek, genellikle basit araçlar ve doğal boyalar kullanılarak vücuda uygulanıyor. Dövme iğneleri, kömür veya bitki köklerinden elde edilen siyah boyalarla deriye işleniyor. Bu dövmeler, şifa getireceğine, kötü ruhlardan koruyacağına ve bereket sağlayacağına inanılan semboller içeriyor. Geleneksel dek motifleri arasında güneş, hilal, hayvan figürleri ve çeşitli geometrik desenler bulunuyor.
Dek dövme geleneği, toplumsal kimliği ve aidiyeti ifade etmek için de önemli bir araç olmuş. Aşiret üyeleri, belirli dövme desenleriyle hem birbirlerini tanır hem de dış dünyaya karşı kimliklerini sergiler. Kadınlar arasında doğurganlık ve bereket sembolü olarak yapılan dövmelerin oldukça yaygın
olduğu görülebilir. Erkekler ise genellikle cesaret ve güç simgeleri olan hayvan figürlerini daha çok tercih eder.
Günümüzde dek dövme geleneği, modern dövmeciliğin gölgesinde kalmış olsa da, hâlâ bazı yörelerde yaşatılmaya devam ediyor. Bu geleneksel
dövmeler, sadece bir süslenme aracı değil, aynı zamanda zengin kültürel mirasın bir parçası olarak da değerlendiriliyor.
Kalıcı bir ifade biçimi
Batı'da dövmenin popülaritesi, 18. yüzyılda Avrupalı keşiflerin Pasifik adalarındaki yerli halkların dövmelerini keşfetmesiyle artıyor. Bu "egzotik sanat formu", özellikle denizciler arasında hızla yayılmış. Amerikan iç savaşında bazı askerler, bağlılık göstergesi olarak ordunun simgelerini bedenlerine kazımışlar. 19. yüzyılda, dövme yaptırmak bir moda haline gelmiş ve hatta İngiltere Kralı V. George'un dövme yaptırması, dövmenin aristokratlar arasında da kabul görmesini sağlamış. 20. yüzyılın ortalarında dövme, çeteler ve işçi sınıfıyla ilişkilendirilirken 1960 ve 70'lerde ise isyankâr gençler ve alt-kültür gruplarının simgesi olmuş.
Günümüzde dövme, kişisel ifadenin ve bireyselliğin güçlü bir aracı olarak kabul ediliyor. İnsanlar, bedenlerine kazıttıkları figürlerle kimliklerini, inançlarını, sevdiklerini ve hayatlarının önemli anlarını ölümsüzleştiriyor. Dövme yaptırmanın nedenleri oldukça çeşitli: estetik kaygılar, anlam yükleme, toplumsal aidiyet, kişisel ifade ve hatta iyileşme süreçleri. Sosyal medya kullanımıyla giderek yaygınlaşan teşhir ve ifşa psikolojisinin de dövme yaptırmakta önemli bir itici güç olduğunu söylemek gerek.
Bir kişinin dövmesi, genellikle onun kişisel hikâyesini, düşünce ve inançlarını yansıtıyor ve bu hikâye, dövmenin görünürlüğü sayesinde dışarıya açılıyor. Üstelik çok dikkat çekici ve kalıcı bir araçla. Dövmenin bu anlamda, kişinin kendini ifade etme biçimi olarak psikolojik bir rahatlama ve kendini tanıma-tanıtma süreci sağladığı söylenebilir.
Günümüzde dövme sadece kişisel ifade biçimi değil, aynı zamanda bir moda ve trend unsuru olarak da kabul ediliyor. Dövmenin popüler kültürün bir parçası haline gelmesinde birçok faktör rol oynuyor. Bunlardan biri, ünlülerin ve sosyal medya etkileyicilerinin dövmeleriyle ilgili pozitif tutumları ve açıklamaları. Bunlar dövmelerini bir sanat eseri olarak göstererek, dövme kültürünün kabul edilmesine katkıda bulunuyorlar. Ayrıca, dövme stüdyolarının daha yaygın hale gelmesi ve sosyalleşme mekânlarına dönüşmesi de dövmenin popülerliğini artıran etkenlerden biri.
"Dövme yaptıran herkesin kendine göre bir anlamı var"
Dergi olarak ele aldığımız tüm konulardaki eleştirel yaklaşımımız bilindiğinden olsa gerek dövme trendi konusunu enine boyuna sorgulama çabamız dövme ustaları ve yaptıranların büyük çoğunluğundan karşılık görmese de, açık yüreklilikle konuşmayı kabul eden hiç olmazsa birisi çıkıyor. İnsanların neden dövme yaptırdığını, varoluşsal boyutta dövmeye ne anlam yüklediklerini daha iyi anlamak için, dövme koltuğunun her iki tarafında da bulunmuş biriyle, Nakkab ile konuşuyorum. Hem kendi vücudundaki dövmelerle kurduğu bağ hem de dövme yaptığı binlerce müşterisinden gözlemlediği refleksler üzerinden Nakkab şunları anlatıyor:
"Benim için dövme yaptırmanın iki sebebi var, güzellik ve anlam. Kendi vücudumdaki dövmelerin büyük bir çoğunluğu benim için bir anlamı temsil ediyor; bazen yaşanmış bir olayın anısı, bazense geleceğime not olarak bıraktığım işaretler. 'Memento' filminde hafıza kaybı yaşayan bir adamın
kendi vücuduna dövme yaparak bıraktığı notlar gibi kullanışlı. Bazı dövmelerim de anlam kaygısından bağımsız, sadece estetik gözüktüğü için yaptırdığım işler. Sevdiğim sanatçılara yaptırdığım veya kendi kendime yaptığım dövmeler ile vücudumu süslemeyi seviyorum. Benim ortalama bir
dövme sanatçısına göre epey az sayıda dövmem var, kollarımda hiç dövme yok örneğin. Dövmelerimi başkalarına göstermektense kendime göstermek için yaptım ve yaptırdım hep. Estetik dövmelerimin ise derin anlamları yok, 'gözüme güzel geliyor' deyip geçebilirim."
Nakkab ayrıca dövme merakının yaptıranlarda nasıl zamanla bir alışkanlığa dönüştüğü ve psikolojik bir bağ kurulduğuna da vurguda bulunuyor: "Zamanla zaten kendini bu dövmeler olmadan hayal edemiyorsun, senin bir parçan oluyor. Aynaya baktığımda vücuduma yabancılık hissetmiyorum. Vücuduyla dövmeleri sayesinde barışan insanlar da tanıyorum; travmatik bir yara izini, bir türlü kabul edemedikleri doğum lekesini bana kapattıran insanlar var. Benim yüklediğimden çok daha derin anlamlar yükleyen insanlar da var, hiç umursamadan 'öylesine' dövme yaptırıp pişman olanlar
da. Sadece dövme yaptırma hissini sevip, sedyede saatlerce uzanıp vücuduna iğne girmesinden keyif alan insanlar da tanıyorum. Herkesin anlamı kendine tabii, hepsine saygı duyuyorum."
Tecrübeli dövmeci zamanla oluşturduğu kendi üslubundan da bahsetmeden geçemiyor: "Ben sadece ve sadece kendi tasarımlarımı yapıyorum. Müşteri kitlem bana üslubumu ve çizgi dilimi bilerek ulaşıyor. Portfolyomu gören biri bana kendi işlerimle alakası olmayan bir yazı veya desen dövmesini sormuyor bile. İşlerimde 'Sernakkab' adını verdiğim, geleneksel Türk ebru sanatının sunduğu imkânlardan faydalandığım bir teknik kullanıyorum. Bu özgün teknik sayesinde ebru sanatını ulusal ve uluslararası sanat sahnesinde tanıtma fırsatım oldu. Müşterilerim Paris'ten de gelse, California'dan da gelse Sernakkab için geliyorlar. Onların öneride bulundukları kısım genelde dövmenin konum, boyut ve rengi oluyor; gerisini bana bırakıyorlar. Anlaşılacağı üzere müşterilerim beni dövmenin estetik özelliği için tercih ediyorlar."
Nakkab'ın insanların neden bu yola başvurduklarına ve bu eğilimin son dönemlerde gördüğü ilgiye getirdiği açıklama da dikkate değer: "Özellikle son yıllarda dövme yaptırmanın iyice yaygınlaşmasıyla insanlar bu kararı alırken daha cesur davranmaya başladılar, hemen herkesin bir dövmeci tanıdığı var. Bu da insanların dövmenin ne olduğuna ve ne amaçla yapıldığına dair vizyonunu değiştirip dönüştürdü. 10-15 yıl öncesine göre neyi neden istediğini daha iyi bilen bir müşteri kitlesi oluştu. Artık herkes aklındaki dövmeye uygun sanatçıyı internetten bulup sadece onun işleri için dövme yaptırmaya gidiyor. Kapıdan geçen müşterilere dövme yapan stüdyoların sayısı ise günden güne azalıyor. Özetle evet, müşterilerin gözünde
bizim önerilerimizin değeri gün geçtikçe artıyor. 'Dövmeci' yerine 'dövme sanatçısı' olarak anılmaya başlamamızın sebebi de bu olsa gerek."