DÜNYADAN PORTRELER/ HABERLER
İSRAİL
OFER CASSIF
SOYKIRIM DAVASINI DESTEKLEYEN KOMÜNİST MİLLETVEKİLİ
Ofer Cassif, İsrail parlamentosunda Hadash-Ta'al'e (Barış ve Eşitlik için Demokratik Cephe) mensup komünist bir milletvekili. Ancak Knesset'te vekil olmak onun ülkesinin Gazze'de yürüttüğü vahşet ve soykırımı görmesine engel olmuyor. O bu suçu görmekle kalmadı,
ciddi bir tepki de verdi. Ülkesinin Gazze'de yürüttüğü soykırıma karşı cesur bir duruş sergileyen Cassif, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan soykırım davasını destekleyen dilekçeyi imzalayarak hem siyasette hem de sosyal medyada adeta bir fırtınaya yol açtı. Ülkedeki Siyonist siyasetçileri küplere bindiren bu desteğini sosyal medya paylaşımıyla korkusuzca şu ifadelerle açıkladı: "Anayasal görevim İsrail toplumuna ve tüm vatandaşlarına yöneliktir. Mensupları ve koalisyonu etnik temizlik, hatta doğrudan soykırım çağrısında bulunan bir hükmete yönelik değildir. Ülkeye ve halka zarar veren onlardır, Güney Afrika'nın Lahey'e başvurmasının nedeni ben ve arkadaşlarım değil, onlardır."
FRANSA
DAVID GUIRAUD
GAZZE SOYKIRIMINA DİRENEN FRANSIZ MİLLETVEKİLİ
David Guiraud, Fransız parlamentosunda Boyun Eğmeyen Fransa partisi LFI'yi temsil eden bir milletvekili. 32 yaşındaki Guiraud'nun başlıca özelliği ülkesindeki siyasetçilerin çoğundan farklı olarak İsrail ve Siyonist güç odaklarının yönlendirmelerine, baskılarına, şantajlarına boyun eğmemesi. İsrail'in Gazze'de işlediği insanlık suçlarını görmezden gelmediği gibi Filistin halkına da destek vermekten geri durmayan nadir Fransız siyasetçilerden biri. İsrail'in gerçekleştirdiği "korkunç katliam" karşısında "tüm tehdit ve saldırılara rağmen susmayı reddettiğini" açıkça ilan eden bir siyasetçi. Tabii, bu tavrının bir bedeli de var. Sosyal medyada muhatap olduğu linç bu bedellerin en sıradanı. Ancak onun Filistin'e desteği baskılar ve sosyal medya linci ile sınırlı kalmadı ve son olarak evi de fiili saldırıya uğradı. Ancak bu da onu susturmaya yetmedi. Guiraud, Filistinlilere yönelik etnik temizliğe karşı olanların susturulmaya ya da yok edilmeye çalışıldığını ileri sürüyor.
ALMANYA
SAHRA WAGENKNECHT
GÖÇMEN KARŞITI YENİ BİR SOL PARTİ
Sol partilerin giderek kan kaybettiği, yabancı düşmanı siyasetçilerin yükseldiği Avrupa'da aşırı sağ gibi solcu hareketler ve siyasetçiler de göçmen karşıtlığından beslenme yolunu keşfetmiş görünüyor. Bunların son örneği yakın zamanda dokuz arkadaşıyla birlikte Sol Parti'den ayrılarak solda yeni parti oluşumu içine giren Sahra Wagenknecht. Büyüdüğü Doğu Almanya'da 19 yaşında Komünist Parti'ye katılan ve bugüne dek aşırı solcu çizgisinden taviz vermeyen Wagenknecht Doğu Almanyalı eski komünistlerle Batı Alman solcularını bir araya getiren Sol Parti'de öne çıkan isimlerden biriydi. 54 yaşındaki Wagenknecht, "Akıl ve Adalet için İttifak" adını verdiği siyasi hareketini sol eğilimden gelen ve sosyal adaleti savunan bir yapı olarak öne sürüyor ancak düzensiz göçün Almanya'da başta eğitim olmak üzere sorunları artırdığına dikkat çekiyor. Siyasal analistler ise Wagenklnecht'in partisinin ülkede son dönemde oy oranını artıran aşırı sağcı AfD seçmenlerini çekebilmek için göçmen karşıtı söyleme yöneldiğini düşünüyorlar.
ARNAVUTLUK
KİLİSE KOMÜNİZMİN DİRİLMESİNDEN ENDİŞELİ
Arnavutluk'ta komünizm devri çoktan bitti deniliyor ancak bu ideolojinin dirilmesinden hâlâ korkanlar mevcut. Bunların başında ise kilise geliyor. Geçtiğimiz haftalarda bu Balkan ülkesinin piskoposları, yüksek devlet otoritelerine hitaben yazdıkları bir mektupla, komünizmin övülmesinin suç sayılması çağrısında bulundular. Eski komünist diktatörlüğün dirilmesiyle ilgili endişelerini dile getiren psikoposlar barışı ve huzur ortamını güvence altına almak ve Arnavut halkının sosyal yaşamının barışçıl gelişimini sağlamak amacıyla Avrupa ülkelerinde II. Dünya Savaşı'ndan sonra Nazizm ve faşizmi yasaklayanların izlediği yolun izlenmesi önerisinde bulundular. Bu talep parlamento başkanı, cumhurbaşkanı ve başbakana bir mektupla iletildi. Psikoposlar ayrıca "Arnavutluk'ta komünizm hakkındaki gerçeklerin yazılması" için tarih kitaplarına önem verilmesi, komünist dönemin cezaevleri ve işkence yerlerinin "müze olarak korunması" ve "işkence görenlere" ödül verilmesi önerisinde de bulundular.
AVRUPA
GURBETÇİLERİN TERCİHİ AVRUPA'DA SOL, TÜRKİYE'DE MUHAFAZAKÂR PARTİLER
Başlık sizi şaşırtmasın zira büyük ölçüde gerçeği yansıtıyor. Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşları burada muhafazakâr ya da sağ partileri tercih ederken, orada haklarını temsil etme konusunda sol partileri tercih ediyorlar. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından birkaç yıl önce yapılan bir araştırma da bu sonucu teyit ediyor. Bunun başlıca nedenini ise sağ ve orta yol partilerinde giderek yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve İslam karşıtlığının yükselmesi. Fransa, Almanya ve Hollanda'da araştırmaya katılan her üç kişiden biri bu tür yaklaşımlar nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını söylüyor. Bu nedenle Avrupa'da oy kullanırken kendi haklarını savunma konusunda sağcı partilerden daha elverişli gördükleri sol partileri tercih ediyorlar. İşin açıkçası Avrupa'da özellikle sağcı partilerin Müslümanları ve yabancıları hor görmesi, sorunlardan sorumlu tutması, haklarını kısıtlamaya meyilli olması diğer birçok yabancı gibi gurbetçileri de sol partilere yaklaştırıyor.
KÜRESEL
2024 DÜNYA ÇAPINDA SEÇİMLERİN YILI OLACAK
Bu yıl tam manasıyla dünya seçim yılı olacak. Neredeyse gezegen ahalisinin yarıya yakını bu yıl sandık başına gidecek. Bu durum aslında eksikleri ve hatalarıyla bile demokrasinin ne kadar yaygınlaştığının da göstergesi sayılabilir. Ülkemizde yakında yapılacak olan yerel seçimlerin yanı sıra birçok ülkede de bir o kadar kritik seçimler düzenlenecek. Bunların en başında 5 Kasım'da yapılacak olan ABD başkanlık seçimleri geliyor. Tüm dünyadaki dengeleri etkileyebilecek bu seçimin yanı sıra Hindistan, Pakistan, Meksika, Bangladeş, Rusya, Endonezya gibi ülkeler de yöneticilerini ve temsilcilerini belirleyecek. Böylece dünyanın en kalabalık on ülkesinden yedisinde zirve değişebilir. Bu çok önemli seçimlere farklı kıtalarda Güney Afrika, Venezuela, Tunus, Avusturya, Birleşik Krallık ve Tayvan'da yapılacak olan genel seçimler de eklenecek. AB seçimleri de yine bu yılın temmuz ayında yapılacak. Sadede gelirsek 50 ülkede gerçekleştirilecek seçimlerle dünya ahalisinin yüzde 40'ı sandık başına gidecek ki bu rekor bir rakam olacak.
ABD
EPSTEIN SKANDALININ ALTINDAN DA MOSSAD ÇIKTI
Jeffery Epstein hapishanede susturuldu ama hakkında açılan dava korkunç bir skandalı ortaya çıkardı. Haliyle birileri ifşa olunan ve içine pedofili, sadizm, insan kaçakçılığı, istihbarat ve şantajın da dâhil olduğu bu seks skandalını gündemden düşürmek için elinden geleni yapıyor. ABD başkanlarından, İsrail başbakanlarına, ünlü milyarderlerden Hollywood yıldızlarına kadar pek çok ismin sanık olarak adının geçtiği skandalın en ibretlik yönü ise bu rezaletin de altından MOSSAD tezgâhı çıkmış olması. Muhtemelen ifşa olunanların üzeri bir süre sonra örtülmeye başlayacaktır ancak şu ana kadar ortaya çıkan ifade ve kanıtlar İsrail gizli servisi MOSSAD'ın pedofili, fuhuş ve şantaj ağıyla birçok Batılı devlet yöneticisi, siyasetçi, milyarder ve ünlüyü yönlendirdiği yönünde. MOSSAD'ın eski ajanı Ari Ben-Menashe'nin daha önce ortaya attığı bu iddia Epstein davası ile iyiden iyiye gün yüzüne çıkabilir. Bu yüzden her ne kadar çarpıtacakları kesin olsa da bu skandalı unutmayalım, unutturmayalım.