Kahraman: Saygı ve sorumluluk
İran sinemasının önde gelen ismi Asghar Farhadi'nin son filmi "Kahraman" 94. Akademi Ödülleri En İyi Uluslararası Film kategorisinde Oscar adayı. Ülkemizde gösterime giren ve 74. Cannes Filmi Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü ile François Chalais Ödülü'nü kazanan filmde Farhadi'nin önceki filmlerindeki anlatım dili ve üslubunu devam ettirdiğine şahit oluyoruz.
Yönetmen günlük yaşama ait, dar kapsamlı görünen konuların insanın hayatını nasıl felaketlere sürükleyebileceğini gösteriyor. Dolaylı anlatımıyla seyirciyi düşünmeye, sorgulatmaya, olayların sebep ve sonuç ilişkisini irdeleterek doğruyu ortaya çıkarmaya teşvik ediyor. Çağdaşı yönetmenler gibi, seyirciyi farklı bir boyuta çıkarmak veya farklı bir boyutun varlığını ispatlamak yerine; onlara günlük hayatı yansıtıyor. Böylece hayatın derinliklerine dair insanın fikir sahibi olabilmesini sağlıyor.
Filmin giriş sahnesine dikkat etmek gerekli. Hapisten iki günlüğüne izin alarak çıkan Rahim, eniştesinin yanına gider. Eniştesi tarihi bir mekânın restorasyonunda çalışmaktadır. Eniştesinin bulunduğu kata uzun ve dönemeçli bir merdivenden zorlanarak çıkar. Kata çıktığında, eniştesi çay içmek için aşağı inmeleri gerektiğini söyler. Rahim bozulur, hafif sitem eder. "Bu kadar merdiveni boşuna mı çıktım?" diye sorar.
Filmin başında seyircinin şahit olduğu bu olay, filmin devamında; Rahim'in bir amaç uğruna karmaşık işlere gireceğine, sonunda verdiği çabasının boşa gideceğine ve geldiği noktaya geri döneceğine işarettir.
Ahlak üzerinden çıkar gütmek
Rahim, borcu yüzünden hapis cezasına çarptırılmıştır. Borcu, alacaklısı olduğu kişiye öderse serbest kalacaktır. Sevdiği kadın bir gün yol kenarında, içinde on yedi adet altın bulunan bir çanta bulur. Rahim ve sevdiği kadının ilk amacı altınları bozdurmak, buradan gelecek parayı alacaklı kişiye vermektir. Böylece Rahim serbest kalabilecektir. Kuyumcuya gittikleri zaman altının değerinin düştüğünü, kuyumcudan alacakları paranın Rahim'in borcunu kapatmaya yetmeyeceğini öğrenirler. Bu sahnede İran ekonomisinin değişkenliği vurgulanır.
Aynı sahnedeki diyaloglarla, ülkenin ekonomisi değerlendirildiğinde, yarının bile öngörülemeyeceği gösterilir. Filmde ekonominin ahlaki davranışlar üzerindeki etkisi anlatılır. Ahlaki olarak yapılması gereken bir eylemin, toplumun algısını değiştirmek, böylece bir çıkar elde etmek için ortaya konmasındaki basitlik yansıtılır. Bu basitliğin oluşmasındaki ana etmek ise, filme göre, ekonomidir.
Rahim içinde bulunduğu toplumun kültürüne hâkim biridir. Bu yüzden en başta yapılması gerekeni, hapisten çıkmak için yeteri kadar parayı bulamadığını öğrenince yapar. İçinde altın olan parayı sahibine iade etmek istediğini çevreye yayar. İran kültürü üzerinden evrensel bir mesaj veren yönetmen; toplumun insan üzerindeki etkisinin/baskısının, teknolojinin ilerlemesi ve iletişimin hızlanmasıyla artığını gösterir. Bir anda halk, Rahim'i kahraman ilan eder.
Rahim üzerinden, cezaevi övünmektedir; çünkü birkaç ay öncesinde aynı cezaevinde bir intihar vakası yaşanmıştır, Rahim ile bu olay unutturulmak istenir. Rahim üzerinden yardım derneği övünmektedir; çünkü halk çapında kahraman ilan edilen bu kişiyi sahiplenir, onu hapishaneden çıkarmak için yardım kampanyaları düzenler.
Ahlaki ve vicdani çöküşün kanıtı
Rahim gazetelere çıkar, yardım derneği tarafından takdir belgesi alır. Bunun sonucunda halk da ona olumlu yönde ilgi duymaya başlar. Kendisine ve çevresine karşı sorumluluğu olan ama bunu yerine getirmeyen kişiler ve kurumlar, bir insanın vicdani sorumluluğunu yerine getirmesi üzerinden gurur duymaktadır.
Hapishane memuru Rahim'in içinde altın olan çantayı sahibine teslim etme isteğine karşılık "Bir kerizlik karşılıksız kalmaz" diye söylenir. Bu söz filmde anlatılmak istenen ahlaki ve vicdani çöküşün en net kanıtıdır. Yönetmen ahlaki ve vicdani olarak çökmüş toplumların var olma sancısını gösterirken; aynı yerde kahramanın olmanın ucuzluğu, kolaylığı ve sıradanlığı da çarpıcı bir şekilde seyirciye sunar.
Film boyunca Rahim hakkında birçok görüş ortaya atılır. Oysa seyirci onun, tam olarak nasıl biri olduğunu sadece ablasından öğrenebilir. Abla, Rahim'in hayatta neler yapacağının ve neler yapamayacağını kavrayan tek kişidir. Filmde bununla ilgili belli başlı ipuçları vardır. Rahim ablasının evine gittiği zaman kapıyı yeğeni açar. Balkondaki ablası Rahim'i görünce şaşırmaz. Rahim bunun sebebini sorduğunda ise "Zili çalmandan anladım" cevabını alır. Bu Rahim'in çevresindeki insanlardan farklı olduğunun bir göstergesi olduğu gibi, onun her hareketindeki izi tanıyabilecek kişiyi de ortaya koymaktadır.
Bir başka kanıt ise Rahim'in sevdiği kadının, yolda bulup ona verdiği içinde altın olan çantayı da ablanın bulmasıdır. Bu sebeple, ablasının altın olan çantayı bulduktan sonra Rahim'in hırsızlık yapabilme ihtimalini ortaya atması, Rahim'in özünde bunu yapabilme ihtimalini de güçlendirmektedir. Rahim'in ayrıca gerçeği ve yalanı iç içe geçiren yapısı vardır. Konuşmalarına "İşin aslı" sözünü söyleyerek girmesi de buna kanıt olarak gösterilebilir.
Doğu'da ailenin etkisi
Rahim ve diğer karakterleri tamamen iyi veya tamamen kötü olarak ayırt etmek mümkün değildir. Bu konudan yola çıkarak filmdeki aile yapısı da değerlendirilebilir. İran'da aile üyelerinin, ailenin bir ferdi üzerindeki etkisi açıktır. Bu esasen Doğu toplumlarının tarihsel süreçte bozulmadan devam ettirdiği bir özelliğidir. Batı toplumunu, Doğu toplumundan ayıran en belirgin ayrıcalıktır da. Filmde bir ailenin üyeleri, kendisine mensup ferdi karşılıksız olarak koruyup kolladığı, en sade ve belirgin haliyle gösterilir.
Rahim'i ablasının ve eniştesinin sahiplenmesi, alacaklı olan kişinin zamanında Rahim'e kefil olduğu borcu ödeyebilmek için kızının çeyizini satması, Rahim'in sevdiği kızın otuzlu yaşlarında olmasına rağmen ağabeyi ile yengesiyle birlikte yaşaması ve ağabeyin kardeşinin geleceğe hakkında kararlarda söz sahibi olması örnek gösterilebilir. Rahim'in borçlu olduğu kişi de eski bacanağıdır. Satır arasında, ülkedeki büyük kavgaların ve çıkmazların aile temelli kaynaklandığı da okunabilir.
Filmde İranlı kadınların duygu ve düşüncesini, değişimini ve ortak özelliklerini görmek mümkün. İran İslam Devrimi'nden ülkede yaşayan kadınlara gelen kısıtlamalar, erkeklerin sosyal hayatta baskın oluşu zamanla azalmıştır. Filmde kahraman ilan edilen birinin erkek olmasına dikkat çekmek gerekir. Rahim cezaevi memuruna çantayı bulan kişinin sevdiği kadın olduğunu söylemesine rağmen, cezaevi memuru bunu önemsiz bir ayrıntı olarak değerlendirir.
Burada devleti temsil ettiği söylenebilecek bir karakterin zihin yapısından yola çıkarak, seyirciye devlet özelinde kadına bakış açısının değişmediği gerçeği söylenir. Filmde buna karşın, toplumun her kesiminde, kadınların ön planda olduğu görülebilir. Bu devlet ve toplum arasındaki bir ayrışmanın da sebebidir.
Toplumda değişen roller
Söz konusu sahne yardım derneğinin Rahim üzerinden reklam yapma isteğinin yanında; bir yardım derneğini, bir kadının temsil etmesi ve bir erkeğe takdir belgesi vermesi üzerinden, toplumda rollerin değiştiğini vurgular. Kadınların bunun bilincinde olması, her hareketlerini bu sorumlulukla atması ve memnun olmaları da anlatılmak istenir. Seyirci Rahim'in eski karısını film boyunca hiç görmez. Bu kadın annelik vazifesini reddetmiş biridir. Rahim ise oğlunu sahiplenir, film boyunca oğluna davranışı ve korumacı tavrıyla adeta bir anne gibi yaklaşır.
Çocuk, babasının yani Rahim'in evlenme düşüncesinde olduğunu anlayınca üzülerek bu durumu babasına sorar. Rahim ise "Sen evlenme dersen evlenmem" cevabını verir. Filmin en dokunaklı bölümü ise cezaevi memurunun sosyal medyaya koymak için Rahim'in oğlunu, babasına dair konuşturduğu sahnedir. Kekeme olan oğluna insanların acıyarak bakmaması, duygu sömürme aracı olarak görünmesini istemediği için cezaevi memurunun cep telefonundan bu görüntüyü sildirir. Burada babası hapiste olmasına rağmen çocuğunu sahiplenmeyen, yeni bir evlilik yapma hazırlığında olan bir anne olduğu gibi; dertlerinden kurtulmak için çocuğunu kullandırmayan bir baba figürü vardır.
Her iki örnekten yola çıkarak, eskiden belli alanlarda mecburiyetten görünmeyen İran kadının artık kendi iradesiyle istenmediği yerde olmadığı; eskiden çocuğuna bakmayı yani anneliği yüce bir vazife olarak gören İran kadının artık öncelikli sorumluluğunun değiştiği söylenebilir. İranlı kadınların büyücülere olan ilgisi ve büyücülerin kadınları kandırmasına dair çok başarılı bir gönderme de vardır. Kaybolan çantanın ve içindeki altınların sahibi olduğunu iddia eden kadın, Rahim'in ablasını hipnoz edercesine konuşmasıyla kendisine bağlar. Bu kadın baştan aşağı siyah giyinmiştir. Sanatta siyahın kötülüğü temsil ettiği hatırlanmalıdır.
Toplumun insan hayatına etkileri
Filmin sonuna doğru olaylar birbirine karışır. Kısa bir sürede "kahraman" ilan edilen Rahim, alacaklısının kendisine ettiği hakaretlere dayanamayıp ona saldırır ve bu görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasından sonra da asıl üzüntüyü yaşar. Bu sahneyle filmde ilk kez Rahim'in gözlerinden yaşlar süzülür. Böylece Rahim'in asıl amacını seyirci net bir şekilde görür. İnsanlar içinde eşitlik duygusunu yitirmiş, türlü hakaretleri sineye çekmeye alışmış olan biri, bir şekilde halk tarafından kahraman ilan edilmiştir. Bu kişi kahramanlık unvanının kendisine getirdiği ayrıcalıkla herkes tarafından kabul edilen, saygınlığı olan biri haline gelmiştir. Bu üstünlük duygusunun elinden alınması Rahim'i üzer.
Burada bahsedilen "üstünlük" konusu açılmalıdır: Her insanın başka bir insanla eşit olma hakkı çeşitli sebeplerden dolayı yok sayılır. Haksızlığa uğrayan bu insan, hakkını geriye almak için yasal bir suç olmasa bile, insani bir yaklaşımla bakıldığında doğru sayılmayacak eylemlerde bulunur. Başarılı olur da bu insan kahraman konumuna getirilirse, o insan için yapılacak yasal olmayan eylemler meşrulaşır.
Kahraman filmi toplumun insan hayatına etkilerini anlatır. Seyirciye, Rahim üzerinden "suçlu kim?" sorusunu sorduran film aynı zamanda, gerçekten suçlu olup olmadığını da düşündürür. Filme aynı çerçeveden bakılırsa, iyi bir insan olmanın, kötü toplum içerisinde zor olduğu anlatılmak istenir. Kötü bir toplum ifadesi çok boyutlu bir anlam taşımaktadır.
Toplumun kötü anılmasına sebep olan birçok etmen vardır. Filmde bu konu özellikle iki etmene bağlanır. Birinci etmen ekonomidir; filmde tüm gelişmeler Rahim'in borcu sebebiyle yaşanır. İkinci etmen eğitimdir; filmdeki gelişmeler iletişim kanalları üzerinden ilerler. Çocukların elindeki tablet, yetişkinlerin elindeki cep telefonu ve bulunulan ortamlardaki açık televizyon eğitimden uzak bir toplumun göstergesidir.
Filmin etkileyici son sahnesinde ise hapse geri dönen Rahim ile aynı zamanda hapisten çıkan başka biri aynı karededir. Bu iki karakterin aslında, tek kişiyi temsil ettiği anlatılmak istenir. Bunun üzerinden hayatta iyi ve kötü zamanların olduğu, hikâyeler farklı olmasına rağmen belli zamanda yaşanılan duyguların değişmediği mesajı kader anlayışı üzerinden verilir.