Ocak - Dosya sözlük
Feodal Devlet: En başta Ortaçağ Avrupası olmak üzere tarihin birçok sahnesinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik örgütleniş biçimidir. Feodal toplumun siyasi örgütlenişi, koruyan-korunan ilişkisine dayanan hiyerarşik bir örgütleniştir. Feodal ekonomi kendi kendine yeterlik üzerine kuruludur. İlk Çağ'da Roma'dan yönetilen topraklarda Cermen istilaları ile Roma döneminin merkeziyetçi siyasi düzeni bozulmuş ve sayısız irili ufaklı feodal beylik ortaya çıkmıştır. Ticaretin canlanmasıyla temelleri sarsılan feodalizmin son kalıntıları Sanayi Devrimi ile tarih sahnesinden silinmiştir.
Evanjelik: Protestan Kilisesi'nin muhafazakâr kesimini nitelemek için kullanılır. Evanjelikler, ABD'yi kuran ve tutuculuğuyla bilinen Protestan mezhebi Puritenler'in devamıdır.
Jim Crow yasaları: İngiliz komedyen Thomas Rice'ın 1828'de yarattığı bir karakter olan Jim Crow, ilkel, her türlü aşağılanmaya maruz kalan bir siyahi tiplemesidir. Bu karakterden yola çıkarak kullanılan Jim Crow ismi, aşağılamak amacıyla beyazlar tarafından siyahlara takılan lakaplardan biriydi. Demiryolları ve tramvaylarda ırk ayrımını benimseyen ilk yasanın 1875'de Tennessee'de kabul edilişinin hemen ardından, tüm Güney eyaletlerinde birden demiryollarında ırkçılık uygulamasına gidilmiş ve her yere 'sadece beyazlar için' ve 'siyahlar' tabelaları yerleştirilmiştir. Bunların hepsi mevcut ırkçı söylemin resmiyet kazanması anlamına geliyordu. 1968'e kadar yürürlükte kalan ve siyahların beyazlarla aynı ortamı paylaşmalarını yasaklayan kanunlara Jim Crow yasaları adı verilmiştir.
Üniteryen: Hıristiyanlık inanışının temelini oluşturan Teslis doktrinini reddeden, Tanrı'nın tekliğine inanan bir Hıristiyanlık mezhebidir, Hıristiyanlığın diğer mezheplerince reddedilir.
Frankeştayn sendromu: Mary Shelly'nin 1818'de yayınladığı Frankenstein: Modern Prometheus adlı eserden yola çıkılarak kullanılan deyimdir. İnsanlığa umut olarak gösterilen teknolojinin bir zaman sonra insana zarar verdiği anlatılır. İyi bir şey yapmak isterken bir felakete sebep olmanın getirdiği kaygı durumu 'Frankeştayn sendromu' olarak adlandırılır.
PEARL HARBOR (7 ARALIK 1941): Japonya'nın II. Dünya Savaşı esnasında Oahu adasındaki (Hawaii) Pearl Harbor'da bulunan ABD'nin deniz üssüne düzenlediği saldırıdır. Saldırı II. Dünya Savaşı'nda tarafsız kalmak isteyen ABD'nin savaşa girmesine neden olmuştur. Japonya, Pearl Harbor baskınında hava gücünün deniz gücüne üstünlüğünü kanıtlarken, 3400 asker ölmüştür.
YEHOVA ŞAHİTLERİ: Kurucusu Amerikalı papaz Charles Russel'dir. Bir zamanlar Russelizm adıyla da anılmış ve bir cins Luthercilik olarak görülmüştür. Hedefleri tanrının denetiminde Hz. İsa'nın liderliğinde bir dünya hükümranlığı ve tek tip bir toplum düzeni kurmaktır. Yaratıcı olarak Yehova'ya inan bu mezhebin mensuplarının dünya çapında 7.96 milyona yakın olduğu, 239 ülke ve bölgede faaliyetlerini sürdürdükleri söylenmektedir.
TEODİSE: Din felsefesinde, kötülük olgusu karşısında Tanrı'nın adaletini savunmak.
ALEXIS DE TOCQUEVILLE (1805-1859)Siyasi düşünür ve tarihçi. Amerika'da Demokrasi (1835, 1840) ve Eski Rejim ve Devrim
Achilles'in topuğu: Bir insanın ya da bir şeyin en zayıf noktası.
Beynelmilel: Uluslararası.
Engizisyon: Eskiden Hıristiyan dünyasında farklı inanç taşıyanları cezalandırmak maksadıyla kurulan mahkeme.
Epistemoloji: Bilim felsefesi.
Feodalite: Avrupa'da 9'uncu yüzyıldan kapitalizmin gelişme devrine kadar tesirli olan iktisadi, siyasi ve sosyal nizam.
Fundamental: ABD'de orta çıkan Protestan menşeli mutaassıp akım, köktencilik.
İlhak: Katma, ilave etme, ekleme.
Mesiyanik: Mesih'in gelişine veya kıyamete dair.
Nosyon: Bir kavram veya olgu üzerinde olması gereken bilgi.
Örüntü: Olay veya nesnelerin düzenli bir biçimde birbirini takip ederek gelişmesi.
Stel: Yüksekliği eninden uzun yekpare bir taştan oluşan geleneksel bir yapıt. Stellerin üzerindeki yazı ve çizimler o zamana ve uygarlığa dair önemli bilgiler verir.