His ve görselden ibaret bir hayat
Resme olan ilgisi öyle olağanüstü olaylarla başlamamış çizerimizin. Aslında fazlasıyla klasik bir hikâye onunki de. Ortaokuldayken, konusu 'Çanakkale Zaferi' olan resim yarışmasında derece alması, ancak birinci olamaması üzerine ünlü karikatürist Muhammet Şengöz'ün "1'inci bu kız olmalıydı" diyerek onun çizimini göstermesi birçok güzelliğin başlamasına vesile olmuş.
O günün ardından henüz 13 yaşında olan Cemile'yi babası, Muhammet Şengöz'ün atölyesine götürüp kaydettirmişti. Yıldırım, sanata dair ne öğrendiyse orada öğrendiğini söylüyor. Hatta kendi tabiriyle söylemek gerekirse: "Muhammet Şengöz'ün atölyesinden sonra, üniversite falan fasa fiso oldu diyebilirim."
"Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik-Tasarım bölümüne iyi bir dereceyle girmiştim ama 1,5 sene sonra yapamayacağım dedim, olmuyordu. Okula başörtülü giremiyordum ama çeşitli şekillerde idare ediyordum, fakat ben 'ben' değildim. Bıraktım, daha doğrusu okulu dondurdum, bu ilk pes edişimdi. Sonra Viyana'ya gitmeye karar verdim. Oradaki okullarda yetenek sınavlarına girdim, hiçbiri kolay olmadı. Ama girebileceğim en iyi okulu kazanmıştım. Üç yıl Viyana'da kaldım ama orada da yapamadım. Viyana'ya yerleşip kalma korkusu sardı beni ve daha birçok şey. Zaten gurbet de bana göre değildi… Döndüm. Bu ikinci pes edişimdi. Sonrasında Marmara'daki kaydımı güncelledim. Paşa paşa burayı bitirdim. Toplam sekiz senede biten bir okul hayatı…"
Başörtüsü sorunuyla karşılaşmak ve onun yüzünden bir o yana bir bu yana savrulmak çok şey öğretmiş başarılı illüstratöre. Bu sayede daha da güçlenmiş, ancak genç yaşında birçok defa karar değişikliği yapmak durumunda bırakılmış. Bir yıl kadar önce tatmış olduğu Allah'ın kadınlara lütfettiği en özel duygu olan anne olmayı, hayatının nokta vuruşu olarak değil mutluluğu tam 12'den vurmak olarak yorumluyor kendisi.
Yaklaşık 10 yıldır devam ettirdiği kariyerinde ileriye dönük birçok planı daha var Cemile Ağaç Yıldırım'ın. Bunları plan değil hayal olarak nitelendirmeyi daha uygun görüyor.
"Özellikle gündemle ilgili siyasi çizimlerimi derleyip bir kitap yapmak istiyorum. Aslında bu çizimlerin hepsi gündeme dair yazılmış yazılara ait ve o yazılarla derlenirse çok daha güzel olabilir. Bu da biraz zaman alır, beş yıllık bir arşiv var. Aynı zamanda bir sergi hazırlığındayım. Uzun zamandır hayal ettiğim bir şeydi. Geç bile kaldım."
2004 yılında başlayan üniversite hayatını, çeşitli nedenlerle sekiz yılın sonunda bitirebilmiş. Şimdi geldiği yere baktığımızda ise adından sıkça söz ettiren bir isim olarak karşımıza çıkıyor. Hayatındaki zorluklar ve karşılaştığı engeller karşısında hiçbir zaman pes etmediğini, yılmadığını söylüyor. Başarısının sırlarından birisi de bu olsa gerek. "Ben çok dalgalanma yaşadım ama aslında hiç pes etmedim. Çünkü bir davam vardı. Amacıma da yaklaştım sanırım."
"Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış, marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış" Necip Fazıl Kısakürek