3 SORU 3 CEVAP
Opera eğitimim seslendirme sanatında bana katkı sağladı
Funda Kayacık/ Seslendirme sanatçısı
Sizi birçok filmin seslendirme sanatçısı olarak tanıyoruz. Özellikle aynı anda birden çok karakteri seslendirmenizle dikkat çektiniz. Opera mezunu olmanız bu alanda çalışmalarınıza nasıl bir katkı sağladı? Ayrıca Kayıp Kamyon filminde de oyunculuğa adım attınız. Nasıl gelişti bu süreç?
Opera eğitimimim, seslendirme sanatında bana pek çok yönden katkı sağladı. Çalıştığım işlerin çoğu müzikal projeler olduğu için karakterlerimin hem dublaj sesi hem de vokal sesi olmamdaki en büyük etken kendimi bu yönde geliştirebilmiş olmam. Opera eğitiminde diksiyon ve oyunculuk eğitiminin yanı sıra dil ve telaffuz eğitimleri aldık. Seslendireceğimiz parçaların dilleri genellikle İtalyanca, Rusça ve Almanca olduğu için özellikle bu üç dile ağırlık verildi. Parçalarımızı sahneleyeceğimiz için anlamalarını da kavramamız gerekiyordu. Bu durum, bizi sürekli çeviri ve araştırmaya yapmaya itti. Bu dilleri derslerimizde belli bir seviyeye kadar öğrenmiştik ama pekiştirmeyi sağlayan şey bu konuda istekli olmaktı. Aldığım bu eğitimler mesleğimi yaparken hiç beklemediğim anlarda işime yarayabiliyor. Dublajda işin tamamı hangi dilden çevrildiyse o kısımlar Türkçeleştirilir ama başka bir dil işin içine girdiyse o kısımlar orijinal halinde bırakılır. Eğer sanatçı yapabiliyorsa o üçüncü dil kısmını da kendi yapar. Benim çalıştığım işlerde İspanyolca ninni söylediğim de oldu, İtalyanca peynir tarifi verdiğim de... Bu yönden opera bana çok şey kattı.
Okul hayatımda derslere olan hevesim ve heyecanım beni üstten dersler almaya itti. Böyle olunca son senemde merak ettiğim diğer bölüm derslerini alabilecek zaman ve imkânım oldu. Kamera önü oyunculuk ve yaratıcı yazma çalışmaları dersleri aldım. Boş zamanlarımda kendimce hikayeler yazıyordum, bu ders sayesinde nelere dikkat etmem gerektiğini anladım. Bu yıl da kitap resimleme üzerine de ayrı bir eğitim aldım. Kendimi bu alanda da geliştirmek istiyorum. Kamera önü oyunculuk eğitimi ne zaman işime yarar bilmiyordum. Elbet bir gün bu alanda bir adımım olacak diyordum ama ilk adımı atmayı her zaman öteliyordum. Bu anlamda Kayıp Kamyon projesi benim için de sürpriz oldu. Hiç beklemediğim anda gelen bir teklifti. Büyük ve kaliteli bir yerin işi olması beni çok mutlu etti. Çekimleri izleyebilmek, ustaların oyunculuğunu direkt gözlerimle görebilmek harikaydı. Rolüm kısa da olsa usta isimlerle aynı kadroda yer almak benim için gurur vericiydi. Umarım başka güzel yapımlarda da uygun ve tatlı rollerde yer alırım.
Barbie, Cocomelon, Outlander gibi birçok projede seslendirme yaptınız. L eague of L egends (LoL) oyunundaki Briar karakterinin de sesi
oldunuz. Seslendirme yaparken birbirinden farklı karakterlerin dünyasına girmek size neler katıyor? Karakterlerde kendi sesinizi duymak
nasıl bir his?
Seslendirme için önceden çok fazla hazırlık yapmam gerekmiyor. Birlikte pek çok güzel işe imza attığımız müzik yönetmeni Cemre Özden Deniz ile şarkı kayıtlarında, kayda girmeden önce bazen şarkıyı birkaç kez dinliyorum. Bu süreçte, onun Türkçe sözleri nasıl oturttuğunu da ezberliyorum. Böylece şarkının duygusuna kendimizi daha iyi adayabiliyoruz. Dublaj kayıtlarında hazırlık süreci genelde birkaç saniyelik bir boğaz temizleme veya
karakteri hatırlama gibi kısa bir odaklanma aşamasını içeriyor. Kayıt öncesi ağız şapırdamasına sebep olacak şeyler yememeye özen göstermek gerekiyor. Kayıt anında yanınızda su bulundurmak iyi oluyor. Hazırlık açısından söyleyebileceğim şeyler sanırım bunlar. Farklı karakterlerin dünyasına girmek benim için çok eğlenceli. Her şeyden önce ben de işlerin fanıyım.
Kimi zaman severek takip ettiğim içeriklerde yer alıyorum. Kaydı alırken bir yandan da izleyip bunun üzerine yorumlar yapıyorum. Eğer teknisyen ve yönetmen kafa dengi insanlarsa, o kayıtlar genellikle kahkahalar eşliğinde geçiyor. Bu sayede en zor işler bile inanılmaz keyifli hale geliyor. Seslendirmekten en keyif aldığım karakter ise, Barbie Brooklyn Roberts. Onun hakkında saatlerce hiç yorulmadan konuşabilirim. Barbie, tıpkı Briar gibi çocukluk hayalimdi. Hatta Briar gençlik hayalim, Barbie ise çocukluk hayalimdi diyebilirim. Brooklyn karakterine ses vererek sezonlar boyunca konuştuğum ve şarkılarını söylediğim için artık onunla bir bütün olduğumu hissediyorum. O, bir duruma nasıl tepki verirdi, yazan şeyi nasıl söylerdi bunları kafamda canlandırabiliyorum. Ayrıca Barbie filminde seslendirdiğim şarkıları Spotify'da dinleyebilmek de Brooklyn'i sevmem için bir diğer sebep.
Seslendirme sanatçılarını genellikle sadece filmlerde, dizilerde duyuyoruz. Ama siz bu işi görünür de yapıyorsunuz. Sosyal medyada seslendirme yaptığınız videolar paylaşıyorsunuz, Twitch yayınları yapıyorsunuz. Büyük bir kitleniz var. Bu sayede kendiniz gibi
binlerce gence ulaşıyorsunuz, ilham kaynağı oluyorsunuz. Sosyal medyada bu işle görünür olmak sizin için ne ifade ediyor?
Sosyal medyayı bu şekilde kullanmaya başlama sebebim aslında yaşadığım üzücü bir hayal kırıklığına dayanıyor. Bazı işlerde yetenekten ziyade üne değer veriliyor, ben bunu çok geç fark ettim. Her zaman sosyal medyada içerik üretmek isteyen biriydim fakat mükemmeliyetçi yapım nedeniyle çektiğim şeyleri beğenmeyip, paylaşmıyor ve direkt siliyordum. Sürekli "Işık iyi değil, kamera bulanık, mikrofon kötü…" gibi eksikler buluyordum. Bu sebepler yüzünden yıllarca kendimin en büyük eleştirmeni oldum ve ilerlememi engelledim. Ancak bir gün, yaşadığım bir farkındalıkla kendime "Hayallerimi gerçekleştirmek ve kendimi geliştirmek için ne gerekiyorsa yapacağım" diyerek bir söz verdim. Bu hayata bir kez geliyoruz. Dönüp baktığım zaman "keşke" demek yerine "iyi ki" diye başlayan cümleler kurmak istiyorum.
Sosyal medyanın bu noktada bana oldukça faydası oldu. Yaptığım işlerin çoğalmasını ve hayalini kurduğum şeylerin kapısının aralanmasını sağladı. Kötü olarak nitelendirebileceğim tek şey ise kalpsiz insanların zorba davranışları. Siz ne kadar iyi olursanız olun "Meyve veren ağaç taşlanır" sözünün ne yazık ki gerçek olduğunu bilmelisiniz. Ancak bir başkasının sizi değersizleştirmesine asla izin vermeyin. Hepimizin içinde bambaşka renkler var ve hayat bu renklerle güzel. İnsanlara ilham verebilmek harika bir his. Zamanında "idol" olarak gördüğüm insanlarla tanıştığımda bazı hayal kırıklıkları yaşadım. Eğer bir yerlerde beni "idol" olarak gören birileri varsa, onlar için hayal kırıklığı olmak istemiyorum. Bu yüzden her zaman neşemi koruyor, sevgi ve saygıyı hayatımdan eksik etmiyorum.