Mısır’da darbeci general el-Sisi’nin devlet başkanlığına seçilmesi aynı zamanda ülkenin kaderinin ayrılmaz parçası olan ordu tahakkümünün daha uzun yıllar için perçinlenmesini sağladı. Bir milyondan fazla mensubuyla sadece askeri güç olmanın ötesinde ülke ekonomisinde de ağırlık sahibi olan Mısır ordusu bu seçimle ülkenin gelecek yıllarına da ipoteğini koymuş oldu. Arkasında 35 fabrika ve şirketten oluşan dev bir ekonomik güç bulunan ordu özel sektör üzerinde de büyük bir etkiye sahip. Yarı sosyalist yarı kapitalist olan Mısır ekonomik sistemi içinde orduya ait girişimler askeri üretimin yanı sıra lüks otomobilden gıda üretimine, benzin istasyonlarından temizlik şirketlerine kadar pek çok alanda hizmet veriyor. 1970'lerin sonundaki Camp David anlaşmasından sonra ABD yönlendirmesiyle birçok alanda yatırıma yönlendirilen ordunun girişimleri tatil köylerinden inşaata, restoranlara, hastanelere ve tarıma kadar uzanıyor. Seçilmişlerin kontrolünün dışında tutulan bu ekonomik yapı orduyu devlet içinde devlet, ekonomi içinde ekonomi haline getiriyor. Anlaşılan o ki, 1990'lardaki özelleştirmelerin bile dokunamadığı bu yapı ayrıcalıklarını koruyarak bundan sonra da devam edecek.