-Tabii ya tabiat, bu ay konumuz tabiat.
-Tabiat bize dokunsun istiyoruz biz ona hiç dokunmadan.
-Yaralarımızı sarsın, kanı durdursun, sancıyı bitirsin diye tabiata sığınıyoruz ama tabiatın yaralarını hiç sarmadan.
-Elinden düşürmediğin çiçek bile artık bir endüstriyel üretim, kendinden çok ambalajı olan ve bir nevi kokularla beslenen.
-Her canlı sana cevap verirdi eğer sen onları sevmeyi bilseydin, takla atan peygamber böceğine belki biraz benzeyebilseydin.
-Kesintisiz enerji üretimine itirazın var ama kesintisiz enerji ihtiyacına ne demeli?
-New York, tam iki hafta, tek ve çift arabalar teker teker yakıt alıyor. Herkes birbirini yiyecekti o zaman, şehir dışında metruk doğadan gelecek kahverengi ayıları vururuz belki ve orada çocukları korumak için filan diye alınan ateşli silahlar menzildeydi.
-Hem gelişmek istiyorsun hem doğa istiyorsun, en ufak elektrik kesintisinden iğreniyorsun, sen kalkınma neyle ve nasıl yapılıyor tam olarak biliyor musun?
-İsteklerini ertele, isteklerini ertele, isteklerini ertelesene…
-Derdimiz, bir İtalyan modacısının uygun gördüğü kusursuz vücut.
-Uzun ve sağlıklı yaşamak Çin'de de olsa alınız. Velev ki Pekin'de kışın göz gözü görmesin, sonra Şangay yaparız…
-Canlı ve cansız maddelerin tümü, kulaklarda kameralar, ağaç dallarında hışır hışır fotoğraf makineleri…
-Tütün fiyatları ve hasılatı demişti bir kez Cem Karaca…
-Rüya tabirleri kitabında 'rüyada tabiat görmek' maddesinde şöyle yazıyor: "Rüya sahibinin düşmanının sırrını öğrenerek onu tehdit etmesi şeklinde yorumlanır. Bu büyük sır sayesinde düşmanının hem kendisine zarar vermesine engel olacak hem de onu parmağında oynatarak ondan intikamını alacak demektir."
-Rüya tabircisi ne kadar kötü niyetlisin, nasıl bir toplum tasavvurun var diye tepki verirdim ben olsam…
-Hâlbuki ben öyle düşünmüyorum, intikam en sevdiğim günahtır…
-Bunun için bir başka rüyaya yatacağım ve bu sefer rüyada tabiat görmenin tam da kendisini bulup, soracağım?
-Büyük düşman kim, o büyük sır ne? Altçizgi…