Meryem İlayda Atlas: Ocak 2016| Editör Yazısı

Ocak 2016| Editör Yazısı
Giriş Tarihi: 4.01.2016 14:51 Son Güncelleme: 26.01.2016 12:35
Meryem İlayda Atlas SAYI:20Ocak 2016
İçinde kurtçuk yaşıyorsa demek ki organiktir mantığı ile alışveriş yapmak çok da fena bir fikir değil. Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde şöyle bir bahis geçer: Doktor, hasta adamın eline bir dizi kâğıt sıkıştırır ve içinde yazan rüyaları görmesini emreder (Bu tedavi için elzemdir). Adam çalışır çabalar ve kendisine verilen rüya ödevlerini göremez. Cumhuriyetin Freudyen genç psikanalisti konuya açıklık getirir, "Türkler, rüya görmekte bile tembeldir, bugün bir Fransız bir Alman olsa çoktan bu rüyaları görüp gelmişti…"

Bir de şu var: Annesi oğlunu bahçeden meyve toplamaya gönderir. Oğlan bir müddet sonra elinde bir sepet meyve ile döner. Bir mesire yerinin yolu üstündeki evlerinde tatilcilere satılacaktır bu meyveler. Anne, sepeti alır ve içinden bazılarını ayırır, oğlunu da tembihler; "Bu çürükleri de organik diye satarsın evladım."

Ne de olsa, içinde kurtçuk yaşıyorsa demek ki organiktir mantığı ile alışveriş yapmak çok da fena bir fikir değil, zira ocak ayının ortasında marketteki plastik gibi düzgün, aynı boyda ve parlak domateslerin içinde kurtçuklar bile yaşamayı reddedebilir…

Ankara'da 25 katlı bir rezidans. Zil çalıyor. Kocaman bir kargo paketi, kapıcı yardımcı olurken söyleniyor, "Abla ne var bunun içinde böyle?" Ne mi var? Kütahya'da bir çiftlikte yetişen pırasa, şekilsiz kabaklar, brokoli, organik elmalar falan filan… Her gün Türkiye'nin her yerinden her yerine çılgın gibi bu kolilerden gelip gidiyor. Onca yol, onca yakıt… Bir hane halkı daha "Hamdolsun, sağlıklı organik yemek yedik, süperiz" hissi ile uykusuna dalarken aslında kim kazanıyor? Benzin istasyonları mı, kargo şirketleri mi?

Olsun, yine de yaşasın sağlıklı yaşam ve tabii yaşasın teknoloji!

Yol, yakıt demişken, sağlıklı yaşam büyük bir pazara dönmüş durumda. Daha çok harcayıp daha sağlıklı kalmak ise pek mümkün gözükmüyor. Ninelerimizin ve dedelerimizin hep bahsedip durduğumuz hayatı salt halis zeytinyağı yemekten ibaret değildi ki… 50 sene önce şehir içinde bile ortalama bir hanenin kapısından günde kaç tane araba geçiyordu? Biz bu sağlıklı yaşam işini çok seviyoruz da hem yoldan hem zamandan aynı anda kazanmak istiyoruz, daha çok uçağa binip daha hızlı ve güvenli arabalar kullanıyoruz. Daha çok bulmak istediğimiz şifa, ancak akıl, kalp ve nefsin beraberliği ile mümkün. Bu beraberlik nasıl olacak? Psikologlara ve organik besin kolilerine döktüğümüz paralarla mı? Hangimiz neyi ne kadar feda etmeye hazırız?
BİZE ULAŞIN