Şatafat, riya, şaşaa… Sanırım içteki yoksunluğun dışa yansıması. Bazı psikologlarca bir tür hastalık. Bazı sosyologlar için müthiş bir laboratuvar ortamı. Bana sorarsanız tümüyle politik, tümüyle siyasi bir alan. Merhameti hayvan sevgisine, ahlakı davranış kalıplarına ihraç edenlerin duymaktan pek hoşlanmadıkları bir kelimedir gösteriş. İhtişam, haşmet, görkem… Siz ona tumturağı, debdebeyi de ekleyebilirsiniz.

Bir işi yapmaktansa onu yapıyor görünmenin politikası. Başkalarını aldatmak amacıyla yola çıkıp, en çok kendini aldattığın dev aynası. Bir tür ışıltı belki… Bir tür kültürsüzlük biçimi de olabilir. Hatta gösterişe karşı çıkmak da giderek bir gösterişe dönüşebilir. Aslında üç kuruşluk bir nümayiş. Egoların cins savaşı bir anlamda. Bir tarafıyla da karşındaki şahsa karşı estetik bir mesafe alma biçimi. Greta Thunberg'in dünya liderlerine seslenirken kullandığı politik kelime o: "Gösteri bitti." Oysa küreselcilerin bizzat kendilerinin var ettikleri bir meseleyi, genç bir kıza söyletmelerinin asıl kendisi gösteri, gösteriş.

Hedonizm dininin hazcı ve faydacı refleksi o. Kendin için yaşamanın pratiği. Dış dünyada olan biten her şeyin fayda sağlayacak tarafını seçmende sana yardımcı olacak kılavuz o. Terör örgütlerinin bile eylem yaparken sığındığı elbise o. Aylak sınıf teorisinin çatlayıp patladığı mayın arazisi o. İnsanlığın gördüğü kötü bir düş. Evrenin yaşadığı altüst oluş o. Kapitalist iktisadın işgal girişimi o. Sınıflı dünyanın ilmihali o.

Kuruluşundan itibaren tek bir şeyden bile ödün vermeyen Kızıl Tugayları kendi tartışma alanına çeken yüksek ilim o. DEAŞ gibi kanlı bir örgütten büyük bir prodüksiyon çıkartan Batılı bir diskur o. Şımarık sekülerlerin rahatlama ayini. Aristokrasinin soysuz asaleti. Aydınlara özgü bir dil oyunu… Hayatımızdaki tüm mahrem alanları tekmeleyen bu modern icada gelin biraz daha yakından bakalım…