“ZİNCİR” NASIL KIRILIR?

Dilek Güngör 31 Ocak 2023, Salı

Son dönemde vatandaşın bir numaralı gündemi zincir marketler… Döviz kurlarının sabit gitmesine, benzin fiyatlarının düşmesine, üretimde finansman maliyetlerinin indirilmesine rağmen temel gıda ve ihtiyaç ürünlerinde fahiş artışların yaşanması enflasyonu tetiklediği gibi vatandaşın cebini de rahatsız ediyor. Zincir marketlere uygulanan para cezaları yeterli olamıyor. Caydırıcılığı sağlayabilmek için etkin denetim mekanizmalarının kurulup, yasal düzenlemelerin bir an evvel hayata geçirilmesi gerekiyor. Çözüm önerilerine geçmeden önce bugüne nasıl gelindiğine ve neler yapıldığına göz atmakta fayda var.

Yoğunlaşma eşittir fiyat artışı


Bugün perakende ticaretin içinde ilk 5 (BİM, A101, ŞOK, Migros, Carrefour) marketin toplam pazar payı yaklaşık yüzde 85'e ulaşmış durumda. Discount denilen sözde ucuzluk (!) marketlerinin payı ise bunun içinde yüzde 79'lara geldi. 10 yılda yüzde 395 artışla mağaza sayısı 42 bine ulaştı. Neredeyse her sokakta üç-beş tane aynı isimde markete rastlamak mümkün…

Rekabet Kurumu'nun Şubat 2021 tarihinde hazırladığı Türkiye HTM (Hızlı Tüketim Malları) Perakendeciliği Sektör Ön Raporu'nda tekelleşme gerçeği tek tek anlatılıyor. Rapora göre, son yıllarda bakkal, büfe, kuruyemişçi sayısı azalırken; hipermarket, süpermarket, indirim marketlerinin sayısı artmış. Keza cirolarda da benzer durum var. İndirim marketlerinin toplam satış içindeki payı diğerlerinden çok daha fazla yükselmiş. Tekelleşme artarken yerel marketlerin mağaza sayıları düşmüş. 2017'den sonra piyasaya yeni bir yatırımcı girmemiş.

Aşırı yoğunlaşma ilk etapta ölçek ve kapsam alanı açısından iyi gibi görünse de belli bir noktadan sonra fiyat artışlarını beraberinde getiriyor. Her sokakta üç-beş marketin olması vatandaşa fiyat avantajı sağlamıyor. Hatta bilimsel araştırmalara göre, piyasadaki her yüzde 1 yoğunlaşma yüzde 0,2 fiyat artışına sebep oluyor. Yoğunlaşmanın olduğu piyasada rekabet ihlalleri daha da kolaylaşıyor. Tedarikçiler ve zincir marketler mevcut ticari ilişkilerini kullanıp suni fiyat artışları baskısı kurabiliyor.

Üretici de esnaf da mağdur


Bir diğer yandan zincir marketler bugün sadece vatandaşın sorunu olmaktan da çıktı. Sadece tüketiciler değil, çiftçi de gıda üreticisi de esnaf da mağdur… Niye mi böyle söylüyorum?

Zincir marketler artık hem çiftçi hem gıda üreticisi hem de esnaf… Tarlası var, gıdayı işleyecek fabrikası var, paketleme yapacak tesisi var, ürettiği malı rafında sergileyecek marketi var.

Daha ne olsun! Bu zincir içinde kar transferleri nasıl cereyan ediyor? Kâğıt üzerinde yüzde 4 olarak görünen kâr rakamının içinde bu kısımlar var mı? Ara mekanizmalarda kaça alıp, kaça satış yapılıyor? Vergiden kaçınmak için çeşitli yollar deneniyor mu? Bana kalırsa, bu soruların cevapları muamma… Veyahut, bu kadar sayıları artan marketler…


Çiftçinin ensesine binip uygun fiyata tedarik yapıyorlar ama markette fahiş fiyata mı satıyorlar? Private label ürünleriyle gıda üreticisini üretimden soğutuyorlar mı? Fiyat ve vade dayatması, raf kirası, iadelerle gıda üreticisini zora sokmuyorlar mı? Organize perakendede en büyük meselelerden biri private label (özel marka)...

İlk başta private label ürünler fiyat açısından uygun görünse de rekabeti bozucu bir etkisi oluyor. Bir müddet sonra uygun fiyatlı market ürünü tanımlamasından uzaklaşıp, kendi başlarına bir marka olarak değerlendirilebilecek ürünler haline geliyorlar. Bu durumda, fiyatta rekabet edemeyen
firmalar pazardan çıkıyor. Her sokakta üç-beşi bulan hatta köylere dahi inen marketler küçük esnafı da bitiriyor.

Para cezası çözüm olamıyor


Esasında bugüne kadar birçok önlem alındı. Rekabet Kurulu 5 zincir market (BİM, A101, ŞOK, Migros,Carrefour) ve bir tedarikçi (Savola) hakkında toplamda yaklaşık 2.7 milyar TL idari para cezası uyguladı. Geçtiğimiz ay da tedarikçilerle ilgili soruşturmasını tamamladı. Aralarında Coca- Cola, Eti, Pepsi, Şölen, Haribo ve Kent Gıda'nın da olduğu 13 teşebbüse yaklaşık 878 milyon TL idari para cezası verildi.

Soruşturmalarda "topla-dağıt karteli" denilen tipte kartel yapılanması tespiti yapıldı. Şubat 2022'de enflasyon sepetinde de ağırlığı olan birçok gıda maddesinin Katma Değer Vergisi (KDV) oranı yüzde 8'den 1'e indirildi. Ticaret Bakanlığı market dolaşıp denetim yaptı, ceza kesti. Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yaptığı tespit edilen işletmelere büyük cezalar uyguladı.


Geçtiğimiz hafta şube sayısı 200'den fazla olan zincir marketlerin satışa sundukları ürünlerle ilgili verileri Ticaret Bakanlığı'na bildirmesi zorunlu hale getirildi. Amaç, perakende ticaretin etkin ve sürdürülebilir rekabet şartlarına göre yapılmasına yönelik politikaların geliştirilmesi, kamuoyunun
aydınlatılması ve tüketicinin fiyat karşılaştırması yapabilmesine imkân sağlaması… İşe yarar mı? Asgari ücretin 8 bin 506 TL'ye çıkarılmasının ardından etiketlerin gece yarısı değiştirilmeye başlandığına ilişkin haberlere bakılırsa bu da zincir marketleri kesmeyecek.

Perakende yasası çıkarılsın


Belli ki, sorun sadece para cezasıyla giderilemiyor. Uzun zamandır gündemde olan Hal Yasası ile Perakende Yasası'nın çıkarılması marketlerin kendilerine çekidüzen vermelerini sağlayabilir. Perakende Yasası'ndaki eksik ayaklar nedeniyle rekabetin kalmadığı, sektörün tekelleştiği, esnafın zor duruma sürüklendiği aşikâr…

Türkiye'de 400-500 kişiye bir market düşerken, Avrupa'da bu rakam 3 bin-3 bin 500. Bu yoğunlaşma Perakende Yasası ile önlenebilir. Discount (indirim) marketlerin yakın mesafelerde yeni mağaza açması gözden geçirilerek sınırlandırılabilir. Adil rekabet ortamını oluşturmak adına "mağazalar arası mesafe kriteri" belirlenebilir. Ayrıca yasa marketlerin tedarikçileriyle olan ilişkisini belli kurallara göredüzenleyebilir. Dikey büyümelere izin verilmez, raflarda private label ile markalı ürün rekabeti sağlanır. Zincir marketlerde private label ürünlere alternatif farklı markalara ait 2-3 ürün de yer alabilir.

Bunlara ek olarak; alıcı yoğunlaşmasından kaynaklanan problemlere çözüm getirilir. Üretimden rafa gelene kadar olan süreçte kamunun müdahil olması sağlanabilir. Kamunun üretim ve satış tarafında etkin şekilde yer alması sektörde tekelin kırılmasını sağlayabilir. İğneden tişörte, aküden tekneye, ütüden masaya kadar her şeyi satan zincir marketlere kural getirilebilir. Perakende sektörünü düzenleyen yasada yapılacak değişiklikle, ulusal zincir marketlerin satışını gerçekleştirdikleri ürünlere sınırlama konulabilir.

"Serbest piyasa" esareti…


Zincir marketlerle ilgili vatandaşın "daha sert önlemler alınsın!" talebi gündeme geldiğinde hemen serbest piyasa ekonomisinden dem vuruluyor. Bu konuda da birkaç kelam etmek gerekir. Bunu söyleyenler market zincirlerinin tekellerin elinde olduğundan bahsetmiyor. Kendi aralarında fiyatları organize ettiklerine dair belgelerin ortalığa saçılmasını hatta bu yüzden milyonlarca lira cezaya çarptırılmalarını görmezden geliyor. Serbest piyasa
ekonomisi adı altında oluşan "oligopol yapı"nın yarattığı yıkıcı rekabeti görmüyor.


Türkiye'de serbest piyasa ekonomisine dair kurallar geçerlidir,eyvallah, buna kimsenin itirazı yok. Peki ama hangi demokratik hukuk devletinde tüketicinin temel ihtiyaçları vahşi kapitalizme terk edilir!

Bir kere şurayı kalın çizgiyle çizmek gerekir: Serbest piyasa ekonomisi gerçek veya tüzel kişilere ekonomik alanda sınırsız bir özgürlük alanı vermez ki bunun için de kanun koyucu çeşitli tedbirleri Anayasa'ya dayanarak alır, almalıdır da… Serbest piyasa ekonomisinin sınırları Anayasa'da çizilmiş durumda… 167'nci maddede, "Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler" deniliyor.


Anayasa'nın 173'üncü maddesi "Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır" şeklinde düzenleniyor. Velhasıl, Anayasa'nın vermiş olduğu bu yetkiyle devlet, rekabet ortamının teminini sağlamak, üreticiyi ve tüketicileri korumak için her türlü tedbiri alabilir. Kimse de buna karşı gelemez. Yeter ki o kararlılık olsun…

Benzer Haberler

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.