Cumba:
Eski Türk evlerinde zemin katın üzerindeki birinci ya da müteakip katlarda dışa taşan kafesli oda bölmesine denir. Geleneksel Türk evleri dışa taştığı için alttan desteksiz kalan cumba, çökmelere karşı binanın ön cephesine yaslanan payandalara (destek) sahiptir. Türk mimarisinin ağırlıklı olarak ahşaba dayandığı dönemlerde yoğun olarak kullanılan bu yapı, taş ve betonarme yapılar yaygınlaştıkça terkedilmeye başlanmıştır.
Desantralizasyon:
Klasik anlamda desantralizasyon, merkezi yönetimden yerel yönetimlere doğru yetki, görev ve kaynak aktarımını ifade eder. Geniş ve modern anlamda ise desantralizasyon, merkezi yönetimin elindeki planlama, karar verme ve kamu gelirlerinin toplanması gibi yönetsel yetkilerin bir kısmını taşra kuruluşlarına, yerel yönetimlere, yarı özerk kamu kurumlarına, meslek kuruluşlarına ve yönetimin dışındaki gönüllü örgütlere aktarılmasını, bunlarla işbirliği içinde paylaşılmasını ifade etmektedir.
Topoğrafya:
Bir arazi yüzeyinin tabii veya suni ayrıntılarının meydana getirdiği şekil. Bu şeklin kâğıt üzerinde harita ve tablo şeklinde gösterilmesiyle ilgili ölçme, hesap ve çizim işlerinin hepsi.
İstanbulin:
Dik yakalı, boğazından aşağıya kadar kapalı, dizlere inen uzun bir erkek ceketi türüdür. Tanzimat yıllarından Meşrutiyet dönemine kadar memurların arasında yaygınlaşan resmi bir giysi olmuştur. Sonradan yerini açık yakalı olan redingota bırakmıştır.
Simülasyon kuramı:
Jean Baudrillard tarafından Batı medeniyetini eleştirmek ve modern dünyadaki değişimleri anlatabilmek için ortaya konan bir teoridir. 1970'li yılların başlarında teknolojinin etkisi altına giren modern dünyada politikanın, ekonominin, kültürün ve gündelik hayatın yapısı tamamen değişmiştir. Bu kurama göre medya, kendi gerçeğini oluşturmuştur. Böylece simülasyon evreni ortaya çıkar. Baudrillard'ın bu kuramla ilgili en ünlü açıklaması, Körfez Savaşı'nın "gerçekten yaşanmadığı" ile ilgilidir. Baudrillard'a göre, savaş bize bütün anlamından soyutlanmış olarak televizyon vasıtasıyla ulaşıyordu, televizyonu açtığımızda oradaydı, kapattığımızda ise savaş bitmiş oluyordu, ortaya çıkan görüntünün savaş denilince anladıklarımızla ilgisi yoktu.
Rainer Maria Rilke (1875-1926)
Lirik şiirin dünya edebiyatındaki en önemli isimlerinden biridir. Üniversite eğitimi için Almanya'ya giden ve burada hukuk eğitimi alan Rilke, eğitimini yarıda bırakarak kendini çocukluğundan beri esas tutkusu olan yazmaya adar. Önceleri düzyazı üzerine çalışan Rilke'nin kalemi gençlik döneminde genellikle şiire yönelir. Bu dönemde lirizmi içten bir anlatım ile ele almasının yanı sıra şekilsel bir kusursuzluk arayışı da onun şiirlerinde dikkat çekmektedir. 1926 tarihinde yaşama veda ettiğinde henüz 51 yaşında olan Rilke'nin Görüntü Kitabı, Yaşama Şiirler, Duino Ağıtları gibi önemli şiirlerinin yanında Malte Laurids Briggenin Notları adlı romanı da dünya edebiyatı açısından mutlak bir öneme sahiptir.
Turgut Cansever (1921-2009)
"Bilge Mimar" olarak da anılan Cansever, dünyada üç kez "Ağa Han Mimarlık Ödülü" almış tek mimardır. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde yüksek mimarlık eğitimi alan Cansever, meslek hayatının ilk önemli deneyimini 1949 yılında Sadullah Paşa Yalısı'nın restorasyonunu yaparak gerçekleştirmiştir. Türkiye'de ilk sanat tarihi doktora tezinin sahibidir. Cansever, 1958'de Beyazıt Meydanı tasarımına başlamıştır. Bu çalışma onu kent, imar gibi alanlarda mücadele vermeye yönlendirmiştir. Uzun yıllar yayım etkinliklerini sürdüren ve pek çok makale yayımlayan Cansever, anıtsal bir yapıt olan Mimar Sinan kitabını 2005 yılında yayımlamıştır. 2007 yılında İstanbul'da açılan "Turgut Cansever: Mimar ve Düşünce Adamı" başlıklı sergi ilk retrospektif (geriye dönük) mimar sergisi olmuştur.
Muhammed Ali Cinnah (1876-1948)
Cinnah, Pakistan'ın kurucusu ve ilk devlet başkanıdır. Kaydi Azam, yani Büyük Önder/Milletin Babası olarak da anılır. Ailesi tarafından 1892'de üniversite için Birleşik Krallık'a yollanan Cinnah, Londra'da hukuk eğitimi aldı. Cinnah, etkin siyasi yaşama 1906'da girdi. O yıl Hindistan Yarımadası'nda Birleşik Krallık'a karşı bağımsızlık mücadelesini yürütecek olan Kongre Partisi'ne katıldı. Cinnah, önceleri Hindu-Müslüman birliğine inandıysa da sonra bu tutumdan vazgeçerek Müslümanlara önderlik etti. Uzun bir mücadele sonunda Hindistan'da Müslümanları tek bir ulus ve devlet altında toplamayı başardı. Ağustos 1947'de Birleşik Krallık'ın Hindistan'a bağımsızlık tanımak zorunda kalması üzerine, aynı dönemde hem Pakistan hem de Hindistan devleti kuruldu. Cinnah ise Müslümanların önderi olarak simgeleşti. Cinnah'ın doğum ve ölüm yıldönümlerinde ülkesinde törenler düzenlenir.
Eshaş:
Kişiler.
Feraset:
Anlayış, seziş, sezgi.
Hulasa etmek:
1. Özetlemek.
2. Belirli bir nesne ya da durumun anlam, önem ve biçiminin anlaşılır duruma gelmesi.
Kerhen:
Gönülsüz olarak, istemeyerek.
Kâgir:
Taş ya da tuğladan yapılmış olan yapı, duvar vb.
Matuf:
1. Bir yöne eğilmiş.
2. Atfedilmiş, yöneltilmiş.
Mugayır:
Aykırı, uymaz.
Nedamet:
Pişmanlık.
Nizamname:
Devlet ya da başka bir yüksek otoritenin herhangi bir alanda etkinliğini belirli ayrıcalıklar bağışlarken düzenlediği hukuki belge.
Renövasyon:
Yenileştirme, iyileştirme.
Strüktürel:
Yapısal.