Esad'a karşı olan savaşımızı futbolla veriyoruz
Öncelikle hepinize teşekkür ediyoruz bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için…
İstanbul'dan bizimle konuşmak için geldiğinizden dolayı biz size teşekkür ederiz.
Ne kadar zamandır Türkiye'desiniz?
Marwan Mona: Dört aydır Türkiye'deyiz. Gelme sebebimizi aslında bütün dünya biliyor. Türk devletine, hükümetine ve halklarına bize kucak açtıkları için çok minnettarız. Sağ olsunlar.
Ziad Ajouz: Ben üç senedir Türkiye'deyim. Suriye Türkmenlerindenim. Neredeyse bütün Arap ülkeleri bize kapılarını kapatırken Türkiye bize en başından beri kapılarını açtı. Benim de gelişim dediğim gibi yaklaşık üç yıl oldu.
Omar Abdurrazzak: Ben savaştan önce Lübnan'a gitmiştim. Orada bir takıma transfer olmuştum. Türkiye'de Özgür Suriye Milli Takımı'nın kurulduğu haberini aldığımda gelip bu takıma katılmaya karar verdim. Yaklaşık üç aydır Türkiye'deyim.
Burada nerede kalıyorsunuz, hayatınızı devam ettirmek için gerekli olan maddi imkânları nasıl temin ediyorsunuz?
Marwan Mona: Abdulkadir Sinkeri diye bir iş adamı var. O şirketi üzerinden bize şu anda biraz yardımcı oluyor. Bir de Belçika'da Ali Bektar isminde bir şahıs var. Onun da yardımı oluyor. Cüz'i yardımlar bunlar tabi. Ama çok şükür yaşayabiliyoruz işte. Bizim futbolcularımız da her şeyin farkında aslında. Sonuçta bir savaş ortamından kaçıp buraya geldiklerinin bilincindeler. Az maaşları olmasına rağmen durumun farkındalar. Maaşlar az olsa da futbolu geliştirmek ve Esad'a karşı futbol üzerinden mücadele etmek gerektiğinin farkındayız takım olarak.
Türkiye'de bulunmanız hakkında neler söylemek istersiniz? Türkiye'de gurbette olma hissini yaşıyor musunuz?
Marwan Mona: Türkiye bize hiç yabancı gelmiyor. Biz burayı ikinci devletimiz vatanımız gibi görüyoruz. Kendimizi çok da gurbette hissetmiyoruz aslında burada ama tabi ne olursa olsun anavatan başka. Mesela tampon bölge kurulursa biz orada yaşamayı ve futbolumuzu orada oynamayı düşünüyoruz.
Mostafa Şakuş: Ben Suriye'de iç savaş çıkmadan evvel de milli takımın kalecisiydim. Savaş çıktıktan sonra en başta Mısır'a gittim sonra oradan Ürdün'e geçtim. Son olarak da Türkiye'ye geldim. Düşününce esas yabancılığı Mısır'da ve Ürdün'de hissettiğimi Türkiye'ye geldikten sonra daha iyi anladım açıkçası. Burada kendimi gerçekten kendi ülkemde gibi hissediyorum.
Ziad Ajouz: Ben Türkmen olduğum ve aynı dili konuştuğumuz için benim adıma Türkiye'de bulunmak çok zor olmadı. Kendimi gurbette olmaktan ziyade başka bir vatanımda gibi hissettim geldiğim ilk günden beri.
Omar Abdurrazzak: Ben zaten demin de bahsettiğim gibi Lübnan'daydım çok uzun süre. Türkiye'ye geldiğim ve kendi milli takımımla olduğum için açıkçası gurbet hissini yaşamıyorum burada. Çünkü takım arkadaşlarımla aynı dili konuşmak, aynı havayı solumak gurbet duygusunu dindiriyor bende. Hele ki Lübnan'dan gelip de kurulmuş olan kendi milli takımıma katıldıktan sonra.
Suriye'deki yakınlarınızla nasıl iletişim kurabiliyorsunuz?
Marvan Mona: Genellikle skype üzerinden görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. Başka bir imkânımız pek söz konusu değil! Bu iletişimi kurarken de tedirgin oluyoruz açıkçası. Zira Muhaberat bunu tespit ettiğinde iletişim kurduğumuz kişilerin peşine düşebiliyor.
Böyle bir durumla şahsen karşılaşan oldu mu mesela?
Ziad Ajouz: Benim çok yakın bir arkadaşım örneğin. Kendisiyle internet üzerinden iletişim kuruyorduk. Türkiye'de Özgür Suriye Milli Takımı'nı kurduğumuzu, kendisinin de bize katılmasını söylediğimde bundan haberdar olduğunu ve gelmek istediğini söylemişti bana. Bu konuşmayı yaptığımız günün ertesinden beri arkadaşımdan bir haber alamıyorum. Başka bir yakınımızdan bu konuşmanın ertesi gününde Esad güçlerinin gelip arkadaşımı evinden aldığını ve hapishaneye götürüldüğünü öğrendim. O günden beri maalesef kendisinden haber alınamıyor. Bu ne yazık ki Suriye'de birçok kişinin başına gelen bir durum.
Peki Suriye'ye karşı olan hasreti gidermek için yaptığınız özel şeyler oluyor mu? Mesela bir Suriye yemeği yiyip, Suriye'ye dair bir türkü dinlemek gibi şeyler yapıyor musunuz örneğin?
Marwan Mona: Suriye'de her gün birçok şehidimiz olduğu hepinizin malumu. Böyle bir durumda burada bir eğlence filan tertiplemiyoruz hasretimizi gidermek için. Ama annelerimizin bize öğrettiği Suriye yemeklerini yapıyoruz ara ara. Bu yemekler üzerinden hasreti kısmen dindirdiğimizi ben şahsen hissediyorum mesela…
Mostafa Şakuş: Hasretimizi gidermek için buradaki mülteci kamplarında bulunan yakınlarımızla görüşüyoruz. Oraları ziyaret etmeye çalışıyoruz. Onlarla muhabbet edip, dertlerini paylaşıp Suriye'ye olan hasretimizi az da olsa dindirmeye çalışıyoruz.
Ziad Ajouz: Benim annem ve eşim de Türkiye'de. Onlar Suriye'ye özgü yemekleri yapıyorlar çok şükür. En yakınlarımın benim yanımda olması burada Suriye'ye dair özlemimi gidermede çok etkili oluyor açıkçası. Diğer arkadaşlarımın durumunu düşündüğümde bunun için Allah'a şükrediyorum. Ama içimiz tabi ki buruk Suriye'den ayrılmak zorunda kaldığımız için.
Suriye'den uzakta olmak sizde ne gibi duyguların oluşmasına sebep oluyor?
Mostafa Şakuş: Bu konudaki duygularımızı anlatmak gerçekten çok zor. Biz orada Esad'ın baskısı, Muhaberat'ın baskısı altında yaşadık çok uzun yıllar boyunca. Evden dışarı çıkmaya korkuyorduk mesela. Bazen de gelip bizi evlerimizden alıyorlardı hiç sebepsiz. Hep korku içinde yaşadık dersem sanırım abartmış olmam. Ancak Türkiye'ye geldiğimizden beri ben şahsen özgürlüğü ve nefes aldığımı hissediyorum. Hani savaş ortamında bulunmayan onun ne demek olduğunu pek idrak edemiyor gibi. Ülkemi, mahallemi dostlarımı çok özlüyorum ve ülkemden çıkmak zorunda bırakıldığım için büyük üzüntü duyuyorum. Ancak inanır mısınız Suriye'de ne zaman öldürüleceğiz ya da tutuklanacağız korkusuyla yaşamaktansa Türkiye'de yollarda parklarda bile yatmak daha evla geliyor bana şu durumda.
Ziad Ajouz: Ben yaklaşık bir yıl Suriye'de savaştım. Bugün geçmişe dönüp baktığımda hatıralarımda daha çok savaşın o büyük acılarının kaldığını görüyorum. Bazı şeyler gerçekten unutulmuyor. Siz unutmak isteseniz de yaşanan tecrübeler buna müsaade etmiyor. Bombalar, ölen, yaralanan, sakat kalan insanlar… Suriye'ye dair gerçekler bunlar.
Omar Abdurrazzak: Ailem, doğup büyüdüğüm mahallem, mahallemde arkadaşlarımla top oynayışım aklıma geldikçe, bunlardan uzakta olduğumu fark ettikçe çok ciddi hüzünlendiğimi hissediyorum. Benim ailemin hepsi Suriye'de mesela. Onları hemen her an düşünüyorum. Düşündükçe de malum işte… Gerçekten anlatılması çok zor duygular bunlar…
Suriye'de var olan savaş esnasında oyuncular arasında yakınlarını kaybedenler var mı? Varsa bu kişilerin hissettikleri hakkında bizimle neler paylaşabilirsiniz? Savaş esnasında hayatını kaybeden ya da ciddi hasar alan oyuncularınız var mı mesela?
Marwan Mona: Oyuncularımızın birçoğu mücahit. Suriye'de Esad'a karşı verilen savaşa hemen hepsi katıldı. Türkiye'de Özgür Suriye Milli Takımı'nı kurunca birçoğu savaşı bırakarak gelip takıma katıldılar. Suriye'de hemen her insan bu savaş esnasında bir yakınını kaybetmiştir. Kimi annesini kimi babasını kimi kardeşini kimi de çok yakın arkadaşını… Mesela benim kardeşim ve yeğenlerimin hepsi şehit oldu.
Mostafa Şakuş: Benim kardeşlerim üç yıldır hapisteler. Üç yıldır kendilerinden haber alamıyoruz. Neredeler ne yapıyorlar, öldüler mi yaşıyorlar mı haberimiz yok.
Ziad Ajouz: Ben bu savaşta yakın arkadaşlarımın birçoğunu kaybettim.
Omar Abdurrazzak: Benim de kardeşim ve en yakın arkadaşlarımdan bazıları şehit oldu bu savaş esnasında.
Peki, Türkiye'deki insanların size karşı tavrı ve tutumları nasıl?
Marwan Mona: Türk halkının, hepsi değil, az bir kısmı bize karşı tepkililer. Bunu tecrübe ediyoruz. Mesela bizim için, bunlar savaşı bırakıp gelmiş burada futbol oynuyorlar diyenler var. Bizim esas işimizin bu olduğunu bilmiyorlar ki… Biz bu işi aslında ekmeğimizi kazanmak için yapıyoruz. Yani futbol bizim işimiz. Ama genel itibariyle bize karşı çok anlayışlı ve misafirperver olduklarını düşünüyorum Türk halkının. Anlayışlı olanlar bize Suriyelilerden bile daha çok destek veriyorlar. Kendilerini ensar bizi muhacir diye tanımlayan o kadar çok insan var ki.
Mostafa Şakuş: Türkiye halkının büyük çoğunluğu gerçekten bize çok yardımcı oldular. Ama bazıları bizim Suriyeli olduğumuzu fark ettiklerinde çok kırıcı konuşabiliyorlar. Mesela kadınlarımızı taciz etmeye çalışanlar da oluyor. Bize "defolun gidin kendi ülkenize" diyenler de çıkıyor bunların arasından. Ama genel olarak gerçekten çok anlayışlı olduklarını gözlemliyorum ben.
Ziad Ajouz: Benim demin de bahsettiğim gibi Türkiye'ye geleli yaklaşık üç yıl oldu. Ve insanların burada bize karşı tutumları genellikle çok müspetti. Allah hepsinden razı olsun. Türkiye halkı geldiğim ilk günden beri çok yardımcı oldular bana. Sorumlular kulüp ayarladılar benim için. Bartın'da, Edirne'de profesyonel futbol oynadım bu sayede. Ama arkadaşlarımın da bahsettiği gibi bazı olumsuz davranışlar da yok değil.
Bu zor zamanlarda gurbette futbol oynamak sizin için ne anlam ifade ediyor?
Marwan Mona: Bütün dünyaya karşı kendimizi futbolumuzla ispatlamaya, var etmeye çalışıyoruz. FIFA'ya da bunun için müracaat ettik. Yarın öbür gün inşallah Esad düştüğünde Suriye'nin milli takımının bizim elimizle devam etmesini istiyoruz.
Mostafa Şakuş: Futbol özellikle iç savaştan sonra benim için savaşın yeni bir veçhesi olarak anlam buldu. Kurduğumuz bu Özgür Suriye Milli Takımı aracılığıyla Esad'a karşı olan savaşımızı yürüttüğümüze inanıyorum.
Omar Abdurrazzak: Kimileri bu savaşı eğitim yoluyla kimileri silahlarla verirken Mostafa'nın da söylediği gibi biz de Esad'a karşı olan savaşımızı futbolla verdiğimize inanıyoruz.
Ziad Ajouz: Futbol benim için eskiden her şeydi. Şu anda Özgür Suriye Milli Takımı'nın bizim için değeri çok büyük. Bugün mülteci kamplarında yaşayan insanların hemen hepsi bizden bir şeyler bekliyorlar. Bunun böyle olduğunu gidip oradaki insanlarla görüştüğümüzde fark ediyoruz. Oradaki insanlar evlatlarını büyütüp savaşa yolluyorlar mesela. Ama şimdi biz futbol ve milli takımla yeni bir yol açtık. O kamplardaki anneler bizim açtığımız bu yol sayesinde her şeyin savaş olmadığını görüyorlar, çocuklarının büyüyünce bizim gibi futbol oynayarak en azından silahsız cephede mücadelelerini sürdürmelerini istiyorlar. Mesela milli takım oyuncuları transfer olduğunda almış oldukları ücretlerle o kamplarda yaşayan aileleri kurtaracaklar inancı yeşerdi insanlarda bizim açtığımız bu futbol yolu sebebiyle. Transferi gerçekleşen her oyuncu gidip 25-30 aileye yardım edecek beklentisi oluştu keza. Yani futbol Türkiye'de gerçekten çok çok derin anlamları olan bir şey oldu bizim için.
TFF'nin ya da Türkiye'deki yetkililerin size ne gibi yardımları dokundu bu süreçte? Bu konuda eksik gördüğünüz şeylerden de bahseder misiniz biraz?
Marwan Mona: Mersin Spor İl Müdürü Ahmet Bey, sağ olsun bize futbol sahası ayarladı antrenman yapabilmemiz için. Elinden geleni yapmaya çalıştı. Mersin Valisi bizim talebimizi duyduğunda sağ olsunlar kabul ettiler bizi ama şu anda biraz yavaş davranıyorlar açıkçası. Örneğin idman yapabilmek için saha bulma konusunda, futbolcularımızı bir araya toplamak için ulaşım konularında bazı sıkıntılarımız mevcut. Buralardaki sıkıntılarımız biraz giderilebilse bizim için çok çok iyi olur.
Mostafa Şakuş: Spor müdürlüğünün bizim için tesis ettiği antrenman sahaları örneğin kaldığımız yerlere çok uzak oluyor genellikle. İdman yapacağımız yere ulaşmak için yaklaşık bir buçuk saat yol kat etmemiz gerekiyor hemen her gün. İnşallah daha yakın ve imkânları daha iyi tesislerde antrenman yapabilme fırsatını sunarlarsa bize, bizim için çok daha iyi ve verimli olur bu. Mesela evli olan bazı oyuncularımız var, ben de evliyim bu arada ancak ailem şu an Mısır'da ve maddi imkânsızlıklardan dolayı buraya getiremiyorum. Biz takım olarak çok bir arada kalamıyoruz şartlar elverişli olmadığından dolayı. Bu evli arkadaşlarımızı idman için toplamak zor oluyor çünkü evleri demin de bahsettiğim gibi antrenman sahasına çok uzakta. Biz kendi imkânlarımızla onları gidip almaya çalışıyoruz. Hocanın da bahsettiği gibi bu konuda bize bir kamp alanı ve servis imkânı sağlanırsa çok iyi olacağını düşünüyorum.
Suriye'nin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mostafa Şakuş: Biz Suriye Özgür Takımı olarak Suriye'nin özgürlüğünü ve Esad'dan kurtulmasını niyaz ediyoruz. Nefesimiz uzun inşallah. Biz bu özgürlüğün geleceğine, yakın olduğuna inanıyoruz.
Ziad Ajouz: Ben savaşın böyle giderse bitmeyeceğini düşünüyorum açıkçası. Bu savaşın bitmesi için kesinlikle dışardan bir yardım gelmesi gerekiyor. Türkiye olsun başka ülkeler olsun bize yardım edip bu savaşın bitmesinin sağlanmasını istiyoruz. Suriye'nin özgürleşmesi için Esad'ın kesinlikle gitmesi gerekiyor. Dünyanın da bunu görmesi gerekiyor artık.
Omar Abdurrazzak: Ne zaman biteceği şu an için belli olmasa da ben kesinlikle bu savaşın biteceğini ve Esad rejiminin kesinlikle kaybedeceğini düşünüyorum. Suriye'nin bölünmeden eski günlerine geri dönmesi, ama başında Esad olmadan, Allah'tan en büyük dileğimdir benim.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Omar Abdurrazzak: Özgür Suriye Milli Takımı bünyesinde dünya kupaları klasmanında oynamış dört oyuncumuz var. Bunun dışında takımın hepsi profesyonel oyunculardan oluşuyor. Temennimiz, takım oyuncularımızın Türkiye'deki takımlarda oynamalarının kolaylaştırılması ve bu konuda yetkili olanların sesimize daha çok kulak vermesi. Ziad'ın da bahsettiği gibi bu yol açıldığı takdirde biz daha çok Suriyeli mülteciye bu vesileyle ciddi yardımlarda bulunabiliriz.
Çok teşekkür ederim hepinize bize zaman ayırdığınız için…