Peru'da düzenlenen 10'uncu Tekvando Poomse Dünya Şampiyonası'ndan altın madalya ile dönüp Türkiye'nin yüzünü güldüren Kübra Dağlı ile bu başarıya giden yolculuğunu konuştuk. Sempatik tavırları ile bir çok tekvando meraklısına da örnek olan Kübra, spor dünyasına adını genç yaşında altın madalyası ile yazdır dı. İlerleyen süreçte de Kübra Dağlı ismini sık sık duymaya devam edeceğiz gibi görünüyor.
Öncelikle Kübra Dağlı'yı tanımak isteriz.
20 yaşındayım. Aslen Ispartalıyım. İstanbul'da yaşıyoruz. Bu sene Sakarya Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümüne başladım. Bir süredir Sakarya'dayım yani. Alışmaya çalışıyorum.
Günlük hayatında nasıl bir insan Kübra Dağlı?
Ben günlük yaşamımda da sürekli tekvandoda beraber çalıştığım arkadaşlarımla beraberim. Hem antrenmanlarda hem de boş zamanlarımızda hep beraberiz. En iyi arkadaşlarım hep tekvandocular.
Ailede sporla ilgilenen başka kimse var mı?
Evet var. Babam boks, amcam tekvando antrenörü.
Spor yapmaya yönelişin, tekvando ile tanışman nasıl oldu?
Spora ilk karate ile kendi kulübümüzde başladım. 13 yaşındaydım. Dayımın ve babamın bunda büyük etkisi oldu. Bana çok destek oldular. Her zaman cesaretlendirdiler. Bendeki gelişmeler sonucunda beni daha sonra karateden tekvandoya yönlendirdiler.
Spor sana ve hayatına neler kattı?
En başta özgüven kattı. Ben spora başlamadan önce hiç kendine güvenen birisi değildim. Çok çekingendim. Bu tekvando ile gelişti. Kendimi ifade ederken artık çekinmeyen biri oldum.
Daha önce elde ettiğin başarıların neler?
2013'te gençler kategorisinde Avrupa şampiyonu oldum. 2014'te Meksika'da büyükler kategorisinde dünya ikincisi oldum. 2015'te de Avrupa Şampiyonluğu'nda Emirhan Muran arkadaşım ile birlikte birinci olduk.
Peki, bu sene Dünya Şampiyonu olup o kürsüye çıktığında neler hissettin?
Tekvandoya başlamadan önce her seferinde bayrağımıza selam veririz. Ben elimi kalbimin üzerine koyup o selamı verirken -buna antrenmanlarımızın hepsi dâhilhep içimden dua ederim 'Allah'ım sen İstiklal Marşımızı herkesin duyması için bana yardım et' diye. O kürsüye çıkınca da bunu düşündüm. Duamın kabul olduğunu ve onun büyüklüğünü gördüm. Rabbim bana bunu nasip etti. Daha büyük başarılar da nasip olur inşallah diye dua etmeye devam ediyorum. Şampiyonada performans sırası en son bizdeydi. Yani hemen öğrendik birinciliğimizi. Sevincimiz videolara da yansımış zaten. Böyle bir başarı elde edip bu sporun memleketi olan Kore'nin önüne geçebilmek çok önemliydi ve biz çok çalışarak bunu başardık.
Şampiyonada başörtülü kimliğin ile yarıştın. Senin için bu bir eksi oldu mu hiç?
Aksine artısını gördüm. Sonrasında gelen yersiz eleştiriler hariç. Şampiyona da kimse sizin dış görünüşünüze bakmıyor. Dünya böyle bir yer değil. Daha önce birçok ülkeye gittim yarışmalar için. Hiçbirinde bir sıkıntı yaşamadım çok şükür. Orada yaptığın performansa bakılıyor. Hatta farkındalık yaratmak açısından baktığımızda artısı oldu bile diyebilirim.
Önceden katıldığın yarışmalarda başörtülü olduğun için bir sıkıntı ile karşılaşmış mıydın?
2013'te yasak olduğu için bandana ile yarışmıştım ve şampiyonluk kazandım. Ondan sonra uluslararası federasyondan izin çıktı. Kıyafetim hiçbir şeye engel değil. Hepimiz Türkiye için mücadele ediyoruz. Sporda din, dil, ırk ayrımı yapmak çok saçma.
Sosyal medya üzerinde büyük bir destek geliyor yanılmıyorsam sana. Senin gibi bu sporu yapmak isteyip sana ulaşanlar oldu mu?
Şampiyon olduğumuz andan beri birçok mesaj aldım. Özellikle başörtülü arkadaşlarımdan. Hepsi çok güzel sorular soruyor. Onları elimden geldiğince yönlendirmeye ve desteklemeye çalışıyorum. Tekvandonun insana kattığı çok şey var. Bu sporu yapabilmek için belediyelerin açtığı birçok merkez var hemen hemen her yerde. Bu imkânlardan yararlanmak lazım. Tekvando avantajları çok fazla olan bir spor.
Daha önce de başarıların olmuşken neden bu defa bu kadar ses getirdi sence?
Sosyal medyanın ve benim başörtülü olmamın çok büyük etkisi oldu bu kadar ses getirmesinde. Daha biz şampiyon olduğumuz anda paylaşılmaya başlandı haberler. Böyle olunca da çok çeşitli yerlerden destek ve eleştiriler hızlıca gelmeye başladı. Bu sayede katlanarak arttı tepkiler
Nasıl hazırlandınız gösteriye?
Çok uzun bir sürede hazırlandık. Gece gündüz çalıştık. Performansta benimle birlikte olan arkadaşım Emirhan'la zaten çok yakın arkadaşız. O yüzden her fırsatta çalışmaya uğraştık. Ramazanda bile hiç durmadan çift antrenman yaptık, bayramlarda dahi hep çalıştık. Açıkçası başaracağımıza da inanıyorduk. Geçen sene Avrupa Şampiyonası'ndan şampiyon olup geldik ve ertesi gün Dünya Şampiyonası için müzik aramaya başladık. Müziği bulduktan sonra uzun bir süre dinledik ve müziğe alıştık. Hareketleri hazırlayıp hakemlerimize sunduk.
Poomse'yi bize anlatabilir misin biraz?
Ben Poomse'ye 2013'te başladım. Kelime anlamı, müzik eşliğinde hayali dans demek. Aslında Poomse, tekvandonun temel tekniklerinden oluşan ve belirli koreografilerle şov haline getirilmiş bir kategori. 'Serbest Poomse' denen teknikte müziği kendin bulup tekvando tekniklerinin dışına çıkmadan hareketleri yediriyorsun.
Bildiğim kadarıyla Koreli özel bir takımın da içinde yer alıyorsun.
Evet. Yaklaşık 20 kişilik bir takım bu. İçinde bu sporun en iyileri var. Benim dışımda hepsi Koreli. 2014'ten beri ben de aralarında yer alıyorum. Dünya Tekvando Şampiyonası ve 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda birlikte gösteri yaptık.
Türkiye'den ve dünyadan örnek aldığınız isimler var mı?
Var tabii. Türkiye'den Elif Aybüke Yılmaz. Dünyadan da Koreli tekvandocu Han-Byeol Jang. Çok beğeniyorum ikisini de.
Bundan sonra yapmak istediklerin neler?
Öncelikle Kore'ye gidip orada eğitim almak istiyorum. Bunu ilk fırsatta gerçekleştirebilmeyi diliyorum. Bana çok şey katacağını düşündüğüm bir eğitim bu. İnşallah fırsatım olur. Bunun dışında da kısmet olursa dünya şampiyonluğumu korumak ve her sene yinelemek istiyorum.
Başarılarını biz de büyük bir ilgiyle takip etmeye devam edeceğiz. Vakit ayırdığın için teşekkür ederim.
