H.Sena Kural: Ebru teknesinde canlanan kâğıtlar

Ebru teknesinde canlanan kâğıtlar
Giriş Tarihi: 3.07.2014 16:49 Son Güncelleme: 21.10.2014 12:51
Her zaman kalbimin sesini dinliyorum. Ebru hayatıma girdiği ilk günden itibaren hayalimi çizmeye başlamıştım. Benim çocukluğumda ebru sanatı öğretisi olmadığından, eksikliğini duyduğum ebruyu öğrenip gelecek nesillere aktarmak benim için önemliydi. Bu sanat anlatılmaz, hissedilir… Sanatla iç içe olan bir aileden gelen Şebnem Hoşhaber'in sanatla tanışması çok küçük yaşlarda olmuş ve aşkı ilk ebru ile tanımış... Sanatla olan yolculuğu süresince en büyük destekçisinin ailesi olduğu aşikâr…

Lise eğitimini Kadıköy Anadolu Kız Meslek Lisesi El Sanatları bölümünde tamamladıktan sonra iki yıl kadar sanattan uzaklaşarak Turizm ve Otelcilik bölümünde okumuş. Sonrasında başlayan sanat çalışmaları hız kesmeden devam etmiş.

Hoşhaber, 2001-2003 yıllarında Ressam Mahinur Akkuş Atölyesi'nde temel sanat ve yağlı boya eğitimi, 2007-2009 yıllarında İSMEK'te Berrin Çakin Güç'ten minyatür, Fatih Belediyesi'nde Dilek Yerlikaya'dan tezhip, Milli Saraylar Daire Başkanlığı'nda Hikmet Barutçugil'den de ebru dersleri almış.

Daha ziyade klasik-geleneksel çalışmalara bağlılığından bahseden genç sanatçı, özgün çalışmalar ortaya çıkarmak için de çabalıyor. Diğer uğraşılarına göre ebrunun yeri ve değeri ise çok başka… Yolun çok başında olduğunu düşünen Şebnem Hoşhaber, ebru sanatında hiçbir zaman nokta vuruşu diye nitelendirebileceği eserler olamayacağını, ebrunun Allah ile kişinin arasında olan ilahi bir güçle çıkan eser olduğunu söylüyor. "Rabbim nasıl ki her canlıya ayrı bir şekil, bir güzellik veriyorsa, o anda suya nakşedilen desenler de rabbinle olan bağının, mutluluğun, üzüntünün, düşüncelerin yansıması. Dolayısıyla ebru teknesinden çıkan kâğıdımızın ruh yapısı farklıdır ve hepsinin ayrı ayrı kendine has özellikleri vardır."
#Sayfa#
Genç yaşında birçok ödül alan ve birçok sergiye katılan sanatçı, kendisine özgün çalışmaları için mekân oluşturacak atölyesini yeni açmış ve kalpten hissederek yapacağı daha birçok eser için şimdiden çok heyecanlı…

Ebruya karşı hislerini, "Her zaman kalbimin sesini dinliyorum. Ebru hayatıma girdiği ilk günden itibaren hayalimi çizmeye başlamıştım. Benim çocukluğumda ebru sanatı öğretisi olmadığından, eksikliğini duyduğum ebruyu öğrenip gelecek nesillere aktarmak benim için önemliydi. Bu sanat anlatılmaz, hissedilir… Rabbim önce hissettirir daha sonra hayallerinin peşinden gitmen için sana yol gösterir. Benim için de böyle oldu." şeklinde açıklayan Şebnem Hoşhaber, pozitif enerjiyi ebrularına yansıtmanın önemini de dillendiriyor.

2013 yılında Kültür Bakanlığı tarafından 'somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı' tanıtım kartını almaya hak kazanan sanatçı, sanat anlayışını ve ebrularını yaparken hissettiklerini en iyi anlatan kelimelerin Mevlana'nın şu sözleri olduğunu söylüyor:

"Açlığa sabredersin adı 'Oruç' olur, acıya sabredersin adı 'Metanet' olur, insanlara sabredersin adı 'Hoşgörü' olur, dileğe sabredersin adı 'Dua' olur, duygulara sabredersin adı 'Gözyaşı' olur, özleme sabredersin adı 'Hasret' olur, sevgiye sabredersin adı 'AŞK' olur..."
BİZE ULAŞIN