Melek Arslanbenzer; somut, nesnel, ne dediği anlaşılır, derdi olan ancak bu derdin kendinden müstakil olmadığı bir şiirin peşinde…
İzmir'de geçirdiği lise yılları sırasında amatörce yazdığı şiirlerini yayınlamayı düşünmemiş bile Melek Arslanbenzer. İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü kazanması vesilesi ile İstanbul'daki edebiyat ortamıyla tanışmış. Çok içlerine girmek istemediği, biraz da 'kibirli' bulduğu bu çevreden uzak durmaya çalışırken Atlılar dergisi ile karşılamış. Eğilimlerini kendisine daha yakın bulduğu ve içine sinen insanlarla tanışmış olmak edebiyatın içine çekmiş onu. Yazdıklarını paylaşma isteği ve yazılanların da bir karşılığı olduğunu fark etmek şairlik hikâyesini başlatmış.
Psikoloji eğitiminin üzerine, altı yıl da İstanbul Psikodrama Enstitüsü'nde psikodrama eğitimi alan şair, hem grup terapistliği hem bireysel terapiler yapıyor aynı zamanda.
Atlılar'da başlayan şiir macerası derginin kapatılmasından sonra eşi ile birlikte çıkarmaya başladıkları Fayrap dergisi ile devam etmiş. Fayrap'ı çıkarmaya başladıklarında Ankara'da olduklarını söylüyor ve ekliyor Arslanbenzer: ''Şiirlerimin büyük bir kısmını Ankara'da yazdım. Ankara, İstanbul'a göre 'daha az yaşayan bir şehir'. İstanbul'da hayret verici şeylerle daha fazla karşılaşıyoruz ancak çabuk normalleşiyor. Ankara'da hayret verici herhangi bir şey insanın daha kolay ilgisini çekebiliyor. Dolayısıyla şiir de biraz hayret ile yazılan bir şey olduğu için kendi adıma herhalde Ankara'da daha fazla şiir üretebilmemin nedeni; beni hayrete düşürebilen bir yer olması."
İlk şiir kitabı Metro'da Cuma Namazı'nın da böyle bir hayret sonucunda ortaya çıktığını söylüyor genç şair: ''Ankara'da buradaki kadar çok cami yoktur. Metro'nun içinde bir çarşı bulunur ve Cuma günleri orada Cuma namazı kılınır. Eğer Cuma vaktiyse boylu boyunca namaz kılan insanlarla karşılaşmanız mümkün. Bu başlık ve o şiir benim demek istediklerimi özetler nitelikte.''
'Neo-epik' şiir hareketinin iddialı isimlerinden olan Melek Arslanbenzer; somut, ne dediği anlaşılır, derdi olan ancak bu derdin kendinden müstakil olmadığı, 'sadece edebiyat yapma amacında olmayan' bir şiir yazma gayretinde.
Diğer insanlardan çok da farklı olmadığını düşünen şair, "Ne kadar sıradan olursam o kadar iyi" diyor.
İnsanın kendini diğerlerinden ayırma isteğini ergenlikte bırakması gerektiğini düşünüyor. İleride sosyal alanda çalışmak ve kadınlarla birlikte bir şeyler yapabilmek isteyen Melek Arslanbenzer, yeni bir şiir kitabı da yazmak istiyor. Aynı zamanda psikodrama ile ilgili şu an yazdığı kitabı tamamlamayı ve Fayrap dergisinde yazmakta olduğu popüler kültür yazılarını kitaplaştırmayı planlıyor.
"Bir şair olarak Melek Arslanbenzer denildiğinde insanların aklına ne gelmesini isterdiniz?" diye sorulduğunda ise çok net bir cevap veriyor: "Sadece güven''...